Ben zevkim, ben gücüm. Benim kudretimdir, size doğru yolu bulduracak olan. Bana tapmanızdır, en büyük sevinç ve mutluluğunuz. Benim, sizi sevinciniz için kutsayan ve isteklerinizi hür bırakan.
"Merhaba küçük kız." Dedi esmer olan, küçüNelinde bulunan oyuncak bebeği yere koymuş ve gözlerini kırpıştırarak karşısındaki bedeni incelemişti. "Şey.. annem yabancılar ile konuşmama izin vermiyor." Demişti gözleriyle etrafa bakarken.
Mastema yine Jeongguk'tan bir kurban istemişti ve zavallı Taehyung gözüne kıstırdığı küçük bir çocuğu onunla kaleye gelmeye ikna etmek zorundaydı.
Taehyung derin bir nefes almış ve dizlerinin üzerine çökmüştü. "Ancak.. ben babanın arkadaşıyım." Demişti saçları önüne düşerken, "Yani sen beni tanıyorsun." Küçük kız gözlerini kapatmış ve hemen ardından tekrar açmıştı. "Benim babam yok."
Taehyung duyduğu cümle ile üzülsede umursamamaya çalışmış ve elini miniğin omzuna koymuştu. "Baban elbette var, ben seni buldum. Babanın bana verdiği bir görev var. Bunu birlikte yapmamız gerek."
"O görevi bana da söyler misiniz?"
Taehyung arkasından duyduğu ince sesle irkilmiş ve korkuyla o tarafa dönmüştü. Uzun boylu, ince parmaklı bir beyefendi ona dikkatle bakıyor ve kaşlarını çatıyordu. "B-ben.." Taehyung titreyen parmaklarını cebine sokmuş ve yakalanma korkusu yüzünden kendine gelmeye çalışmıştı. "Bu çocuk.. Soyaa değil mi?"
Tanımadığı bedenin bakışlarının yumuşadığını gördüğünde, rahatlamış bir ifadeye bürünmüştü. "Hayır o Soyaa değil, karıştırmış olmalısınız efendim." Diyen bedene son bir bakış atmış ve başını sallamıştı. "Ah, anlıyorum. O halde ben Soyaa'yı bulayım."
"Ben Seokjin, isterseniz Soyaa'yı birlikte bulalım." Ardından küçük kıza dönerek mırıldanmıştı, "Sen ablanın yanına git Minah, ben bu ağabeye yardım edip geleceğim." Küçük kız anlayışla başını sallamış ve gülümseyerek ablasına doğru gitmeye başlamıştı.
Taehyung fazlasıyla tedirgin hissediyordu, hemen şimdi gözlerinden tekini kırmızıya çevirir ve SeokJin denilen adamın hafızasını kontrol bile edebilirdi. Ancak çok fazla insan vardı ve dikkat çekmek istemiyordu.
Jeongguk denilen şeytan nerede kalmıştı? 'Çocuğu ikna etmeye başla, hemen geleceğim.' laflarını söylemiş ve ortalıktan kaybolmuştu. "Şey.. Ben Soyaa'yı kendim bulabilirim, teşekkür ederim." Demişti ümidini asla yitirmeyerek, SeokJin ise başını iki yana sallamıştı. "Ancak böyle çocuk kaçıran insanlara benziyorsunuz."
Taehyung duyduğu cümle ile istemsizce dudaklarını birbirine bastırmıştı. Gerçekten öyleydi, Mastema için küçük kız çocukları kaçırıyor ve onların gece attığı çığlıkları dinlemek zorunda kalıyordu.
Bu çok korkunçtu ve geceleri sürekli Taehyung'un rüyalarına giriyordu. Halbuki bundan birkaç yıl önce Taehyung oldukça acımasız bir melezdi, ona şimdilerde neler oluyordu bilmiyordu.
Taehyung oyunculuğunu bozmamış ve ufak bir kahkaha atmıştı. "Haklısınız, gelin ve birlikte onu arayalım. Minah'a çok benziyor, onun gibi gözleri var." Seokjin etrafa
bakarken, anladığını belirten mırıltılar çıkartmayı unutmamıştı."Siz kimsiniz?" Tam o anda, şeytanının sesini duyan melez rahatlamış bir nefes vermişti. Jeongguk ise onun beklemediği bir şey yapmış ve kocaman gülümseyerek elini Seokjin'e uzatmıştı. "Merhabalar, bir sorun mu vardı?"
Taehyung şaşkınlıktan açılan dudaklarını kapatmış ve gözlerini kırpıştırarak şeytanına bakmıştı. Nazik Jeongguk görmek çok nadir olurdu ve Jeongguk şu an naziklik sınırlarını fazlasıyla aşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mastema - taekook. ✓
FanfictionJeon Jeongguk, yüce Mastema'nın soyundan gelen bir iblistir. Yapılacak savaşa kadar, eğitilmek üzere melez Kim Taehyung'a bırakılır. semekook uketae tamamlandı.