future.

2.5K 278 124
                                    

Sapkın eski niyetler bile kutsal kitaptan çalınırken, ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görürüm.

oy verip öyle geçiyoruz bölüme, değil mi? 🗡️

Siyah gözler yavaşça aralandığında etrafı süzmüş, ardından yeniden kapanarak beklemişti bir süre. Bu gözler çok şey görmüştü, kan, savaş, ölüm ve aşk. Tek parıldadıkları yer ise aşktaydı, Kim Taehyung'da.

Jeongguk sonunda başını iki yana sallamış, yatakta doğrulurken ellerinden tekini saçlarına çıkartmıştı. Birkaç gün önce ölüp dirilmişti, evet bu şeytan resmen bir kez daha dirilmişti. Sevdiği çocuğun kollarında, onun sayesinde.

Yeniden kendi kendine düşüncelere daldığı sırada mutfaktan sesler geldiğini duymuş, gülümseyerek ayağa kalkmıştı. Artık hisleri canını yakmıyor, istediği gibi davranabiliyordu. Özgür hissediyordu, Jeongguk uzun bir süre sonra huzurlu hissediyordu.

Kapıyı araladığı sırada üstünün çıplak olduğunu fark etmiş, dün Taehyung'un kendi elleriyle yere fırlattığı tişörtü alarak üzerine geçirmişti. Dün gece aklında gezinirken istemsizce sırıtmış, yeniden kapıyı aralarken mırıldanmıştı. "Sanırım sevişirken şeytan hislerimi bastıramıyorum."

"Bu şeytanlıkla alâkalı değil, senin psikopat fantezilerin ile alâkalı Jeongguk." Şeytan bir anda kapının önünde beliren melezi ile ürkmüş, ardından hızla kollarını beline sararak vücutlarını bir bütün haline getirmişti. "Günaydın güzelim." Dediğinde, Taehyung içini saran sıcaklık ile istemsizce tebessüm etmiş, o da kendi kollarını şeytanının omuzlarına sararak burnunu boynuna yaslamıştı. "Günaydın sevgilim, iyi uyudun mu?"

Jeongguk yavaşça geriye doğru adımlarken başını sallamış, dudaklarını hızla Taehyung'un yanağına bastırırken mırıldanmıştı. "Rahat ve huzurluydum, rüyamda kanlar veya cesetler görmedim. İlk defa." Taehyung duydukları ile istemsizce mutlu olsa da yüzüne yansıtmamış, başını sallayarak Jeongguk'un elini tutmuştu. "Senin için erken uyanıp kahvaltı hazırladım, sonuçta artık koca kalede ikimiz yaşıyoruz, bir şeyden başlamalıydım."

Jeongguk duydukları ile sırıtmış, kolunu melezinin omzuna atarak ufak bedenini kendine doğru çekmişti. "Eşimin ellerinden bir şeyler yiyecek olma düşüncesi bile beni heyecanlandırıyor doğrusu." Sonunda yemek salonuna girdiklerinde Taehyung hızlıca masaya yaklaşmış, eliyle yaptıklarını göstermişti. "Nasıl gözüküyor?"

Jeongguk birkaç saniye melezin fiziğini süzmüş ardından başını sallayarak mırıldanmıştı. "Harika görünüyor."

"Yemekler Jeongguk, yemekler."

Şeytan hızla başını iki yana sallamış, masayı süzdükten sonra sırıtmıştı. "Ellerine sağlık." Masumca sırıttıktan sonra sandalyeye oturmuş, ellerinden tekini çenesine yaslarken birkaç saniye öylece düşünmüştü.

Jeongguk biraz daha iyileşene dek Dünya'da bulunan kalelerinde kalmayı seçmişlerdi, diğer evrende bulunan sarayı düzenleme işlerini belli bir süreliğine komutan Namjoon'a ve eşi Hoseok'a bırakmışlardı. Normalde buna asla izin vermezdi ancak Taehyung ısrar edip durmuş ve onu sonunda kaleye getirmeye ikna edebilmişti. Neyse ki amacına erişmişti, dün gece geldiğine değdiğini hissediyordu.

Kendi kendine öylece dururken aniden omuzlarına hissettiği eller ile gözlerini kapatmış, başını yavaşça arkaya doğru atarak aşağıdan melezine bakmıştı. "Ne düşünüyorsun?" Aldığı soru ile dudaklarını birbirine bastırmış, başını tekrar eski haline getirirken cevaplamıştı. "Ne olacağını düşünüyorum, o günden beri düzgünce oturup konuşmadık. Artık olanları oturup konuşmamız gerekmiyor mu?"

mastema - taekook. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin