ELA
İnsan bazen yanlış hisseder. Hayalle gerçeği karıştırır. Gerçek mi hayalden ibarettir, hayal mi gerçeklerden ibaret? Ben rüya mı görmüştüm gerçekten, yoksa bir komplonun içine mi dahil olmuştum? Hala çözemiyordum bunu. Düşünüyordum ve işin içinden çıkamıyordum.
"Ela, uyuyor musun?"
Kafamı yasladığım camdan doğrulup bakışlarımı dikkatle araba kullanan Ejder'e çevirdim. Beni arabaya bindirmiş ve hemen harekete geçmişti. Kaç dakikadır yoldaydık bilmiyordum. Aklıma gelen ilk soru dilime döküldü. "Nereye gidiyoruz?"
Gözlerimi ovaladım. Aglamaktan acımıştı. Üstelik tuvaletim de gelmişti. Bir dinlenme tesisi de mı yoktu buralarda? Bakışlarını saniyelik bana çevirdi ve yeniden yola odaklandı. Sorumu yok sayıp konuyu başka yere çevirdi.
"Neden kıvranıyorsun?"
Ejder gözlerini kısıp kısa süreliğine bana bakarken sinirle iç çektim. Önümüzde gördüğüm benzin istasyonunu işaret ettim. "Şurada dursana."
"Niye?"
Her şeyi sorgulaması bazen beni deli ediyordu. Sormadan dursa ne olurdu ki? Sıkıntıyla ona baktım. "Tuvaletim geldi," ejder söylediğim şeye bıyık altından gülerken koluna vurdum. "Ya niye gülüyorsun? Her insanın tuvaleti gelebilir. "
Bana cevap vermeden istasyona girdi. Saat çoktan gece yarısı olduğu için etraf sakindi. Yavaşça arabadan indiğimde o da benimle indi. "Seninde mı geldi?" Sorduğum soruya yeniden gülerek yanıma geldi ve elimi tutmaya yeltendi ama buna engel oldum. "Ulu orta yerde yapma,"tıpkı onun gibi hareket etmem sinirini bozsa da umursamadım ve lavaboya ilerledim.
İşimi bitirdikten sonra dışarıya çıktığımda beni bekliyordu. "Acıktın mı?" Diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. "Marketten bir şeyler alalım."
Yandaki markete girdiğimizde ben canım ne istediyse aldım. Tabi birazcık onu düşündüğüm için de onun sevdiği şeylerden de aldım. Kasaya ilerlediğimde Ejder ödeme yapmak için beni bekliyordu. Kasadaki çocuk bana gülümsedi, bende ona gülümsedim. Gülümsemesindeki imayı anlamıştım ama umrumda değildi. Hatta biraz Ejderi gıcık edebilirdim öyle değil mi?
"AA dur çikolata da alayım abicim," diyerek çikolata reyonuna ilerledim. İstediğim çikolatadan alıp kasaya geri döndüğümde kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Umursamadım.
"Abim çok çikolata yememi istemiyor da," diyerek kasiyer çocuğa gülümsediğimde yandan bir gülüş attı bana. "neden tatlı olduğunuz için mi?" Cilveyle kıkırdadım. Çocuk oyunuma alet olmaya çoktan meraklıydı zaten.
"Bilmem, tatlı mıyım ki?" Bakışlarımı çocuktan çekip Ejder'e çevirdim. "Tatlı mıyım abi?"
"Daha fazla saçmalama istersen," ejder bize uzatılan poşeti hışımla eline aldı ve bileğimi tutarak beni marketten çıkardı. O kadar hızlı yürüyordu ki, arkasından koşmak zorunda kalıyordum. "Bırak ya," diye söylendim.
Bir anda durduğunda yüzüm sırtına denk geldi. Burnum acıdığı için acıyla inledim. "Manyak mısın sen Ela?!" Öfkeyle bana tepeden bakarken bağırdı. Hemen ağlama moduna geçerken mırıldandım. "Yine ne oldu?"
"Ne abisi ulan? Ne abisi?" Bir anda beni belimden kavradiginda neye uğradığımı şaşırdım. Öfkeli gözleri hala üzerimdeydi. Ama ben ona bakmaktan korkuyordum. "Yüzüme bak,"
Başımı olumsuz anlamda salladım. "Yüzüme bak diyorum," ikinci kez ikaz edince yavaş hareketlerle başımı kaldırıp ona baktım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "abin miyim ben senin?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Ne sikim var da öyle diyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYTUNÇ +18
Teen FictionYıllar önce yaşadığı travmadan dolayı kadınlara dokunmaktan tiksinen Aytunç. Cinsellikten nefret etmesine yol açan olaylarla karşılaşan küçük bir kız Ayla. Kleptamani hastalığı başına bela olan Ela. Geçmişini bir sır gibi saklayan Ejder. Bu bir aşk...