14. Bölümden alıntı.

545 36 11
                                    

Merhabalar! 

Uzunca bir aradan sonra biz geldi. 

Belki uzun bir bölümle gelmedik ama bir sonraki bölümden alıntıyla geldik.  

Bölüme oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen... 

Keyifli okumalar!

Burun deliklerine dolan keskin bir erkek kokusuyla sarsılırken benliği aralandı misketi andıran gözlerin perdesi. Tarumar olmuş duyularını harekete geçiren hisleri güçlü bir pençenin avuçları arasına çırpınırken bir kez daha hezeyanı yaşadı ruhu. Bir kez daha işgal edildi hudutları. Bir kez daha tadına vardı yenilmişliğin. Koca bir hıçkırık tıkadı boğazını ve yutkunamadı.

Ellerini adamın sağ ve sol göğsüne kuvvetlice bastırdı ve onu geriye doğru itekledi. "Uzak dur beden." Sesinin tınısı duyulma ihtimalini göz önünde bulundurarak ister istemez kısık çıkmıştı.

"Ben sadece yardım etmek istedim."

"Hepiniz aynısınız!" derken genç kız soluk soluğaydı ve eli ayağı zangır zangır titriyordu. "Uzak durun benden başka bir şey istemiyorum." Sözcüklere yüklediği haykırış avazının çıktığı kadar bağırıyordu lakin sesinin desibeli yine kısık çıkmıştı.

Genç kızın ruhunda yaşadığı sarsıntılar gayet tabii olarak herkesi aynı kefeye koymaya itiyordu. Gerçi Teslime'nin yerinde kim olsa benzer tepkiyi veridi çünkü en güvenmesi gerekenlerden en ağır darbeyi almıştı. Buna binaen doğruları ve yanlışları birbirine karıştırıyordu zira neyin doğru neyin yanlış olduğu kafasının içinde fırıldak gibi dönerek yer değiştirirken koskocaman bir muammaya dönüşüyordu. Bocalıyor, çabalıyor, ama yaşadıklarını bir türlü geçmişe gömemiyordu.

Fırat öğretmen genç kızdan bu kadar şiddetli bir tepki beklememişti. Oysa yapmak istediği sadece yere düşmesini önlemekti. Genç kızın geçmişte yaşadığı travmadan sonra bir erkekle aynı odada ve karanlıkta yalnız kalmanın onun için ne denli zor olduğunu idrak edebilecek yetideydi çünkü.

Teslime, hala dalından kopmuş bir yaprak gibi havada sallanıp duruyor yaşananların bir rüyadan ibaret olmasını diliyordu. Anlık bir tepkiyle hiç hak etmediği halde Fırat öğretmeni iteklemiş bu da yetmezmiş gibi 'benden uzak dur' diyerek yüzüne karşı çemkirmişti.

Aslen bütün bunları hiç yaşamamış olmayı yeğlerdi ama yaşamıştı. Hem de asi toprakların asi geçmişi gibi hoyratça yaşamıştı. Kubbesindeki kavruk tenli göğün kızıllığına bulanarak yaşamıştı. Hiçliğe mahkûm edilerek kendi acununda yalnızlığa terk edilerek yaşamıştı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi canı çıkasıya acı çekmişti fakat hiçbir kimse  yaşadığı hezeyanı duymamış ve hissetmemişti.

Zihniyle girdiği saniyelerle sınırlı mücadeleden sıyrılması uzun sürmedi. Karşısındaki adama haksızlık ettiğini düşünüyordu lakin ruhunda yaşadığı karmaşa genç kızı buna itiyordu.

Bu arada gözleri yavaş yavaş karanlığa alışmaya başlayınca yanan ocaktan sızan cılız ışık kısmen mutfağı aydınlatmaya başlamıştı. Birkaç adım atarak kendini güvene almak ister gibi sırtını mutfağın taş duvarına yasladı Teslime.

Fırat üstünkörü mutfak raflarını kurcalayarak kendince mum arayışı içine girişmişti. Zaman zaman Nimet ablasına akşam oturmasına geldiklerinde birçok kez elektrikler kesilmiş aydınlanmak için mum yakmışlardı. Teslime, mumların yerini biliyordu ama genç adamla konuşmak istemediği için diline kilit vurmuş gıkını çıkarmıyordu. Hele dakikalar önce onun kollarında olduğu düşüncesi hepten sesini soluğunu kesiyordu. "Hah, buldum!" Yarıya kadar yanmış mumu yakmak için bu kez de çakmak aramaya başlamıştı Fırat.

Önce uzun gölgeler vurdu koridora sonra gölgeler mutfağın tam ortasına düştü. Nimet, kalın bir mumu yakmış sessizce mutfağa geliyordu. "Çocuklar üst rafların birinde mum olacaktı neden yakmadınız?"

"Abla karanlıkta ancak buldum. Tam yakmaya hazırlanıyordum ki sen geldin. Sen geldiğine göre ben çıkayım artık."

Fırat kendini koridora ata atmaz derin bir nefes almıştı. Yanlış anlaşılmak istemiyordu zira ortam yanlış anlaşılmaya müsaitti.

Nimet Teslime'yi duvar dibine sinmiş sesiz sedasız görünce pek bi' endişelendi. "Neyin var Teslime?"

Genç kız, ruhunda yaşadığı zelzeleyi ne yaparsa yapsın gizleyemiyordu. Sırtını yaslandığı duvardan usulca ayırırken sadece karanlıktan korkmuş gibi yaparak ocağın başına yöneldi. "Elektrikler kesilince korktum abla. Bilirsin karanlıktan korkarım."

"Ne bileyim seni öyle sus pus görünce başka bir şeyden korktun sandım." 

Şiddetli Hazlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin