twenty.

3.4K 474 245
                                    

lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın, yorumlarınız aşırı mutlu ediyor. Hepsini tek tek tek okuyorum. kitabımız 10k olmuş. görünce fazlasıyla sevindim, hadi daha fazlasını yapalım.

İçinizin, en karanlığa gömülen yanındayım daima. Ama bu karanlık, benim saklanmak istememden değildir. Beni sizden saklamak istemelerindendir, sizin üzerinize yığılan iman karanlığından.

Jeongguk elindeki kılıcı yavaşça yere bırakmış, büyük mağaraları süzerken gözlerini kırpıştırmıştı. "Bu kadar mağara içerisinden nasıl Taehyung'u bulacağız? Bir sürü giriş var." Hoseok umutsuz bir biçimde mağara girişlerine bakarken Jeongguk kaşlarını çatmış, arkasını dönmüştü.

"Neredeyse 100'e yakın mağara girişi var, her asker bir girişe girecek. 10 dakika sonra burada tekrar buluşacağız, geri gelmeyen kişilerin girdiği girişlere toplu girilecek." Diyerek kırmızı gözlerini ona ürkerek bakan askerlerde gezdirmişti. "Korkan varsa gidebilir, Mastema korkakları daha kolay öldürür."

Sinirle önüne dönmüş, bu sırada Jimin'in ona meraklı bir biçimde bakması ile derin bir nefes vermişti. "Ne oldu yine?" Jimin sırıtarak omuzlarını silkmiş, mağaralara dönmüştü. "Sen nereye girersen yanında geleceğim, büyük babanın seni nasıl öldürmeye çalıştığını görmem gerek." Diyerek kendi askerlerine dönmüştü. "Prens Jeongguk'u duydunuz, hadi herkes bir girişe girsin!"

Melek ordusu hızla girişlere yöneldiğinde şeytan ordusu da girişlere yönelmiş, Jeongguk gözüne kestirdiği en ufak girişe bakarak mırıldanmıştı. "Ne kadar zor, o kadar Mastema işi." Diyerek ufak girişten bedenini zorla sokmuştu.

Sonunda karanlık bir koridora çıktığında derin bir nefes almış, Jimin'in kolaylıkla girişten geçmesi ile gözlerini devirmişti. "Burası çok karanlıkmış." Jimin huysuzca mırıldanmış, ellerini havaya kaldırarak ufak bir ışık oluşmasını sağlamıştı.

Jeongguk aydınlanan koridor ile sağlam adımlar atmaya başlamış, siyah duvarlara değmemeye çalışarak ileriye doğru yürümeye devam etmişti. Kaç dakika boyunca yürüdüklerini bilmiyorlardı lâkin Jimin'in yüzünün değişimi her şeyi açıklıyordu.

Kan kokmaya başlamıştı.

Jeongguk aldığı koku ile hızlı adımlar atmaya başlamış, âdeta koşmuştu tüm koridoru. "Hey, bekle!" Jimin'de arkasından koşmaya başladığında derin nefesler ile onu takip etmişti. Jeongguk sonunda büyük bir alana girdiğinde adımlarını yavaşlatmış, kokunun geldiği yeri hissetmeye çalışmıştı. "Şuradan." Eliyle büyük girişi göstermiş, Jimin başını sallayarak Jeon'un omzundan tutmuştu.

"Orada ne görürsek görelim, önce Mastema'yı öldür." Jimin'in kısık sesi ile Jeongguk konuşmamayı seçmiş, girişe doğru yürümüştü. Jimin arkadan ilerlerken etrafa dikkatle bakmış, yutkunmuştu. "Sanki birisi bizi izliyor."

Jeongguk derin bir nefes vermiş, fısıldamıştı. "Sessiz ol." Bir dakika kadar yürümeye devam ettiklerinde Jimin'in fazla sessiz kaldığını düşünmüş, arkasına döndüğünde gördüğü boşluk ile gözlerini büyültmüştü. "Jimin, neredesin?"

Etrafında duyduğu fısıltılı sesler ile hızla hazır ola geçmiş, parmak uçlarında şimdiden kırmızı ışıklar belirmişti. Büyü yapmaya hazırdı. "Mastema, buradasın." Korkusuzca bağırmış, tam bu sırada boğuk bir ses işittiğinde gözlerini kocaman açmıştı. "Jeongguk, yardım et!"

mastema - taekook. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin