Karşımda yıllar sonra annem denen o kadını gördüğüme mi şaşırayım, yoksa evimi bastığı için deli mi olayım bilemezken ikinci seçenek daha cazip geldi.
"Kimsiniz siz be?!"
Ejder iri cüssesiyle adamların karşısına geçmiş hesap sorarken ona arka çıktım. "Çıkın evden!"
"Ayla yı almadan bir yere gitmeyiz."
Kadın kararlı bir şekilde bize bakarken kendimi onu incelerken buldum. Saçları sarıya boyanmıştı. Üzerinde ciddi bir patronu andıran siyah dar bir pantolon ve beyaz bir gömlek vardı. Gömleğin ilk üç düğmesi açık olduğu için göğüs çatalı burdan bile belli oluyordu. Bu durum midemi bulandırdı.
Bakışlarımı ondan alıp Ayla ya çevirdigimde korkuyla kadına bakıyordu. Yeniden bakışlarımı kadına çevirdim. "O hiç bir yere gelmiyor."
"Gelecek." Tehditkar bakışlarını kızda gezdirdi. "Değil mi tatlım?"
Ayla hiç bir cevap vermezken, onu korumak amacıyla arkama aldım. "Gelmeyecek. Şimdi defolun dedim!"
Sesim odada yankılanırken korumalar ceplerinde olan silahları ani bir hızla çıkarıp bize çektiler. Burdan bu kızı almadan çıkmaya niyetleri yok gibiydi. Ne istiyorlardı küçücük kızdan?
"Hey sakin olun," Ejder ellerini kaldırıp güldü. "Silahla olur mu bu işler? Konuşur anlaşırız." Bakışlarını bana çevirdi. "Arkadaşım sizin kızdan hoşlanmış, bir gün daha bizde kalsa ne olur ki, parası neyse veririz."
Ona büyük bir öfkeyle baktım. Ne biçim konuşuyordu bu herif? Arkamdaki kızın gururu hiç mi umrunda değildi de böyle laf ediyordu?
Kadın Ejder'in söylediğini mantıklı bulmuş gibi gülümsedi. "Yani eğer böyleyse bir gün daha kalabilir," adamlarına silahlarını indirmesi için işaret verdi. "Ama parayı peşin isterim."
Kadın parayı alıp gittiğinde Ejder'e öfkeyle baktım. "Ne biçim konuşuyorsun lan sen, " beni umursamadan omuz silkti. "Başka şansımız var mıydı?" Gözlerini gözlerime dikti. "Hem sen bu kızdan hoşlanmış gibisin sanki?"
Söylediği söz yüzümü buruşturmama neden oldu. "Saçmalama, sadece yardımcı olmaya çalışıyorum."
Eliyle banyoyu işaret etti. "Şimdi de yardım etsen iyi olacak, senin kız galiba banyoda ağlıyor."
Söylediğine karşılık banyoya doğru ilerledim. Banyodan hıçkırık sesleri yükselirken kapıyı yavaşça çaldım. Gururuna dokunmuştu tabi.
"Ayla, kapıyı açar mısın?"
Cevap vermeyince kapıyı tekrar çaldım. Ustelemek istemesem de elimde değildi. Merak ediyordum.
"Ayla iyi misin?"
Kapı yavaşça açıldı. Ayla, ağlamaktan kızarmış gözlerini silmeye çalıştı ve gülümsedi. Ben ise yüzünden çok daha az önce omzundan aşağıya dökülen saçlarının kulağının altına kadar kısalmış olmasıyla ilgileniyordum. Ne ara kesmişti saçlarını?
Bakışlarım yüzüne kaydiginda rahatsız olmuş gibi bakışlarını benden kaçırdı. "Yarın gidiyorum öyle mi?" Diye sordu, sesi ağlamaktan çatallaşmıştı. Bakışlarını karşıda en az benim kadar şaşkın bir ifadeyle bakan Ejder'e çevirdi. "Ne yönden faydalanmayı düşünüyorsun benden?"
"Ne faydalanması?" Diye atıldım hemen. Böyle algılamasını istemiyordum.
"Sana biraz olsun inanmıştım," gözyaşları yine yüzüne hücum ederken sert bir hareketle sildi. "Ya tecavüze uğradım ben defalarca! Halimden sen anladın sandım, hep yanılıyorum hep!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYTUNÇ +18
Teen FictionYıllar önce yaşadığı travmadan dolayı kadınlara dokunmaktan tiksinen Aytunç. Cinsellikten nefret etmesine yol açan olaylarla karşılaşan küçük bir kız Ayla. Kleptamani hastalığı başına bela olan Ela. Geçmişini bir sır gibi saklayan Ejder. Bu bir aşk...