6- Alyans

26.3K 1.7K 534
                                    

Bugünki üçüncü bölüm, diğer bölümleri okumayı unutmayın. Keyifli okumalar. Yorum yaparsanız mutlu olurum.💖


Dün Emir ile evlenmeyi kabul ettikten sonra annem direkt Semra Hanım'ı aramış ve kabul ettiğimi söylemişti. Semra Hanım mutluluğunu telefonda dile getirmişti. Telefobla konuştuktan sonra annem direkt ev temizlemeye başlamıştı. Tek başına yapmasına gönlüm el vermeyince annemle beraber evi temizlemiştik. Her yer bal dök yala olmuştu. Kabul etmekle iyi mi yaptım kötü mü yaptım bilmiyordum. Bunu ancak evlendikten sonra öğrenecektim. Gerçi nasıl evlenecektik onu da bilmiyordum. Türkiye'de eşcinsel evlilik yasal değildi. Muhtemelen yakınlarımız arasında bir düğün yapardık ve evlenmiş olurduk.
Dün babam geldiğinde onunla da konuşmuştum. O da bu evliliğin iyi olacağını düşünüyordu. Annemle babamın fikirlerine her zanan önem vermiştim. Onlar her zaman benim iyiliğimu isterdi. Belki evlendiğimde yanlış bir karar almış olduğumuzu fark ederdik ama annem ve babamın bunu benim iyiliğimi istediği için yaptığına emindim.

Ertesi sabah erken saatlerde Semra Hanım annemi aramıştı. Emir ile birlikte gelip annemle beni alacaklardı. Akşam aile içinde isteme töreni yapacaktık. Tören için yüzük beğenmemiz gerekti. Hemen hazırlandım. Siyah kumaş pantolon ve krem rengi tişört giymiştim. Saçımı da tarayıp düzeltmiştim. Güzel olmuştum. Parfümümü de sıkıp dış kapının önüne gittim. Annemde giyinip gelmişti. Annemin telefonu Semra Hanım tarafından çaldırılıp kapatınca geldiklerini anlamıştık. Hemen ayakkabımızı giyip dışarıya çıktık. Semra Hanım ve Emir arabanın dışında bekliyordu. Annem direkt Semra Hanım ile sarıldı. Ayrılınca geldi bana da sarıldı.

"Mete nasılsın?"

"İyiyim teşekkür ederim Semra Hanım siz nasılsınız?"

"Bende iyiyim oğlum. Çok şık olmuşsun."

"Teşekkür ederim, siz de fazlasıyla şıksınız."

"Ay, kibar damadık benim. Teşekkür ederim. Hadi gidelim de bir an önce alalım şu yüzükleri. Sabırsızlanıyorum."

Gülümsedim onun bu tatlı telaşına. Ardından hep beraber arabaya ilerledik. Ben tam arka koltuğa yöneleceğim zaman Semra Hanım kolumdan tuttu.

"Öne otur sen. Ben arkaya geçerim."

"Gerek yok Semra Hanım. Siz geçin lütfen."

"Hadi hadi sen oturacaksın öne."

Daha fazla ısrar etmeyip ön tarafa oturdum ve kemerimi bağladım. Kendimi çok gergin hissediyordum. Şu an yanımda birkaç ay sonraki eşim oturuyordu. Göz ucuyla bile Emir'e bakmadım. Utanıyordum. Arada sırada onun yan gözle bana baktığını hissediyordum. Ama bilerek ondan tarafa dönmedim. Çok sürmeden bir mücevher dükkanının önünde durmuştuk. Hep beraber inip dükkana girdik. Emir hemen çalışan beyfendiyle konuştu.

"Merhaba, biz alyans bakacaktık."

"Tabi çiftimiz kim?"

Emir elini belime koyup beni de kendini de adama yaklaştırdı. Heyecanlanmıştım. İlk defa böyle bir temas içerisindeydik. Adam Emir bizi gösterince dalga geçercesine güldü.

"Siz misiniz çift?"

"Evet ama sanırım siz beğenemediniz."

Emir'in sesi çok sinirli çıkmıştı. Ve sert bir şekilde adama baktı. İstemsizce bende kaş çatarak baktım adamın bu haline. Adam Emir'in sinirli sesinden sonra gülümsemeyi kesti.

"Yok, beni ilgilendirmez. Şöyle göstereyim modelleri."

Hızlıca modelleri çıkarttı. Şöyle bir göz gezdirdim.

"İstediğini seçebilirsin."

Emir'in sesiyle ona baktım ve kafa salladım. Modellerin çoğu taşlı, simliydi. Bu hoşuma gitmemişti. Ben daha zarif daha sade bir model istiyordum. Hem Emir için de sade olması daha iyiydi bence. Kendisinin taşlı tuşlu bir şeyler takacağını sanmıyordum. Ki sürekli takacağım bir şeyin abartılı olmasını bende pek sevmezdim.

"Daha sade modelleriniz var mı?"

"Var çıkartayım."

Adam çıkarttığında gözüme direkt bir model takılmıştı. Hemen elimle işaret ettim.

"Şunları deneyebilir miyiz?"

"Tabi."

Çıkartıp uzattığında Emir benden önce davranıp yüzükleri eline aldı. Kalın olanı kendi parmağına taktı. İnce olanı bana doğru uzattığında elimi uzattım almak için. Ama o elimi yüzüklü eliyle elimi tuttu ve yüzüğü parmağıma taktı. Şaşkınca ona baktım. O ellerimize bakıyordu. Bende bakışlarımızı ellerimize çevirdim. Çok güzel olmuştu. Tekrar Emir'e baktım.

"Beğendin mi?"

"Evet, sen beğendin mi?"

"Beğendim."

"Alalım mı bunları? Başka yerlere de bakabiliriz istersen?"

"Bence alalım. Boş yere gezmemize gerek yok bunlar gayet güzel ve zarifler. Ben çok beğendim."

Kafa salladı. Hemen arkamızda bizi rahatsız etmemek için sessiz sessiz konuşan annemlere baktım.

"Sizce nasıl?"

Ben sorunca hemen annemler yanımıza gelip yüzüklerimize baktılar.

"Ay çok güzel oğlum. Çok yakışmış."

"Evet Nurten çok yakışmış. Durun bir fotoğraf çekeyim. Melisa merak ediyordu."

Semra Hanım telefonunu çıkartıp ellerimizin footğrafını çekti.

"Alıyoruz o zaman bunu?"

"Alın oğlum beğendiyseniz."

"Biz bunları alacağız. Hızlıca paket yaparsanız iyi olur."

Emir bazen kaba olabiliyordu sanırım. Adı gibi 'emir' vermişti adama. Gerçi adamın tavırlarından rahatsız olduğu için de bunu yapmış olabilirdi. Adam Emir'in dediği gibi hızlıca paketledi ve verdi. Normalde Emirinkini ben, benimkini Emir ödemeliydi ama Emir bunu reddetmişti. Çünkü yüzüğün fiyatı neredeyse bir maaşım kadardı. O yüzden kabul etmiştim bu teklifini.

Alyansları gerçekten çok beğenmiştim. İlk girdiğimiz yerde bu kadar güzelini bulmayı beklemiyordum. Hatta istediğimi rahat rahat söyleyebileceğimi de düşünmüyordum. Ama Emir bu konuda bana karşı kibar davranmıştı. Yüzükleri aldıktan sonra rabaya binmiştik. Emir bizi eve bıraktı.

"Akşam görüşürüz Nurtenciğim, görüşürüz oğlum."

"Görüşürüz Semra Hanım. Teşekkürler Emir, görüşürüz."

"Teşekkür etmene gerek yok. Artık bunların bizim aramızda lafı olmaz. Görüşürüz Mete."

Kafa sallayarak onu onayladım, artık o benim eşim olacaktı. Dediği gibi bunların lafı olmayacaktı aramızda.

İnce BelliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin