Çolpan ve Saltuk kendilerini kaptırmış bir şekildeydi. Biraz önce ayrılmalarına sebep olan ıslık okunun neden atıldığını dahi unutmuşlardı. Onları ayıran bir kadının şaşkınlıkla "Çolpan." Demesiydi. Saltuk ve Çolpan ayrıldıklarında yan yanaydılar, uzaklaşmaları gerekiyordu ama utançları o kadar çok içlerini sarmıştı ki ne yapacaklarını şaşırmıştı. Çolpan kandaşını görmüştü, Saltuk ise sorumlu olduğu Gök Han'ın eşi Tılsım Hatun'u görmüştü.
Tılsım'da onlar gibi şaşkındı, tahmin etmediği bir şey değildi elbet ama bu kadarını beklemiyordu. Saltuk'un onunla gelmesindeki ısrarı, Dağ'a geldiklerinde hali tavrı Tılsım Bike'nin anladığı bir durumdu. Kandaşından hoşlanıyordu. Bundan da doğal hiçbir şey yoktu. Çolpan çok alımlı ve güzel bir kadındı. Çevresindeki tüm erkekler ona hayranlıkla bakardı. Saltuk'un da bundan etkilenmediğini düşünmek aptallık olurdu ama kandaşının bir erkekle bu kadar samimi ve iç içe göreceğini hiç düşünmemişti. O her zaman kontrollü olmuştu. Evren Alp'in Kün Ata'nın otağındaki gülüşünden beri bir şeyler sezinliyordu ama bunu düşünmemişti. Şimdi anlıyordu ki, Evren Alp biliyordu ve onu buraya göndermemek için her şeyi yapmıştı. Arkasından attığı ıslık okunun sebebi buydu. Çolpan ve Evren Alp birbirlerini destekliyordu ama kandaşı ona bir şey bile söylememişti.
"İkinizde toparlanın." dedi sert bir sesle. Çolpan ani bir adım attı. "Tıl-" Tılsım Bike ellini kaldırdı ve susmasını işaret etti. "Toparlanın dedim!" Sakin konuşması emir vermesini engellemiyordu. Saltuk üstünü başını düzeltirken Çolpan'ın saç tokasını aldı ve Çolpan'a uzattı. Çolpan ise utancının doruklarını yaşıyordu. Tılsım bike ikisine bakmıyor, arkası dönük toparlanmalarını bekliyordu. Saltuk sessizce "Her ne olursa olsun yanındayım." dedi. Çolpan başını salladı, gülümsemek istiyordu ama tepki veremiyordu. Elini sıkı sıkı tuttu sadece. Bir yola girmişti ve bu yola isteyerek girmişti. İkisi arasındaki elektrik sönecek bir elektrik değildi, yaşanması gereken yaşanmıştı. Tılsım'ın yanına geldiğinde Tılsım "Önden git." Dedi. İtiraz etmek istese de Çolpan'ın anne figürü Tılsım'dı. Sesi çıkamamıştı. Çolpan'ın saçlarında yere yattıkları için otlar vardı. Tılsım Saltuk'a döndü. "Sırtını dön." Dedi. Saltuk'un da saçları vardı. Bunlar ne halt yemişti ve Evren Alp neden izin vermişti!
"İkinizde hemen saçlarınızdaki otları temizleyin. Duydunuz mu beni?"
İkisi de saçlarındaki otları temizlemeye çalışırken Tılsım sinirli durmaya ve gülmemeye çalışıyordu. Savaş alanında Alpagu'dan bile duyduğu yiğit gök alpi ve bu yaşında Gökben başı olmuş Saltuk ile dağın cadısı, bikesi, kandaşı ve kızı gibi büyüttüğü Çolpan'ı bir ilişki yaşamaya başlamışlardı. Birisi savaşçı birisi de inatçı olunca sevgilerini yalnızca temas kurarak gösterdiklerine emindi. İnatçı kandaşı herkesi kendine çekiyordu da Saltuk'a nasıl çekilmişti işte onu bilmiyordu. Ayağını yere vurarak ciddiyetini korumaya çalışıyordu. İkisinin işi bitince obaya geri döndüler. Kimse bir farklılık olduğunu düşünmüyordu. Yan yana yürüyen Dağ Bikesi, Gök Hatunu ve Gök Alp'i kimseye bir şey çaktırmıyorlardı. Evren Alp onları görür görmez Akkız ve Batuga'yı gönderdi yanlarına. Tılsım Hatun'u almaları ve oyunun içine katmalarını istemişti. İstediği de olmuştu Akkız ve Batuga Tılsım'ı oyuna katmışlardı. Tılsım gitmeden Saltuk'a "Otağ dışına çıkmayasın, Saltuk Alp." Bağır basıp koşarak uzaklaşan Saltuk'tan sonra "Kandaşım, gözümün önünden ayrılmayasın." Diye son uyarıda bulunup oyuna katılmıştı.
Evren alp, otağların arkasından dolaşarak Çolpan bikesine ulaştı. "Bu ne surat bikem, ıslık okunu duymadınız mı?"
"Sen mi atmıştın ıslık okunu?" Ağır ağır başını salladı. "Duyduk." dedi ama hiçte duymuş gibi görülmüyordu. "Ne oldu, sanırsan sizi talime göndermedim de kurgana gönderdim. Bu hal ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güz Öncesi
Fiksi PenggemarDestan 22.Bölüm ile üstünden geçilen karakterleri yaşatmak için yazılmıştır. Çolpan bikenin baharı güz olmadan önce. Bölümler yazılmaya devam edilecektir. Güz Öncesi