Emir'denJakuziye gireli yaklaşık 5 dakika olmadan banyonun kapısı açıldı. Dışarıya dalmış gözlerimi kapıya çeviremedim. Kendime geldiğimde Mete'nin duşa kabine girdiğini gördüm. Öylece onu izlerken o kızarık gözleriyle suyu açtı. Hızlıca vücudunda ellerini gezdirip vücundaki tuzlardan arındı. Ardından suyu kapattı. Duşa kabinden çıkarken hala öylece onu izliyordum. Havlusuna doğru ilerlemek yerine bana doğru yaklaştı ve beklemediğim bir şey yaptı. Jakuzi de boylu boyunca uzattığım bacaklarımın üzerineden bir bacağını geçirip jakuzideki suyun içine soktu. Diğer bacağını da diğer tarftan suya soktuğunda bir süre ayakta bekledi. Ben öylece yüzüne bakıp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken eğilip kucağıma oturdu ve kollarını sıkıca boynuma sardı. Kafasını omzuma koydu. Öyle sıkı sarılıyordu ki... Sanki bana yapışmak ister gibiydi sarılışı.
"Emir?"
"Hmm?"
"Çok sert çıkıştım ben. Dediğin gibi ben olsam ben de böyle yapardım sanırım. O an sana zarar verirler korkusuyla doluydum. Bu ihtimal bile beni üzüyor. Onların sana zarar verme düşüncesi bile beni üzerken ben seni üzerek sana zarar verdim. İyi ki onlar yüzünden keyfimizi bozmadın, bugün çok eğlendim ben. Bugünü asla unutmayacağım. Yıllar sonra çocuklarımız olduğunda çocuklarımıza bile anlatacağım ilk deniz maceramızı. Sadece sana bir şey olacak diye korktum ve sana fazla çıkıştım. Hata ettim, farkındayım."
Kafasını aşağı kaydırıp kalbimi göğsümün üzerinden öptü.
"Seni çok seviyorum ben Emir. Ondan bu hallerim. Sen bir üzülsen ben bin üzülürüm. Daha yeni hayatıma girdin ama her şeyim oldun. Bana eş oldun, arkadaş oldun en önemlisi iki kişi de olsak bana yeni bir aile oldun. Seni kaybetmek istemiyorum. Yaptığım yanlış ama hepsi sana bir şey olabilirdi diye endişe ettiğimdendi. Özür dilerim."
Kollarımı sımsıkı beline sardım. Kafamı omzuna doğru yasladım.
"Seni üzgün görmek çok canımı sıktı hele ki bunu ben yapınca daha da canım sıkıldı."
Ağladığını omzuma damlayan göz yaşından anladım. Ellerimi iki yandan kafasına koyup kafasını omzumdan kaldırdım. Yeni yeni akmaya başlayan göz yaşlarını sildim.
"Biz bir ömürü birlikte geçireceğiz Mete. Muhakkak aramızda böyle sorunlar olacak. Olmaz diyemem. Önemli olan hatamızın farkında olup o hatayı hemen düzeltmek. Ağlayacağın bir durum yok. Lütfen ağlama."
Omuz silkti. Yüzündeki ellerimi elleriyle tutup beline koydu. Kendi ellerini yüzüme çıkartıp yüzümü iki yandan tuttu. Dudağıma çok yumuşak bir öpücük kondurdu.
"Beni affedebilir misin Emir? Bundan sonra daha da dikkat edeceğim, sinirlerime hakim olacağım."
"Affetmelik bir durum yok. Ben en son olan şeylerden sonra her zaman önce seni sonra kendimi düşünerek hareket ediyorum. O yüzden bana sakinlikle neden yaptığımı sor önce. Sonra gerçekten bir hata yaptığımı düşünüyorsan bana bunu güzel dille anlat. Yanlışsam düzeltirim. Doğruysam da sen yanlışını düzeltirsin. Olur mu?
Hızlıca kafasını salladı.
"Olur, öyle yapalım. Birbirimizi üzmeyelim."
Kollarını boynuma sardı. Dudaklarıma uzun bir öpücük kondurdu. Kolları hala boynumdayken uzaklaşmadan alnını alnıma yasladı. Ciğerlerine derince nefes çekti.
"Seni çok seviyorum. Ne ara içime bu denli işledin bilmiyorum ama büsbütün sen olmuşum ben. Her bir yanım seninle dolmuş."
Söyledikleri kalbimde büyük çarpıntılar oluşturmuştu. Hemen önümdeki dudaklarına uzanıp dudaklarımızı birleştirdim. Sakince öptüm. Mete hemen bana karşılık verirken vücudunu iyice bana yapıştırmıştı. Belinden daha sıkı tutup göğsüme vücudunu sabitledim. Dudağıma dişlerini geçirdiğinde inledim. Mete öpücüğümüzü daha da hızlandırırken bende ondan geri kalmadım. Daha da hırsla öptüm. Dudaklarımızı nefes nefese ayırdığımızda Mete gözlerime baktı. Hazdan yavaşça dudağını ısırdığında bu görüntüyü görmek beni bir odunun yanması gibi yakmıştı sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnce Belli
Teen FictionAnnemin arkadaşının oğluyla, annemin ve arkadaşının isteğiyle evlendik.