ÖZEL BÖLÜM

2.4K 168 31
                                    

Yıllar yıllar önce, sizi güldüren narsist bir adam vardı.

Arada onu M&A'da okuyorsunuz ama özel bölüm isteyen kişiler de vardı. 

İşte o bölüm karşınızda.

Onu yazmak o kadar iyi geliyor ki... Onu neden bu kadar çok sevdiğinizi anlıyorum. 

Ve işte karşınızda...

Yorumlarınızı bekliyorum. 

Keyifli okumalar!

Bedenim fazlasıyla yorgun, aynı şekilde aklım da öyle. Şu an masanın başına geçip plan yapmam lazım ama hiç canım istemiyor. Kaşlarını çatmış koltukta oturan Canfeda'nın yanına gidiyorum. Bakışlarını bir an incelediği kağıttan ayırıyor ve bana bakıyor. Şu an tam bir müfettiş edasında ve sanki ben de o tavırdan nasibimi alacak gibiyim. 

"Kızlarımı yatırdım ve oğlumu da uyuttum." Böyle söyleyince görev tanımı gibi oluyor ama asla öyle değil. Çocuklarımla ilgilenmeyi çok seviyorum. 

"Kahraman'ın huysuzluk çıkarmamasına sevindim." Her ne kadar kızlarla aram müthiş olsa da aynı durum bir kopyam olan Kahraman ile böyle işlemiyor. Kendisi bebek olmasına rağmen şimdiden kadınlarla arasını iyi tutuyor. Kadınların kucağında etrafa gülücükler saçarken iş erkeklere gelince ağlamaya başlıyor. 

"Artık büyümeye başladığını anlıyor sanırım. Kadınlardan ilk darbesini yediğinde daha da net anlayacak, o darbeyi de sen vuracaksın." Merakla yüzüme bakıyor.

"Oğluma ne darbesi vuracakmışım ki?"

"Memeden ayrılmak kesinlikle!" Canfeda gülmeye başlarken koluma vuruyor ama ben gerçeği dümdüz bir şekilde aktardığımı düşünüyorum. 

"Oğlum istediği kadar süt içebilir, aynı şeyi Armağan için de yapmıştım." Koltuğa oturuyorum ve bacaklarımı da yanıma alarak başımı Canfeda'nın dizlerine yaslıyorum. 

"Bir şey diyeyim mi? Kocan yaşlanıyor Canfeda." Önceden çok daha yoğun çalışırdım ama şimdi daha az yoğun çalıştığım halde bu hale gelebiliyorum. 

"Çalıştın üstüne spor yaptın. Tamamen normal. Bu dünyada herkes yaşlanır ama ben senin her yaş aldığında daha da çekici hale geldiğini görüyorum." Canfeda beni nadir över ama şu an bu iltifatın tadını çıkarmak istiyorum. 

"Bir on yıl sonra çok daha dinç bir eş ve baba olmak istiyorum. Kızlarımın okul balosunda dans ederken herkes bana gıptayla bakmalı çünkü Levent Öztürk olmak bunu gerektirir." Elleriyle saçlarımı okşuyor ve bana olan gülümsemesine bakıyorum. 

"Peki şunu söylememe izin ver, seni tanıdığım zamandan bile daha kaslısın. Beslenmene çok dikkat ediyorsun. Büyük ihtimal amacına ulaşacaksın." Bunu duymak çok güzel. Ona çapkın çarpık gülümsememi gönderiyorum.

"Altuğ ile takılmak insanı bu noktaya getiriyor. Acayip bulaşıcı çünkü adam çok iyi bakıyor kendine. Ayrıca senin de ondan kalır yanın yoktu önceden."

"Eski ben şu an daha iyi bir halde bu biraz da senin sayende doktor."

"Halen sıkıcı müdirelikten kurtaramadım seni ama. Çok kuralcısın, eve iş getiriyorsun. Benimle ilgilenmek yerine kaşlarını çatıp o kağıtta ne yazıyorsa onu okuyorsun. Cık cık..." Bu yalandan kızmama güleceğini düşünüyorum ama tam tersi ciddi duruyor. 

"Bunu şu an yapmam gerekiyor ki daha fazla boş vakit ayırabileyim. Hem düğün gecemizde acile gitmek durumunda kalan da sendin." İş darbesi çok iyi hamle.

"Yaniiii o gün gitmeseydim düğün gecesi olur muydu kestiremiyorum. Seni çok zor ikna ettim." Utangaç bir gülümseme... En sevdiğim hallerinden biri ve bunu çok iyi biliyor. 

"Geçmişte şöyle olsaydı diye düşünmek yanlış sonuçlara götürebilir. Şimdiye odaklanalım, hem sen de kızlarına çok düşkün bir babasın. Aradaki dengeyi kaçırabiliyorsun." Bu sefer kaş çatma sırası bana geçiyor. Ne demek bu şimdi? Beni kızlarımdan kıskanıyor olamaz değil mi?

"Sana ilgisiz davrandığımı mı düşünüyorsun?" 

"Biraz daha ilgili olsan fena olmazdı. Eski Levent'i bazen özlüyorum." Doğruluyorum ve ciddi bir şekilde yüzüne bakıyorum.

"Ben... Farkında değildim böyle hissettiğinden." Evet polikliniğim önceki kadar olmasa da yoğun, ayrıca ders veriyorum. Asistanlarımla ilgileniyorum. Kariyer olarak en üst noktalardan birindeyim. Evde de iyi bir baba olduğumu düşünüyorum. Evet doğru, artık eskisi gibi sürekli yan yana olmak için daha az vaktimiz var. Çocuklar olmadan önce tüm dünyam oydu ama o dünya onlar geldikten sonra belli kısımlara ayrıldı ama o kısımlardan her biri çok değerli ve hepsini çok seviyorum. 

"Bana öyle bakma. Ben babasız büyüdüm, kızlarımın babalarından fazlasıyla sevgi ve ilgi görmesi beni çok mutlu eder. Sakın onları kıskandığımı düşünme." Evet beni çok iyi tanıyor ve anında anladı sanki telepatikmişiz gibi. 

"Biliyorsun Armağan'a kavuşmak pek kolay olmadı. Neredeyse ayrılıyorduk. Büyük aptallıklar yaptım ama hayır... Benim sana ilgim de sevgim de asla azalmaz ancak artar. Plansızım kabul ediyorum, senin gibi disiplinim olsun isterdim ama böyle gelişine yaşamak şu an daha cazip geliyor." Elindeki kağıtları çekip alıyorum. Kollarımı beline dolayıp kendime çekiyorum. 

"Hani bazen azgınlığını bana geçirdin diye şikayet ediyorsun ya, ben de bu dönem senin istediklerine kulak vermeliyim diye düşündüm. Senin gelmeni bekledim ama sen gelmedin bu iğrenç lanet olası kağıtlarla ilgilendin hep. Bak ben şikayet bile etmedim ki normal şartlarda benim şikayet etmem lazım. Hem oğlumun rızkından da çalmak istemedim."

"O ne demek?" Bakışlarım üzerindeki spor atlete kayıyor. 

"Şu şaheserlere yeteri kadar ilgi göstermek istiyorum. Onlara ne kadar düşkün olduğumu biliyorsun ama ben o akan sütlerin boşa gitmesini istemiyorum." Gözleri kocaman açılıyor şaşkınlıkla. Gerçek bu, şu an fazlasıyla büyükler ve erkekler asla büyük memelere hayır demezler.

"Sıkıntı yok, yenilerini yaparım dersen eskisinden çok daha kaslı ama isteğinden bir gram eksilmemiş o azgın Levent'e dönüşebilirim. Ayrıca o tada da bakmak isterim. Oğlum o kadar çok seviyorsa bir bildiği vardır."  Kızdı bunu net bir şekilde görebiliyorum ama aynı zamanda ne kadar tahrik olduğunu da gözleri ele veriyor. Yarattığım o güzel canavarla gurur duyuyorum. Kolumu çimdikliyor, bunu sık yapar ama beni nasıl etkilediğini de çok iyi bilir.

"Sen bu kadar arsız ve ahlaksızken seni nasıl bu kadar çok sevebilirim anlamıyorum."

"Cazibem bebeğim, kural tanımaz cazibem." Canfeda bu sözleri haykırmayı sever ama ben tam tersi içimde tutmayı severim. İkimiz çok zıt kutuplardayız ama birbirimizi öyle bir çekiyoruz ki dünyalarımızı yerinden oynatıyoruz. Bu bir peri masalı, imkansız bir hikaye belki ama hayat onu bana getirdiği için çok mutluyum. 

"Nerede kalmıştık?" Yüzünde onaylamaz ama tutuşmaya da hazır acayip seksi bir ifade var ve kesinlikle bu anı kaçırmayacağım. Dudaklarımız birbirine değiyor ve dünyalarımız tekrar şiddetle birbirini kendine çekiyor. 

Ha yarın unutmadan odasını bir çiçek bahçesine çevirmeliyim bir de ona ahlaksız bir kırmızı paket içinde iç çamaşır göndermeliyim çünkü arsız ve ilgili Levent'e ancak bu yakışır.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LEVENT- Bir Jinekoloğun Hikayesi (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin