Arkadaştan Öte / 2min SKZ

~8~

-Seungmin'in Bakış Açısı-

"Şöyle söyleyeyim, bana bir ay öncesine kadar bu soruyu sormuş olsanız hetero olduğumu söylerdim. Çünkü daha önce hiç bir erkek dikkatimi çekmedi, hatta lisede ve üniversite de çıktığım kızlar da oldu, ama bu bir kaç aydır bir erkekten etkileniyorum diyebilirim." Sonlara doğru Minho hyung'a bakarak söylediğim de, bana bakarak sırıttığını gördüm.

"Çüş Seungmin! Senin sevdiğin biri var ve biz onu bilmiyoruz."

"Kim lan bu sanslı kişi?"

"Tanıdığımız biri mi yoksa hyung?"

"Çocuklar, bi susun da Seungmin anlatsın." Ortadaki kaosu Chan hyung'un sesi bölmüştü. Şimdi ise herkes bana dönmüş, bir açıklama bekliyorlardı.

"Aslında tanıyorsunuz ama biliyorsunuz ki idolüz ve bir erkekle çıkmam ne kadar doğru olur bilemiyorum. Ayrıca onun benden hoşlandığı bile kesin değil."

"Sikerim idollüğünü! Kimse bizim özel hayatımıza karışamaz." Changbin'in hafif sinirle söylediği şeyler bizi güldürse de, Chan hyung'un bir bakış atması susması için yeterli olmuştu.

"Şaka maka cidden kimse bizim özel hayatımıza karışamaz Seung. Kimden hoşlandığını bilmiyorum ama ne zaman söylemek istersen biz hep buradayız. Kim bilir belki o da senden hoşlanıyordur." Chan hyung sonlara doğru Minho hyung'a bakarak konuştuğunda kaşlarımın havalanmasına engel olamadım.

İçimden bir ses Chan hyung ve Minho hyung'un bir şeyler karıştırdığını söylüyordu.

Değişen konuyla beraber akşama kadar sohbet etmiş, sonra da otele geçmiştik.

******

"Demek sevdiğin biri var Seung. Kim peki?" Odalara geçmiştik. Ve Jisung sevdiğim (?) kişiyi söylemem için beni darlıyordu.

"Sevdiğim değil Jisung sadece etkileniyorum."

"Ne fark eder? Sadece bana söyle cidden kimseye söylemem." Hâlâ yalvarmasıyla beraber altıma şortumu geçirip yatağıma oturmuştum.

"Hayır Jisung, emin olmadan kimseye söylemek istemiyorum. Onunla şu anda arkadaşız ve eğer benim ondan hoşlandığımı bilir ve benden hoşlanmıyorsa ilişkimiz garip bir hâl alabilir."

"Olsun sana yardım ederim." Hayır dememe rağmen hâlâ üstelemesine anlam veremiyordum. Onun olduğu tarafa dönerek konuşmaya devam ettim.

"Neden bu kadar üsteliyorsun?" Diye sorduğumda biraz afallamış anında yüzü düşerken ellerine bakmaya başlamıştı.

"Çünkü ben de birinden hoşlanıyorum ve onunla olmamız imkansız." Tamam bunu beklemiyordum. İlgisini çekmek için ellerini tuttum ve bana bakmasını sağladım.

"Neden Ji? Neden imkansız?" Gözlerinin dolması beni de üzerken, derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Çünkü o hetero ve sevgilisi bile var." Ağlayarak söylediği şeye karşı kollarımı ona doladım. Jisung çok enerjik bir insandı, içindekileri hiç bize yansıtmazdı hatta bu sıkıntıları içine ata ata kendine güvenini kaybetmişti ve bununla birlikte anksiyetesi ortaya çıkmıştı.

Kollarımı ondan çekerek yüzüme bakmasını söyledim ve göz yaşlarını silmeye çalıştım. Sanırım içine attığı için sonunda patlamıştı. Göz yaşları yenilenirken, ona tekrar sarılıp ve ağlamasını söyledim. Bir şekilde içini dökmesi gerekiyordu.