Önceki bölümü hatırlamıyorsanız bu bölümü okumadan önce önceki bölüme göz gezdirmenizi tavsiye ederim. İyi okumalar..
-Seungmin'in Bakış Açısı-
Sabah saçlarımda hissettiğim dokunuşlarla uyandım. Ayılmak için birkaç kere gözlerimi kırpıştırdığımda, kafamı biraz daha yukarı kaldırarak saçlarımı okşayan kişiye baktım. "Günaydın Min." Dediği şeyle dün olanları idrak edip, onun da olduğu gibi yüzüme bir gülümseme yerleştirdim. Ben Minho hyung'un kolunun üzerine yatmış, o da benim saçlarımla oynuyordu. Kalbimin hızlanmasına anlam veremeyerek cevapladım onu. "Günaydın hyung."
"Uyandırmak istemezdim ama biliyorsun ki erken kalkmalıyız." dediğinde, başımı sallayıp yattığım yerden doğruldum. Diğer yatağın olduğu yere bakarak, "Changbin hyung nerede?" Diye sordum. O da benim gibi yataktan doğrularak bana baktı. "Az önce uyandı, seni uyandırmak istemediğim için, onu diğer üyelerin yanına gönderdim." Diye cevap vermişti. Birkaç mırıltı çıkarıp onayladım onu. Tam bu sırada telefonuna mesaj gelmişti.
Odadaki banyoya ilerleyip yüzümü yıkadım. Ardından aynadaki yansımama bakıp siyah saçlarımı düzeltmeye çalıştım.
Tekrar odaya döndüğümde, Minho hyung telefonuna bakıyordu. Benim geldiğimi gördüğünde, "Üyeler aşağıya kahvaltıya inmişler. Sende istersen odana git, üzerini değiştir. Aşağıda buluşuruz." Dediğinde, "Tamam hyung." Diyerek, telefonumu alıp kendi odama koyuldum.
Minho hyungla olan dünkü konuşmamız aklıma geldiğinde istemsizce gülümsedim. Onun kalbini kırmak benim en son isteyeceğim şey bile değildi. Nedense ona karşı bu sıralar daha farklı hissediyordum. Benimle konuştuğunda, bana baktığında, yanıma geldiğinde... ister istemez heyecanlanıyordum. Diğer üyelere karşı böyle hissediyormuyum diye kendimi sorguladığımda, bir cevap bulamıyordum. Fakat diğer üyeler yanıma geldiğinde veya bana baktıklarında heyecanlanmıyordum, buna emindim. Birkaç gün önce olsa böyle söylemezdim ama şimdi çok değişik hissediyordum.
Daha fazla üyeleri bekletmemek için düşüncelerimi bir kenara bıraktım ve odaya geçip hazırlanmaya başladım.
*******
Bugünlük yapacağımız çekimler bitmişti. Bizde üyelerle birlikte önce otele gidip üzerimizi değiştirmiş, şimdi de bir şeyler yemeğe gidiyorduk. Hepimiz bir arabaya sığamayacağımız için yarı yarıya iki arabaya binmiştik. Bizim arabada; ben, Hyunjin, Jisung ve Minho hyung vardı. Diğer üyeler de ikinci arabaya binmişlerdi.
"Şarkı çok güzel etkileşim aldı." Diyen Hyunjin'e gülümseyerek cevap verdim. "Aynen öyle. Canlı yayın olmasına rağmen ve şarkıyı ilk kez seslendirmemize rağmen çok iyi bir iş çıkardık."
"Kesinlikle. Stayler bizimle gurur duyuyorlar. Bu seneye damga vurduk." Diyerek beni onaylamıştı Minho hyung.
"Aynen. Cidden çok geliştik."
Kısa araba yolculuğunun ardından şık bir restorana gelmiştik. Hava hâlâ kararmamış olmasına rağmen, ışıkladırmalar çok hoş gözüküyordu.
Diğer üyeler de gelmiş, hep beraber içeri geçmiştik. Manzarayı görebilmek için cam kenarına doğru yol aldım. Göl manzarasını görebileceğim bir şekilde sandalyeye yerleştim. Üyeler de beni takip ederek masaya oturmaya başladılar. Cam kenarında ben, yanımda sırasıyla Minho hyung, Changbin hyung ve Hyunjin. Karşımda Jeongin, onun yanında ise sırasıyla Felix, Jisung ve Chan hyung oturuyordu. Hep beraber yemeklerimizi söyleyip, yorgunluğumuzu atmak için sohbet etmeye başladık. Geçmiş okul yıllarımızdan bahsediyor, gülüyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arkadaştan Öte / 2min SKZ
Fanfiction"Minho, Seungmin'den hoşlanıyorsun öyle değil mi?" "...." Minho, Seungmin'e karşı arkadaştan öte hislerinin oluşmasıyla ondan uzak durmaya çalışır ama bu pek mümkün olamaz.