-Sanatın dallara ayrılması, aynı kökten geldiği gerçeğini değiştirmez-
Gitarı yere koydu ve kafasını kaldırdı. Boynu tutulmuştu. Sağa ve sola yatırdı. Çatırdayan sesi duyunca kaşlarını çatmıştı. Sevmemişti bunu. Kafasını eğdi ve etrafına bakındı. Görünürde bir şey yoktu.
Gitarı tekrardan yerden aldı. Parmaklarını gitarın üzerinde gezdirdi. Altıncı çalışıydı bu. Yavaş yavaş şarkıya başlamıştı. Tellere her vuruşunda çıkan ince çizgi, notalarına göre renklere ayrılıyordu. Kafasını kaldırdı ve gidebileceği kadar giden çizgilere baktı. Yavaş gidiyordu. Ritmin hızında ilerliyordu. Birbirlerini uzaktan, bir anda da birbirine girerek takip ediyorlardı.
Ritmin hızlanması ile çizgilerde kopukluk yaşanması ve farklı şekillere bürünmesi büyülüyordu genç adamı.
Şarkının bitiminde derince nefes aldı. Oturduğu yerden kalktı ve gitarı kılıfına yerleştirdi. Karanlık odada tek lamba ile aydınlatılan yere geldi.
Tablonun önüne geldi ve fırçayı aldı. Gri rengi kullanarak aralıklara çizgiler ve yuvarlaklar attı küçük küçük. Müziğin arkasında oluşan küçük vurma sesleriydi.
Resmi bitirmeye yakın telefonu çaldı. Karanlıkta bulmak zor olmuştu. Telefonu eline aldı ve arayana baktı. Jin. Hızla açmış ve telefonu kulağına götürmüştü. Bir yandan da tabloya geri dönmüş son dokunuşları yapıyordu.
-Taehyung?
-Efendim.
-Kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyorum! Neden telefonlarına cevap vermiyorsun?
-Sana dedim. Dört saat olmayacağım diye.
-Tamam. Neyse ne. On dakikaya kapında olacağım. Arkadaşlar ile buluşacağız.
-Ben gelmem.
-İzin isteyen olmadı Taehyung.
Taehyung sinirle elindeki fırçayı sıkmıştı. Lafını dinlemek isteyen olmadı Jin. Dediğimin arkasındayım. O iğrenç kişiler ile buluşma-
-Ha! Yok ya. Onlar değil. Bu sefer başkaları. Yemin ederim!
-Başka birileri mi?
Kaşları çatılmıştı.
-Hemen nasıl arkadaş olabildin?
-Cana yakınlar çünkü!
-Nereden anladın?
-Ah... Davranışlarından. Tabii senin de görmeni istiyorum! Lütfen kırma beni. Yalnız olmak istemiyorum.
Derince nefes almıştı. Bitirdiği tabloyu yerinden kaldırmış diğerlerinin yanına koymuştu. Elini silmek için tuvalete adımladı.
-Belki gelirim. Ama yarın beni rahat bırakacaksın. Söz mü?
-Tabii! Ne işin var yarın ama?
-Yalnız kalmak istiyorum.
-Tamam. Sen bilirsin. Son beş dakikan kaldı.
-Pekala.
Taehyung telefonu kapadı ve ellerini yıkadı. Hazır tuvalette iken diğer işlerini de halledip çıktı. Odasına gitti ve kıyafet seçmeye başladı. Onlar için hazırlanmak gibi olmasın... Kendi için özen gösteriyordu denilebilir. Hiç kimse için asla bir özen göstermezdi. Özel biri değilse tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winter||TaeKook
FanfictionTaehyung: Kimsenin görmediği şeyi görmek delilik değil. Felsefe veya edebiyat yapma. Basit düşün. Empati. ~Angst