Evimize taşınalı üç yıl olmuştu artık. O zamandan bu zamana değişen hiçbir şey yoktu. Üç yıl önce çocuk evlat edinmek için her şeyi araştırmıştık. Emir'in Çocuk Esirgeme Kurumu'nda müdür olan bir tanıdığı vardı. O bize her şeyi detaylıca anlatmıştı o zaman. Biz şu an resmi olarak evli olmadığımız için bekar görünüyorduk ve bekar bir erkeğin evlat edinebilmesi için en az 30 yaşında olması gerekiyordu.
Bu duruma o an çok üzülmüştük ama sonradan yeni evli olduğumuz için böylesinin daha iyi olabileceğini düşündük. Artık 3 yıldır evliydik ve Emir 30 yaşına girmişti bile. Emir 30 yaşına girdikten sonra direkt işlemleri başlatmıştık. İşlemleri başlatalı yaklaşık 6 ay olmuştu. Her şey tek tek titizlikle kontrol edilmişti ve onay almıştık. Daha doğrusu Emir almıştı.
Şimdi gidip çocukları ziyaret edecektik ve arasından seçecektik. Bu çok zordu. Hepsi ümitlenecekti ama arasından sadece birini seçecektik. Onların o buruk hallerini muhtemelen hiç unutamayacaktım. O yüzden en azından gönülleri hoş kalsın diye onlara oyuncaklar, kitaplar, giysiler almıştık.
Arabayı kurumun önünde durdurduğumuzda Emir'e döndüm.
"Emir, çok heyecanlıyım. Çocuğumuz olacak. Baba olacağız."
"30 yıllık hayatımda sanırım dördüncü kez bu kadar heyecanlıyım. İçim içime sığmıyor."
"Neymiş o dört an?"
"Birincisi gastronomi kazandığım zaman, ikincisi restorant açtığım zaman, üçüncüsü seninle evlendiğim zaman, dördüncüsü baba olacağımız zaman."
Gülümseyerek yanağını öptüm. Arabadan inip kuruma ilerledik. Bizi direkt müdürün odasına yönlendirmişlerdi. Odanın önüne gelince kapıyı tıklatıp içeri girdik.
"Hoş geldiniz Emir Özer değil mi?"
"Hoş bulduk, evet Müdür Bey."
"Buyrun oturun."
Koltuklara ilerledik ve oturduk.
"Tanıştırayım Mete, kendisi okul öncesi öğretmeni. Evlat edineceğim çocukla özel olarak ilgilenecek. O yüzden onun da benimle gelmesini rica ettim. O da beni kırmadı."
Mecburen böyle bir şey söylemek zorunda kalmıştık. Başka çaremiz yoktu.
"İyi yapmışsınız. Bir şeyler içmek ister misiniz? Yoksa hemen çocuklarla tanıştıralım mı sizi?"
"Hemen tanışalım lütfen."
Kafa sallayıp onayladı Emir'i.
"Yaş olarak belli bir şeyiniz var mıydı?"
Emir bana baktı göz ucuyla. Hafifçe sağa sola salladım başımı. Tek sorun genç çocuklardaydı. Belki homofobik olabilirlerdi. O yüzden bunu evdeyken konuşmuştuk.
"1 ve 8 yaş arası olursa iyi olur."
"Tamam, buyrun gidip bakalım."
Odadan çıkıp yatakhaneye ilerledik. Beşiklerin içindeki bebeklerin sesleri şimdiden beni mutlu etmişti bile. Başlarında bakıcılar duruyordu.
"Buyrun istediğiniz gibi bakabilirsiniz."
Tek tek beşiklere bakarken hepsini seviyorduk. Hepsi oldukça küçüktü. Daha bir yaşını bile doldurmamışlardı. Yan yana birleşik duran iki beşiğe ilerledik. Uyuyan bir kız bir erkek bebeğe baktım.
"İkizler mi?"
"Evet, anneleri 7 aylık hamileyken babaları bir kazada ölüyor o yüzden kadın erken doğum yapıyor ve doğumda ölüyor. Geriye bu iki bebek kalıyor. Vasileri de olmadığı için yetimhaneye geldiler."
Emir'e baktım. Uyuyan bebişlere bakıyordu.
"İsterseniz diğer çocuklara da bakalım."
"Tamam bakalım."
Başka bir odaya girdiğimizde oyun oynayan çocuklara baktım. Hepsi kafasını çevirmiş bize bakıyordu. Bir tanesi hariç. O köşede oturmuş, sırtı kapıya dönük tek başına araba sürüyordü. Merakla yanına gittim.
"Bende oynayabilir miyim seninle?"
Kafasını kaldırıp şaşkınlıkla bana baktı. Onu incelediğimde vücut olarak zayıf olduğunu fark ettim. Emir'de diğer çocuklarla ilgileniyordu.
"Benimle mi oynamak istiyorsunuz?"
"Evet, oynayabilir miyiz?"
"Tamam, olur ama benim başka oyuncağım yok. Bir tek bu arabam var. Alın siz sürün."
Gülümseyerek saçını okşadım.
"O zaman sen bana it ben de sana iteyim olur mu?"
Heyecanla kafasını salladı.
Arabayı bana itti. Bende tekrar ona ittim.
"Adın ne bakalım?"
Yanımıza gelen Emir'e baktım.
"Adım Mert."
"Ne kadar da güzel adın varmış."
"Teşekkür ederim. Sizin adınız ne?"
"Benim adım da Mete. Benziyor biraz sanki isimlerimiz, ne dersin?"
"Evet benziyor ama sizin isminiz daha hoşmuş."
"Onun ismi de Emir."
"Onun ismi havalıymış. Çok beğendim."
"Demek ismimi beğendin küçük beyefendi. Seni birine benzettim ben."
Göz ucuyla bana baktığında güldüm. Utangaçca gülümseyen çocuğa baktım. Gerçekten de bana benziyordu konuşma tarzı olsun, fiziği olsun.
Biraz daha Mert ile vakit geçirdikten sonra koridorda karar için konuşuyorduk.
"Mete, Mert ve ikiz bebeklere ne dersin? Biliyorum evdeyken planımızda birden fazla çocuk yoktu ama onları kanım çekti sanki. Gerçi bir tane olsun diye de konuşmadık hiç. Sadece çocuk istiyoruz diye konuştuk."
"Emir, bende istiyorum. Çok istiyorum hemde."
"Tamam o zaman. Artık üç tane çocuğumuz var."
Güldüm.
"Çok sarılmak istiyorum sana ama eve kadar sabredeceğim."
"Benim de çok fena öpesim var ama dedigin gibi eve kadar sabredeceğiz mecbur. Şimdi Müdür Bey ile konuşalım. Muhtemelen çocuklara oda yapana kadar vermeyecekler. Hemen odayı bugünden yapalım ve çocuklarımıza kavuşalım."
Heyecanla kafa salladım ve Müdür'ün odasına gittik. Müdür Mert'i yanımıza çağırmıştı.
"Mert, Emir Bey ile yaşamak ister misin?"
"Evet, isterim ama o beyfendi de olacak mı?"
Beni göstererek sormuştu. Gülumsedim.
"Evet, hatta seninle özel olarak ilgilenecek."
Mutlulukla gülümsedi ve kafa salladı.
"İsterim."
Mert'in kabul etmesi beni çok mutlu etmişti. Her şey hallolmuştu. Emir'in dediği gibi kalacakları yeri düzenlemeden ve kontrol etmeden alamayacağımızı söylemişti. Mert ile vedalaşmış ve onun için oda yaptığımızda gelip onu alacağımızı söylemiştik. Bizi beklediğini söylemişti. Kurumdan çıkar çıkmaz çocuklarımızın odası için alışverişe çıkmıştık. Her şeylerini eksiksiz almıştık. Eşyaların hemen teslim edilmesi için fazladan bir çaba göstermiştik ve sonunda adamları ikna edebilmiştik.
.
.
.
.
.
.
.Çocuk sahibi olabilmeleri için zaman atlaması yapmam gerkiyordu. Bekar bir erkeğin -ki Emir de Mete de malesef resmiyette bekar- çocuk evlat edinebilmesi için en az 30 yaşında olması gerekiyormuş. O yüzden Emir'imizi 30 yaşına getirdim. Mete'miz de 27 yaşında. Mert 5 yaşında. İkiz bebeklerimiz henüz 1 yaşında. Onların henüz ismi yok. Mete ve Emir koyacak.
Hatalarım varsa kusura bakmayın bu konuda pek bir bilgiye sahip değilim ve araştırmama rağmen işn içine girmeden her şeyi bilemem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnce Belli
Teen FictionAnnemin arkadaşının oğluyla, annemin ve arkadaşının isteğiyle evlendik.