Önceki bölümü hatırlamıyorsanız bu bölümü okumadan önce önceki bölüme göz gezdirmenizi tavsiye ederim. İyi okumalar.
*****
-Minho'nun Bakış Açısı-Konserimiz bitmişti. Çok güzel bir konser geçirmiştik, her ne kadar Seungmin bizimle dans edemesede şarkı aralarında onun yanına gidip onun da eğlenmesini sağlamıştık. Şimdi ise Chan hyung'un ailesinin evinde oturuyorduk.
"Etler geldi. Hadi bakalım herkes sofraya." Chan hyung'un annesinin konuşmasıyla yanımdaki Seungmin'in koluna girdim ve az ötedeki masaya oturmasına yardım ettim.
"Ellerinize sağlık, mükemmel gözüküyor." Dememle herkes beni onaylamış ve yemeğe başlamıştı.
Yemeklerimizi tatlı bir sohbetle yemiş, şimdi ise gitmek için ayaklanmıştık. Seungmin'e deyneğini vererek ilerlemesini sağladım ve bende vedalaşarak diğer koluna girdim.
Evet biraz fırsatçı bir insanım.
Hehe.
Arabaya da binerek otele doğru yol aldık. Yarın sabah erkenden uçağa binerek koreye geri dönecektik.
"Offf! Yetti artık ya!" Hyunjin'in aniden bağırmasıyla yerimde sıçrayarak ona döndüm.
"N'oldu Hyunjin? Niye bağırıyorsun?" Diye sormuştu Changbin. Bende ona katılarak kulaklığımı çantama koyarak onları dinlemeye başladım. Chan hyung arabayı kullanıyordu ben de onun yanındaydım, arkada ise Hyunjin ve Changbin oturuyordu. Diğerleri başka arabayla geliyorlardı.
"Bir şey yok ya siz beni takmayın." Hafif arkama döndüğümde elindeki telefonu adeta fırlatırcasına çantaya koymuştu.
"Ne bir şey yok? Sabahtan beri telefon elinde sinirli sinirli geziyorsun. Fark etmedik sanma. Yorma da anlat işte ne olduğunu." Dediğimde şakağını ovalayarak konuşmaya başladı.
"Sorun Leya. Bu sıralar sürekli benim onunla ilgilenmediğimi söylüyor ve sürekli kavga çıkartıyor. Zaten konserler nedeniyle stresliyim birde onun dırdırını çekiyorum. Sabah konser olduğu için telefonumu kapatmıştım ve ona bunu söylemiştimde ama az önce neden telefonumun kapalı olduğunu ne haltlar karıştırdığımı falan sordu. Sürekli imalar yapıp duruyor artık cidden çok sıkıldım." Konuşmasını bitirdiğinde neden bu kadar sinirli olduğunu anlamıştım. Kızla tanışmıştım aslında tatlı bir kızdı fakat fazla yılışıktı. Bizim Hyunjin de bu kadar sıkmaya gelememiş olacak ki sonunda patlamıştı.
Eh haklıydıda.
"Sizce ne yapmalıyım? Cidden birkaç gündür böyle ve beni kendinden soğuttu. Artık ona eskisi gibi aşık değilim."
"Bence konuşmalısın ve eğer ona eskisi gibi aşık değilsen bunu ona söylemelisin. Eğer seni birazda olsun sevmişse karşı çıkmayacaktır. Hem ayrılmak veya ara vermek ikiniz için de iyi olabilir." Dediğimde, Chan hyung ve Changbin de bana katılarak beni onaylamıştı.
"Sanırım bu ikimiz için de en iyisi olacak. Kore'ye döndüğümde yapacağım ilk iş onunla konuşmak olacak. Sağol hyung."
"Önemli değil. Umarım senin için en iyisi olur."
"Umarım. Neyse onu bunu bırakında, sana bir şey sormak istiyorum hyung." Diyerek yerinde toplanarak bana yaklaşmıştı. Önüme bakarak cevapladım onu. "Sor bakalım."
"Seungminle bu sıralar bir garipsiniz, yani ne bileyim sürekli birbirinize kaçamak bakışlar atıyor gülümsüyorsunuz. Ya da hep bir temas halindesiniz. Hayırdır?" Dediğinde yerimde rahatsızca kıpırdandım. Chan hyung'un her şeyden haberi olduğu için küçük bir kıkırdama sunmuştu. Changbin de Hyunjin'i onaylar şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaştan Öte / 2min SKZ
Fanfic"Minho, Seungmin'den hoşlanıyorsun öyle değil mi?" "...." Minho, Seungmin'e karşı arkadaştan öte hislerinin oluşmasıyla ondan uzak durmaya çalışır ama bu pek mümkün olamaz.