Sen Olmadan Yaşayamam -23-

627 36 264
                                    

Selâm can içlerim!

Yepyeni bir bölümle biz geldik.

Yeni yeni keşfedilmeye başladık sayılır.

Sizlerden ricam oy verip yorumlar bırakmanız.
Yorumların bolluğunu görmek isterim doğrusu.

Medyada-ki şarkıyı bütün okurlarıma armağan etmek istiyorum♥️ ️♥️

Keyifli okumalar...

Teslime, tutsak olduğu kollardan kurtulur kurtulmaz kendini kapının dışına attı. Nefes nefese kalmış yanakları al al olmuştu. Üstelik gecikmişti de.

Peki, ama geç kalmışlığını anasına nasıl izah edecekti? Hep böyle mi olurdu, mutlu geçen her dakikanın hesabını birileri çıkıp sorar mıydı?

Çoktandır mutsuzluğu kendine adet edinmiş ruhu isyanlardaydı ama mutluluğun hatırına sessiz kalacaktı veya bir şeklide geç kalmışlığını örtbas edecekti.

Suçlu bir çocuk gibi dudaklarını büze büze evlerinin yolunu tuttu. Bir yandan da geç kalmışlığını yüzüne vuracak olan anasına karşın kafasının içinde yaşattığı kurmacalar dönüp duruyordu.

Her soruya kendince cevaplar kurmuştu kafasında. Bu kez yalana da başvurmak istemiyordu. Yalanlardan gına gelmişti artık zira bir yalanla yaşamak bir başkasının boyunduruğu altına girmek demek oluyordu. Sürekli boyunduruk altında yaşamak ise insana eza çektiriyordu.

Mutfağın kapısı önüne gelince durup biraz nefeslenmek ve kendine çekidüzen vermek isterken anası geldiğini fark etmişti. Henüz mutfağın eşiğinden içeriye sağ ayağını atmıştı ki, anası sorularını art arda sıralamaya başlamıştı.

"Nerede kaldın kız, altı üstü bir oklava almaya gittin gelmek bilmedin?"

Anasının sesindeki vurgu ahiret sorgusundan halliceydi.

Eyvah, diye geçirdi içinden aklıma gelen başıma gelmeye başladı işte.

Teslime, içine düştüğü karmaşadan çıkmak için düşünüp dururken anasının soruları peş peşe gelmeye devam ediyordu.

"Nimet'i gördün ne almaya gittiğini unuttun tabii."

Gecikme sebebinin Nimet, olduğunu düşünüyordu anası ama değildi. Şimdi işler daha da çıkmaza giriyordu. En kestirmesinden bir çıkar yol bulmalıydı yoksa genç yaşta kalp sektesinden gidecekti. Genç kızın yitik benliği köşeye sıkışmış, karşı soruların akıbetinden nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Oysa yolda gelirken geç kalmışlığını anlatmak için ne çok şey tasalanmıştı kafasında lakin şimdi hiçbiri aklına gelmiyordu.

Yalan söylese nasıl bir yalanın beşiğini sallayacaktı, doğruyu söylese hangi doğrunun arkasına saklanacaktı.

Nimet'in evde olmadığını kardeşinin evde olduğunu söyle Teslime.

Söyleyeyim söylemesine de madem kardeşi vardı ne demeye bu kadar bekledin, diye sorarsa ne cevap vereceğim? Bunu da düşündün mü öneri sunarken?

Ona da bir kılıf uyduruver Teslime, her şeyi ben mi belleteceğim sana.

İç sesi haklıydı ne zamana kadar yalanlara sığınacaktı, en iyisi doğruyu söylemekti. Hem ne vardı ki bunda çok sıkışırsa biz birbirimizi seviyoruz der olur biterdi.

Sakın ha, sakın birbirinizi sevdiğinizi söyleme Teslime, eğer birebirinizi sevdiğinizi söylersen bir daha ne Nimet'in evine gönderirler seni ne de Fırat ile görüştürler. Bana kalırsa sen şimdilik masum bir yalan bul sonrasını sonra düşünürsün.

Şiddetli Hazlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin