6

964 20 4
                                    

Ejder sabah gözlerini açtığında kollarında Ela'nın olduğunu daha yeni fark ediyordu. Onu rahatsız etmemek için yavaş hareketlerle yatakta dogrulmaya çalıştı. Ela ona küçük kollarıyla sarılmış mışıl mışıl uyuyordu. Saçlarını okşadı Ejder. Ne de çok seviyordu bu küçük kızı. Saçının teline zarar gelsin istemiyordu.

Ama kendi gibi bu kız da psikolojik sorunlarla mücadele ediyordu. Çalma hastalığı vardı, duygularını yönetemiyordu. Bunu defalarca ona anlatmaya çalışsa bile Ela her defasında buna karşı çıkıyordu. Asla kabul etmiyordu.

Neden anlamak istemiyordu?

Ela ne istediğini bilmeyen bir dengesizdi. Biliyordu ki dün gece ona çok güzel bir gece yaşatmıştı ama az sonra uyanınca bundan pişman olduğunu dile getirip ağlamaya başlayacak hatta üç beş gün Ejder den uzak duracaktı.

Ejder onu hala nasıl seviyordu bilmiyordu.

Ela'nın bir dr Aytunç takıntısı vardı. Onu sevdiğini biliyordu ama elinden bir şey gelmiyordu. Ela'nın sonu sevmesi için her şeyini verirdi ama bunun olmayacağı aşikardı. Ela onu hiç bir zaman sevmeyecekti.

Sadece bazı geceler, kendini yalnız, kimsesiz hissettiği zaman yanında olacaktı, Ejder.

Yani o istediği zaman, onun istediği kadar.

Her şeye karşı gelmişti Ejder bu zamana kadar. Herkesi karşısına alıp hazır ol duruşuna sokmuştu. Ama Ela'ya karşı hep zayıftı. Ela onun zayıf noktasıydı.

"Ejder?"

Ejder gözlerini aralayıp gülümsedi. Ela boncuk gözleriyle ona bakıyordu. Parmaklarını saçlarında gezdirdi. Keşke diye mırıldandı içinden, keşke hep onunla uyanabilsem.

"Efendim güzelim?"

"Biz?" Şaşkın bakışları üzerimizde olan çarşafa gezindi. "Ejder biz yanlış bir şey yaptık değil mi? " Eliyle yüzünü kapadı ve tahmin ettiğim gibi hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Ejder bu olayları daha önce defalarca yaşadığı için tepkisiz kalmayı seçti ve yeniden yatağa uzandı. Ne zaman ona yanlış bır şey yapmadığını anlatmaya çalışsa Ela asla anlamıyordu. Ondan uzaklaşıyordu. O da Ela'yı kendi kendine bırakmayı öğrenmişti zamanla.

Birkaç saate kendine gelirdi nasıl olsa. 

-

AYTUNÇ

Yaklaşık bir saattir odada Ayla'nın uyanmasını bekliyordum. Kocaman yatakta bedeni küçücük kalmıştı. Neden intihar etmişti acaba? Yaşadıkları ağır geldiği için mi? Ama değer miydi? Hayata son verince ne geçecekti eline? Bu küçük kız daha yolun başındaydı ve hiç bir şey bilmiyordu. Bilseydi eğer, intihar etmezdi.

Uyandığını biliyordum. Ama bunu belli etmek istemiyor gibi bir hali vardı. Gözlerini sıkıca yummuş, açmıyordu. Yüzü her zamanki gibi solgundu. Üzgün olduğu yüz ifadesinden belli oluyordu.

Kapı yavaşça açıldı ve hemşire içeriye girdi. Aylanın kolundaki serumu kontrol ettikten sonra bakışlarını bana çevirdi. "Bitmek üzere, az sonra çıkabilirsiniz."

Hemşire odadan çıktıktan sonra tutulmuş bacaklarımı umursamadan seri bir hareketle ayağa kalktım. "Ayla uyumadığını biliyorum," diye mırıldandım. Ona ne kadar kızgın olsam da bunu şuan belli etmenin manası yoktu. Sesimi yumuşatmaya çalıştım.

Ayla yavaşça gözlerini araladı ve yatakta doğruldu. "Yardım etmemi ister misin?" Diye sordum. Bir taraftan da içimden umarım istemez diye geçiriyordum. Başını olumsuz anlamda sallayınca derin bir nefes aldım. "Sen giyin, kapıda bekliyorum."

AYTUNÇ +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin