"Minho, Seungmin'den hoşlanıyorsun öyle değil mi?"
"...."
Minho, Seungmin'e karşı arkadaştan öte hislerinin oluşmasıyla ondan uzak durmaya çalışır ama bu pek mümkün olamaz.
Saat gerçekten çok geç olmuştu. Normalde olsa bu kadar sıkıntı yapmazlardı fakat, daha önce hiç böyle bir şey yaşamamışlardı yurda geç dönecek olsalar bile haber verirlerdi bu nedenle başta liderleri olmak üzere çok endişeleniyorlardı.
Chan telefonunu çıkarmış tam menajer'i arayacak iken... Zil çaldı.
Seungmin, "Geldiler sanırım." Diyerek kapıya doğru yol aldı. Fakat kapıyı açtığında ayakta durmakta güçlük çeken kişiler görmeyi beklemiyordu. Jisung, Changbin ve Minhoyu kollarından tutmuş arkadaşlarının ayakta durmasını sağlıyordu. Jisung Seungmin'e "Yardım et." Dedi. Seungmin transtan çıkmış gibi başını iki yana sallayıp arkadaşına yardım etmek için öne atıldı ve yere düşmek üzere olan Minho'yu tuttu. Bu sırada Chan da gelmiş Jisung'a yardım ediyordu. İçeri zar zor geçerek koltuğa oturdular. Seungmin daha önce fark etmediği ama çok yoğun gelen alkol kokusunu fark etti. Ayrıca Minho ve Changbin'e baktığında yüzlerinde ufak sıyrıklar, Minho'nun patlamış dudağı ve Changbin'in kaşındaki yara dikkatini çekmişti.
Diğer üyeler de merakla içeri geçtiklerinde burunlarına gelen kötü ve ağır koku ile yüzlerini buruşturdular. Chan kokuyu yeni fark etmiş olacak ki sinirle konuştu.
"Neredeydiniz?, Hem bu haliniz ne böyle leş gibi de kokuyorsunuz."
"Tamam hyung anlatıcam herşeyi önce bi bardak su içebilirmiyim? Cidden çok yoruldum." Dedi Jisung. Tek ayık olan oydu.
"Tamam ben getireyim." Diyerek mutfağa yol aldı Felix. Ardından hemen elinde bir bardak su ile döndü ve suyu Jisung'a uzattı.
Jisung suyu bitirdiğinde bardağı sehpanın üzerine koydu ve konuşmaya başladı. Minho ve Changbin'i göstererek, "Önce şu dangalakları içeri götürüp yatağa yatıralım yoksa elimden bir kaza çıkacak." Dedi. Üyeler sızmış olan ikiliye döndü ve yardımlaşarak odalarına götürdüler.
Herkes tekrardan salona toplaştığında pür dikkat Jisung'u dinliyorlardı.
"Öncelikle biliyorum sizi arayıp haber vermeliydim fakat bu pek mümkün olmadı. Benim telefonumun şarjı yoktu zaten, Minho ve Changbin hyung da fazla geç kalmıycaz diyerek telefonlarını arabada bırakmışlar. Bende o kargaşada sizi arayamadım."
"Tamam ama neden bu kadar geç kaldınız? Nerelerdeydiniz? Ayrıca yüzünüzdeki bu yaralar neden var? Sizi ne kadar merak ettik haberin var mı?" Chan telaşla küçüğünü azarlarken Jisung kafasını eğmiş buyüğünü ve arkadaşlarını bu kadar endişelendirdiği için kendine sövüyordu.
"Gerçekten özür dilerim hyung."
"Neyse, sen en iyisi bize neler olduğunu anlat."
*****
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~Bi haltlar yemiş olan üyelerimiz~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~Ve ilerideki çiftimiz;)
•Bi sonraki bölüm Jisung'un anlatımından olacak neler olduğunu öğreneceğiz ve yavaş yavaş bir şeylerin farkına varacağız.
•Ayrıca yan shipler de hazırlamayı düşünüyorum.
•Eğer okuyorsanız vote ve yorum atabilirmisiniz? Hikayeyi yazmak için çok hevesliyim ama git gide hevesim kırılıyor:)
