Düşünen her insana soruyorum, yaşamdan arta kalıp varlığını sürdürebilen ne var? Din mi? Ondan söz etmek, ondan kalanları araştırmak bile gereksiz, zira Tanrı'yı yadsıma zahmetine bile girişmek tek başına skandal olurdu.
"Demek istediğim şey, bu sikik melekler neden insanlar için savaşıyor?" Jeonnguk elinde bulunan kalemi çeviriyor ve cehennem ile cennetin arasında bulunan alanın haritasını inceliyordu. Burada Park soyunun melekleri ile savaşacaklardı ve zaman geliyordu.
Babası derin bir nefes almış ve oğlu ile melezine bakarak başını iki yana sallamıştı. Hala şu aptal gibi bakan melezin neden geldiğini anlayamamıştı. Oğlu ile birkaç dakika özlem gidermiş ve anında yapılacak olan savaşı konuşmaya başlamışlardı.
"Jeongguk, seni bu aptallığın ile savaştıramam."
"Komik bir babam varmış, aynı ona çekmişim değil mi Taehyung?"
Taehyung isminin geçtiğini duyunca irkilmiş ve hızla başını sallamıştı. "Elbette ona çekmişsin, gözleriniz ne kadar aynı." Jeongguk onun hala alışamadığını fark etmiş ve elini melezinin elleriyle buluşturup yavaşça okşamaya başlamıştı, tek amacı melezin stresini alabilmekti. Bu sırada babası konuşmaya devam ediyordu.
"Park Jimin, soylarının en küçüğü. Bir insanla çıktığı söyleniyor, Min Yoongi. Kozlarımızdan biri onun üzerinde, Min Yoongi'yi kaçırmak iyi bir fikir olur." Taehyung duyduklarıyla dudaklarını birbirine bastırmıştı, bu çok zalimceydi. Bir melekle insanın çıkması çok zor bir şeydi ve eğer bunu yapabilecek kadar birbirlerini seviyorlarsa.. cidden çok aşıklardı.
"B-bu çok zalimce." Dedi kendi kendine, Jeongguk ona dikkatlice bakmış ve kaşlarını çatmıştı. Ona katılmak istiyordu, bunun ne kadar zalimce olduğunu o da biliyordu. Ancak Jeongguk safkan bir şeytandı, bunu düşünmesi bile kendi kanına ihanetti. Ayrıca melezinin son birkaç aydır değişen tavırlarını bir türlü anlayamıyordu, Jeongguk küçükken Taehyung onu oldukça zalim bir şeytan olarak büyütmüştü. Şimdi ise Taehyung'un içindeki zalimlik uçmuştu.. Daha fazla düşünmek istememiş, karşısında bulunan iki kırmızı göze batmakta istememişti. Bu nedenle Jeongguk'tan önce babası konuşmuştu.
"Zalimce olduğu için bunu yapıyoruz melez, gerçi şeytan olmadığın için bunu sorgulayıp üzülmen normal. Yine de bir şeytan melezinin bu kadar duygusal olması normal mi? Umarım oğlumu da böyle yetiştirmemişsindir. Garipsin. " İğneliyici sözlerini Taehyung'un yüzüne resmen kusmuş ve tekrar haritaya bakmıştı. "Taehyung bir melez olabilir ancak bana avlanırken dahi yardım ediyor. Son zamanlarda biraz ruhsal sorunlar yaşıyor, normal bir zaman diliminde bir şeytan kadar zalim olabilir." Jeongguk yalan söylemişti, Taehyung'un karakteri değişmişti. Aylardır zalim karakterine dair hiçbir şey kalmamış, her şeyden etkilenen bir bünyeye dönüşmüştü. Jeongguk bunu onun kendi melezi olmasına veriyordu, sonuçta benim melezim farklı, hep zalim değil de yanımda duygusal olabilir diyordu kendi kendine.
Taehyung duyduklarıyla şeytanına dönmüş ve gülümsemişti. Mastema'nın istediği kurbanları birlikte yakalıyorlardı, ne kadar içi yansa bile. Masum insanların çığlıklarını bazen odasından duyabiliyordu, bunun sonucunda sabaha kadar ağlıyor ve Jeon'un yanına gelmesiyle ona sarılıp susuyordu.
Oysa yanında daha çok korkması gereken bir varlık vardı, bunun farkında değildi ve sadece kurbanlara üzülüyordu.
Taehyung ellerini masaya sürtmüş ve başını sallamıştı. "Haklısınız, bu savaşta da size yardım edemeyeceğim belli." Geriye doğru adımlamış ve Hades'in ilgisini çekmişti. "Zaten Jeongguk sonsuzluk yaşına eriştiği zaman, ben ölmüş olacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mastema - taekook. ✓
FanfictionJeon Jeongguk, yüce Mastema'nın soyundan gelen bir iblistir. Yapılacak savaşa kadar, eğitilmek üzere melez Kim Taehyung'a bırakılır. semekook uketae tamamlandı.