5

1K 22 14
                                    

İnsan bazen öyle bir noktaya geliyordu ki ne hissettigini anlayabiliyor ne de tepki verebiliyordu. Uzun zamandır donuk bakışlarla ve tepkisiz bir şekilde yaşıyordum.

Ama şuan nedense içimde bir korku vardı. Bunu açıkça hissedebiliyordum.

"Getirdin başımıza sardın şu kızı!"

Ejder öfkeyle bana bakmayı sürdürürken cevap vermedim. Ben sadece ona acımıştım ve uzun zamandır ilk kez iyilik yapmak istemiştim. Nerden bilebilirdim ki kızın intihar etmeye kalkışacagını?

"Şimdi bir de ölürse al başına belayı!"

Ayağa kalktı ve cebinden sigara paketini çıkarıp dışarıya doğru ilerledi.

Eğer bir şey olursa başımız belaya girecekti. Bunu bende biliyordum. Üstelik Ejder onu kaç saat sonra buldu onu da bilmiyorduk. Bulduğunda ağzından köpükler geldiğini söylemişti. Sinirle yüzümü ellerim arasına aldım. Allah'ım ne biçim işlere bulaşmıştık biz böyle. Bir de intihar etmiş bir kızın soruşturmasıyla mı uğrasacaktık.

Ah benim bu yerli yersiz gelen iyi niyetim!

Kaç saattir hastanedeydik bilmiyorum. Doktor müsade altında tutulacağını ve birkaç tahlil yapılacağını, gelişmeyi ancak o zaman

Sinirle ayağa kalktım ve Ejder'in yanına ilerledim. Yoksa tek başıma düşünmekten kafayı yiyecektim. Dışarıya çıktığımda karşı bankta oturmuş sigara içtiğini gördüm. Yanına oturdum ve bir sigara da ben yaktım. Bana ofkeli olduğu her halinden belli oluyordu.

"Doktor ne dedi en son?" Diye sordum.

"Sabaha kadar net bir şey söyleyemeyiz falan dedi işte. Yüz kere ne sorup duruyorsun?"

Sigaradan derin bir nefes çektim. "Azarla diye değil herhalde. Neyse," dumanı dışarıya üfledim. "Kalk git hadi sen, ben beklerim sabaha kadar?"

Kaşlarını daha da çattı. Onu böyle giren biri şuan korkabilirdi. Çünkü iri yapılı, kirli sakallı herkesi korkutabilecek cinste bir adamdı. Bende iriydim ama onun yanında normal göründüğüme emindim.

"Nereye diyorum?"

Düşünmeyi kesip ona döndüm. Nereye olacak Ela'nın yanına!

"Eve," diye söylendim. Sesim istemsizce sert çıkmıştı. "hem ela belki evdedir." Ağzını yoklamaya çalışıyordum. Olanlardan haberi var mıydı acaba? Yada Ela'nın o sikik beyinli çocukla çıktığını biliyor muydu?

"Ela mı? O ne alaka oğlum şimdi?"

Kendime hakim olamadan bağırdım. Bu adam salak mıydı acaba?

"Bugün kimle dışarı çıktığını biliyor musun? Okulda o peşinde koşan geri zekalı bir çocuk vardı ya,"

Bakışlarını çoktan benden çekip yeni bir sigara yakmıştı bile. Dinlemiyor muydu bu adam beni? Benim ona baktığımı fark edince konuştu.

"Ee ne olmuş? " Yüzünü bana döndü ve yavaşça bana yaklaştı. "Bırak artık şu kızın yakasını, kimle isterse takılsın." Tek kaşını kaldırdı, "sana ne?"

Bana ne mı?! Ne demek bana ne? Ben onu korumak zorundayım. Bu benim görevim. Yıllardır gözümden sakınmaya çalışıyorum. Bunu neden kimse anlamıyor ki.

Ben cevap vermeyince Ejder ayağa kalktı. "Neyse, siktir et şimdi bunları da, kalk şu kız ne durumda bir bakalım."

-

Ejder'in siniri aşırı derece de bozuktu. Aytunç yakın arkadaşı olmasa ayağının altına almıştı bile. Tam her şeyi düzelttik dediği an nasıl da bulup getirmişti şu kızı başlarına? Hala korumaya devam ediyordu bir de.

AYTUNÇ +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin