~4~

1.8K 137 142
                                    


-Minho'nun Bakış Açısı-

Sabah inanılmaz bir baş ağrısı ile gözlerimi açtım. Kendime gelmek için gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Yan tarafımdaki yatağa baktığımda Chan hyung'un yatakta olmadığını gördüm. Dün yaşadığımız şeyler yavaş yavaş aklıma geldiğinde kaşlarımı çatmaktan alıkoyamadım. Biraz daha toplanarak, oturur hale geldim ve sırtımı yatağın başlığına dayadım. Su içmek için ayağa kalktığımda odanın kapısı açıldı ve içeriye Jisung girdi.

"Sonunda uyanabilmişsin." Diyerek benim kalktığım yatağıma oturdu.

"Dün ne oldu?" Yan sehpadaki sürahiyi alırken sordum. Arkama dönük olsam bile yüzünün kızgın bir hâl aldığının farkındaydım.

"Bir de soruyor musun? Ne kadar sorumsuz birisiniz yaa. Bir daha sizinle içmeye gidersem ne olayım." Diye kızmaya başladı. Tamam zaten dün olanları hatırlıyordum ama bunda kızılacak ne vardı ki?

"Dün olanları hatırlıyorum ama senin niye bu kadar sinirlendiğine anlam veremiyorum. Eğer kavga etmemize sinirlendiysen, o çocuğun ne kadar iğrenç şeyler dediğinin farkına varmalısın. Hem sende kavga ettin." Diye cevap vererek yan tarafina oturdum. İçeriden sesler geliyordu yüksek ihtimalle kahvaltı hazırlıyorlardı.

"Neye mi sinirlendim? Sizin beni dinlemeyip sarhoş olmanız. Bir de yetmiyormuş gibi insanlarin içinde kavga başlatmanız. Sonra hiç bir şey olmamış gibi Changbin hyung ve senin sızman ve benim tek başıma sizi buraya getirmem. Bence kızmak için geçerli sebeplerim var. Ayrıca sizinle Chan hyung daha detaylı bir şekilde konuşacak." Tamam böyle deyince kızmakta haklıymış gibi görünebilir ama kavga olayında biz haklıydık ayrıca sarhoştuk, ki sarhoş olmasam bile aynı şeyleri yapardım. Seungmin'e laf etmişlerdi. Sadece Seungmin için değil kim olsa aynı şeyi yapardım.

"Tamam haklısın belki sarhoş olmamalıydık seni de zor durumda bıraktık ama Seungmin'e karşı dedikleri şeyleri duyunca çok sinirlenmiştim. Gözüm o anda hiç bir şey göremedi." Benim yumuşak bir tonla konuşmam onu da yumuşatmış olacak ki sakince konuşmaya devam etti.

"Haklısın o anda benimde gözüm hiçbir şey görmedi, ama kavga etmememiz gerekiyordu biz idolüz biri bizi şikayet etse gruptan bile atılabiliriz." Şu anda düşününce bu daha mantılı gelmişti gruptan atılmayı hiç istemezdik bizi şikayet etseler başımız yanardı, mantıklı olan kavga etmeden onları şikayet etmek olacaktı ama artık çok geçti.

"Changbin hyung'a da aynı şeyleri söyledim, olan oldu zaten. Chan hyung seninle de konuşacak. Kavga olayını bu sabah detaylı bir şekilde Chan hyung'a tekrar anlattım fakat diyer üyeler kavganın nasıl başladığını tam olarak bilmiyorlar. Onlara sadece laf attıklarını söyledim. Seungmin kendine denilen şeyleri duysaydı çok üzülürdü ve kendini suçlardı bilmemeleri daha iyi." Haklıydı Seungmin çok üzülürdü onun üzülmesi de bizi üzerdi. Sessiz kalmama karşı olarak konuşmaya devam etti.

"Her neyse sende kalk artık işlerimiz var önce elini yüzünü yıka, sonra da yaralarına pansuman yapalım. Chan hyung menajer hyung'a her şeyi anlatacak ve bir anlaşma yaparak ceza almamamızı sağlayacak." Kafamı sallayarak onu onayladım. Ve biraz daha yaklaşıp ona sarıldım biz akşam sızıp kalmıştık ve Jisung hem beni hem de Changbin'i sağ sağlim yurda geri getirmişti. Sanırım Jisung'u en yakın arkadaşım yapan özelliklerinden bir tanesi de kendinden önce başkalarını düşünmesiydi.

Duydulandım.

Her neyse. Kapının açılması ile Jisungtan ayrıldım ve kapıya döndüm. Elinde birkaç malzeme ile Seungmin kapıdan bize bakıyordu.

Arkadaştan Öte / 2min SKZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin