twenty six.

2.6K 356 58
                                    

oy vererek destek olabilirsiniz güzellikler.

Ölüm ve Kan;
Kötü tanrının vasıflarıyken, sanat, seks, özgürlük, doğa sevgi ve saygısı, bilimsellik Şeytan'ın vasıflarıdır.

Jeongguk Jimin'in söylediği söz ile öylece olduğu yerde durmuş, birkaç saniye ne dediğini idrak etmeye çalışmıştı. Jimin bunu fark etmiş olacak ki topukları üstünde dönmüş, dik dik ona bakan şeytanı incelemişti. "Yürüsüne." Kısık sesiyle konuştuğunda sonunda Jeongguk başını iki yana sallamış, meleğin yanına doğru adımlamaya başlamıştı.

"Jimin, bir şey sormam gerekiyor." Kalın sesi sonunda dudakları arasından çıkmış, bu da Jimin'in ona bakmasını sağlamıştı. "Sor." Bu sırada ikisi de oldukları yerde durmuş, salona girmekten vazgeçmişlerdi.

"Sanırım tek danışabileceğim kişi sensin, annem ve babam yanımda değil, etrafımda kıdemli bir şeytan da yok, Hoseok ve Namjoon'un anlayacaklarını da sanmıyorum." Sona doğru boğulmuş gibi hissetse de derin bir nefes almış, devam etmişti. "Bedenimde iki kişi yaşıyor gibi hissediyorum ve ikisini kontrol etmek çok zor."

"Tahmin edeyim şu an bizi öldürmek istiyorsun." Dediğinde Jeongguk afallamış, gözlerini suçlu bir çocuk gibi başka yönlere çevirmişti. Jimin bu hareketi ile gülmek istesede kendini tutmuş, omuz silkmişti. "Yapamazsın çünkü Taehyung var, değil mi?" Bu sırada ellerini havaya kaldırmış, yüzüklerini incelemişti. Ardından yeniden konuşmayı ihmâl etmemişti. "İçindeki öldürme içgüdüsünü engelleyememen normal, ne bekliyordun, Taehyung'un yanında masum olacağını falan mı? En büyük şeytanlardan birisin, şu an bile bana saldırmaman kendini mükemmel bir şekilde kontrol ettiğinin kanıtı."

Jeongguk duydukları ile hafifçe kaşlarını kaldırmış, sol yanında hissettiği o aptal hissin azaldığını hissetmişti. Jimin'e karşı yine o garip duyguyu hissediyordu. "Sana veya Yoongi'ye zarar vermemden korkmuyor musun?" Diye sorduğunda melek yüzüklerine bakmayı kesmiş, sarı saçlarını geriye atmıştı yavaşça. "Taehyung yanında olduğunda birine saldırabileceğini sanmam, öyle bir şey yapacak kadar gözün dönerse.." Jeongguk'a doğru bir adım atmış, yüzlerini yaklaştırarak fısıldamıştı. "Sen Yoongi'ye dokunamadan bedenini parçalarım."

Jeongguk duyduğu cümle ile histerik bir kahkaha atmış, geriye adımlamıştı. "Senden daha güçlü olduğumu biliyorsun." Jimin omuz silkerek şeytanı süzmüş, salona ilerlerken kıkırdamıştı. "Sen en büyük şeytansan ben de en büyük meleğim, unutma. Hadi yürü domates gözlü." Demiş, içeri girmişti tamamen.

Jeongguk son dediği ile kaşlarını çatmış, ellerini gözlerine sürtmüştü refleks ile. "Melek bozuntusu, ne bekliyorsam." Salona doğru adımlarken istemsizce güldüğünü fark etmiş, tam bu anda sol tarafındaki acı ile derin bir nefes almıştı. Sanki mutlu olduğu için cezalandırılıyordu.

Melez ile göz göze geldiklerinde onun yanına yerleşmiş, karşı koltukta oturan ikiliye bakmıştı kısa bir süre. Taehyung yanındaydı, evet eşi yanındaydı, karşısındaki melek olmasa belki eşi yanında olamayacaktı. Meleğe zarar vermemeliydi, ona borçluydu.

Peki Yoongi? O insan, kurban! Başını hızla iki yana sallamış, Taehyung'un Yoongi'nin dediği herhangi şeye güldüğünü duyunca şeytan da gülüyormuş gibi yapmıştı. Buradan çıkıp biraz olsun kendine gelmeliydi, biraz daha kalırsa Yoongi'nin kanı ile neler yapacağını hayal etmeye başlayacaktı.

Yavaşça ayağa kalktığında gözler üzerindeydi. "Hoseok'dan size kahve yapmasını isteyeceğim." Dediğinde Taehyung gülümsemiş, elini tutmuştu. "Ben söylerim bebeğim, otursana."

mastema - taekook. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin