11- İnce Bel

28.6K 1.6K 357
                                    

İyi okumalarrr🌸💖

Yüzük muhabbetinden sonra aramızda normal havadan sudan birkaç konuşma geçmişti sadece. Yüzüğümü sürekli takmamı istemesi benim için sorun değildi, çünkü bende onun sürekli takmasını isterdim. Zaten resmi olarak evlenemeyecektik. En azından yüzüklerimiz sayesinde hayatımızda birinin olduğunu anlarlardı insanlar. Evin önüne gelince Emir arabayı park etti ve arabadan indik. Cebimden anahtarımı çıkarttım ve anahtarla kapıyı açtım.

"Oğlum sen mi geldin?"

"Benim anneciğim, Emir'de geldi."

Annem sabahki Emir hakkındaki konuşmamız ile alakalı bir şey demeden hızlıca Emir'in yanımda olduğunu ona bildirdim.

"Emir mi geldi?"

Annem hızlıca oturma odasından çıktı. Bu sırada bizde ayakkabılarımızı çıkartıp içeriye girdik. Emir hemen kapı ağzında duran anneme ilerleyip elini öptü.

"Hoş geldin oğlum."

"Hoş buldum Nurten Teyze. Nasılsın?"

"İyiyim oğlum, sen nasılsın?"

"İyiyim bende, Mete ile yemeğe çıkacağız da hazırlanması için eve uğradık."

"İyi yapmışsınız oğlum. Gel oturalım, ayakta bekleme."

Hep beraber oturma odasına ilerledik. Annem ile Emir oturmuşlardı. Ben hazırlanacağım için oturmadım.

"Emir?"

"Efendim?"

"Nasıl giyinmeliyim? Şık mı sade mi? Nereye gideceğimizi bilmediğim için bilemedim."

"İçinden geldiği gibi giyin, fazla abartılı bir yere gitmeyeceğiz."

"Tamam."

Oturma odasından çıktım ve odama girdim. Dolabımı açıp krem keten pantolon aldım ve giydim. Üzerine beyaz gövdemi tamamen saran bir tişört giydim. Tişörtüm dar olduğu için ince belim tamamen ortadaydı. Bu görüntüden fazlasıyla hoşlanıyordum. Tişörtümü pantolonun içine koydum. Genel tarzım bu şekildeydi hep zaten. Saçlarımı geriye tarayıp sprey sıkıp sabitledim. Parfüm sıktım ve tamamdım. İyi göründüğüme karar verip odamdan çıkıp oturma odasına ilerledim. Annem ile Emir kahve içiyordu.

"Afiyet olsun."

Sesimle Emir bana döndü. Baştan ayağa süzdü beni. Utandırmıştı bu haraketi beni. Alışık olmadığım şeylerdi, o yüzden en ufak bir hareketinde bile utanabiliyordum. Ona tam olarak alıştığımda bu durum geçecekti, buna emindim. Tek ihtiyacım olan zamandı. Adımlayıp Emir'in yanına aramıza biraz boşluk bırakarak oturdum.

"Sağ ol oğlum, istersen sana da yapayım."

"Yok anneciğim zahmet etme. Emir içince çıkarız biz zaten."

"Tamam, sen bilirsin."

"Bu arada anne yüzüğüme tarihi yazdırdın mı?"

"Yazdıramadım bugün. Komşu geldi, öyle laflarken unutmuşum. Yarın yazdıracağım."

"Nurten Teyze iyi düşünmüşsün de Mete'nin yüzüğü ince ve zarif, tarih yazarlarken zedelenir mi?"

Haklıydı gerçekten. Zadelenirse çok çirkin olurdu.

"Doğru diyorsun oğlum. Zedelenebilir. Neyse o zaman yaptırmayayım. Getireyim de tak geri."

Annem yüzüğü getirmek için odadan çıktı.

"Tarih yazdırmak istiyorsan yeni alyans bakabiliriz."

"Annem istedi diye yazdıracaktım ben zaten. Alyansımı çok seviyorum, yenisini almamıza gerek yok."

Gerçekten de alyansımı çok beğeniyordum. Çok zarifti.

"Tamam o zaman, sen bilirsin."

Annem kutusuyla yüzüğü getirdi bana uzattı. Ben tam alacakken Emir benden önce kutuyu aldı ve yüzüğü çıkarttı. Elimi tutup yüzüğü taktı.

"Eline sağlık Nurten Teyze, kahve için teşekkür ederim. Biz kalkalım artık."

"Afiyet olsun oğlum. Güle güle gidin."

Emir tuttuğu elimi bırakmadan kapıya ilerledik ve ayakkabılarımızı giyip evden çıktık, arabaya bindik. Yol boyunca pek konuşmadık. Bir restorantın önünde arabayı park etti. Arabadan indik ve yan yana yürümeye başladık. Elini belime koydu. Bu ufacık teması kalbimin hızla çarpmasına yol açtı.

"Burası benim restorantım. Sana da göstermek istediğim için burayı tercih ettim. Bundan sonra sık sık benim yanıma ziyarete gelirsin zaten. Ama istersen başka bir yere de gidebiliriz?"

Gülümsedim. Kafamı iki yana salladım.

"İyi yapmışsın, bende merak ediyordum."

"Belin baya inceymiş. Zaten ince görünüyordu ama bol giyindiğin için bu kadar ince olduğu belli olmuyordu."

Utançla ve şaşkınlıkla yüzüne baktım. Hiç böyle bir şey demesini beklemiyordum. O da yüzü ifadene bakıp kıkırdadı. Kesin kıpkırmızı olmuştum. Bir şey demeden kapıdan içeriye ilerledik ve masaya oturduk.

"Menü getirsinler istersen ya da ben sana en güzel yemeklerden söyleyeyim, ne dersin?"

"Sen söyle istediğini. Restorant sahibi olarak ne yeneceğini en iyi sen bilirsin."

Emir garsona yemekleri söylerken, Emir'in masadaki telefonundan gelen mesaj sesiyle refleksle telefonuna baktım. Mesaj Semra Hanım'dandı. Ne yazdığına bakmadan gözlerimi çevirdim. Emir telefonunu eline aldı. Ne yazdığına baktıktan sonra güldü.

"Annemin selamı var, ne yapıyorsunuz diye soruyor."

"Sende benden selam söyle Semra Hanım'a, ellerinden öpüyorum."

"Annelerimiz bizden daha heveslilerdi bu ilişki için o yüzden merak ediyorlar."

"Evet, haklısın. Annem de bana her gün Emir ile aran nasıl diye soruyor."

"Başta sana biraz mesafeliydim, hatamı kabul ediyorum. O zaman böyle davranmamdaki sebep senin sadece ailenin isteği ile bu ilişkiyi kabul ettiğini düşünmemdi. Seni zorlamak istemedim ama ben yanlış anlamışım sanırım. Bugün annem bana güzel bir şekilde açıkladı bunu."

"Tabi ki ailemin istemesi benim kabul etmem için bir etkendi ama son karar benimdi. Sen kötü biri olsan, belki mutlu bir evliliğimizin olmayacağını hissetsem kabul etmezdim. Ama nedense en başında bana dediklerinde hiç kötü hissetmedim. Evet seni tanımıyordum ki hala pek tanıdığım söylenemez ama hislerim kuvvetlidir. Mutlu olacağız gibi hissettim. Belki şu an seni sevmiyor olabilirim, sen de beni sevmiyor olabilirsin ama bu sevmeyeceğimiz anlamına gelmez. İkimizde mutlu olmak için elimizden geleni yaparsak, herkes kendine düşen sorumluluğu alırsa birlikte huzurlu bir ömür geçirebiliriz."

"Haklısın Mete, herkes elinden geleni yaparsa ortada bir sorun kalmaz."

Bu konuşmadan sonra Emir'in davranışlarında bir değişme olur muydu bilmiyordum ama ben içimden geçen her şeyi ona söylemiştim. Bundan sonra nasıl davranmak istediği ona kalmıştı.

İnce BelliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin