Sevgili dostlar, şimdi herkes diyecek ki Açelyayı neden güncellemiyorsun. Bölüm yok ama Levent'e yazıyorsun bölüm falan diyecek. Biliyorum ama Levent'i yazarken daha çok eğleniyorum çünkü farklı bir dille yazıyorum. Fark ettiniz mi bilmiyorum ama şimdiki zaman kalıbını kullanıyorum ayrıca karakter biraz fırlama biraz değişik bu yüzden benim de ilgimi çekiyor. Bakıyorum ki hemencecik 1000 kelime olmuş.
Açelya'nın kurgusu her şeyi kafamda ama yazıya geçiremiyorum bir türlü. Kafamın çok yorgun olması mı bu durumun sebebi emin değilim. İlacımın dozu arttığı için kaygı nöbeti geçirmeye başladım. Dün çok kötüydüm mesela. Bu da bir çeşit yan etki. Bir çözüm olmak açısından bir de kağıda yazıp denemeyi istiyorum. Kağıt kalem birleşince duraksadığım pek görülmedi. Bakalım ama cidden sizleri de düşünüyorum. Sadece birazcık daha zamana ihtiyacım var. Dediğim gibi Levent'i yazarken eğleniyorum. Umarım siz de eğleniyorsunzudur. Yüzünüzde bir gülümseme oluşmasını istiyorum. Bunu satır arası yorumlarda belirtin lütfen bana da ilam ve motivasyon sağlar. Keyifli okumalar <3
Multimedya : Levent
Biri bana bir şeyler anlatabilir mi artık?" diyorum sabırsızlık içinde. İçimde başka bir duygu var. Belki de bir diken. Sürekli bana 'Hastan seni bekliyor!" deyip sivri ucunu batırıyor. Gerçek hayatta bekletilmeyi asla sevmem. Nihayet ikili ayrılıyor.
"Nihal hadi sen işine geri dön," diyor Deniz. Oldukça kararlı bu tutumunda.
"İyi misin?" Nihal pek onunla aynı fikirde değil. Yüzünde anlayışlı bir ifade var.
"Levent ve Murat ile konuştuktan sonra daha iyi olurum." Nihal pek ikna olmasa da gitmek zorunda kalıyor. Onunla yürüyoruz yavaşça.
"Ne oldu?" diyorum tekrardan.
"Ameliyatım vardı. Benim açımdan kolay bir ameliyattı. Her şey işleyişindeydi. Birden hastanın tansiyonu öyle bir düştü ki. Nasıl bu kadar hızlı düşer aklım almıyor. Onu kaybedebilirdik." Onu anlıyorum. Bazen siz ne kadar kontrol etseniz de kontrol dışı bir hareket olabiliyor.Toparlaması ise daha yorucu ve çok daha stresli bir durum ayrıca. Deniz de bunun stresini kat be kat yaşamış görünüyor."
"Peki şimdi?" diyorum onu rahatlatmak için. Deniz her zaman akıllıca davranır. Herkese çok güzel nasihatlar verir ama bu nasihatlerden maalesef kendisi nasiplenemez.
"Şimdi iyi, bir şekilde hasarı da kapatmayı başardım. Ameliyatını da oldu ama o kadar hızlı davrandım ki, umarım yanlış şeyler yoktur." Onu tanıyorsam kesinlikle temkinli davranmıştır. Ne kadar hızlı olsa bile işini iyi yaptığını düşünüyorum. O Nihal'İn de dediği gibi işinde korkutucu bir şekilde becerikli.
"Sanmıyorum Deniz. Seni tanıyorsam mutlaka bir şekilde önlem almışsındır. Ayrıca sakın bunu fazla düşüneyim deme. Kötü senaryoları söylüyorum. Birincisi eğer fazla üstüne düşersen travma sonrası stres bozukluğuna dönüşür. Bir gün ameliyathaneye girdiğinde neşterini tutmayacak hale gelirsin." Onu elleri titrerken düşünmeye sevk ediyorum. Bir şekilde onu kendine getirmeliyim. Öyle de oluyor. Hemen gözleri büyüyor ve başını olumsuz anlamda sallıyor.
"İkincisi bu durumu aşmak da kolay değil. Üçüncüsü zaten herşey olacağına varır. Bir sorun çıkması senin suçun değil. Zaten elinden gelenin fazlasını yapmışsın. Gerisi Allah'ın takdiri." Şu an iyice kafasına yattı bu düşünceleri. Onun geçmişteki bir olay yüzünden ne kadar da kötü hale geldiğini biliyorum. Bu bir daha olmamalı. Hastalarının ona, onun da hastalarına ihtiyacı var.
"Şu an iyi. Tepkiler normal ama işte düşünceler." Eli ile kafasını işaret ediyor. Nihal ona bulaştırmış olmalı. Gerçi şu aralar Nihal oldukça durgun. Bu tutumunu yatıştırdı. Daha olgun bir kadın. Aynı anda birçok sorumluluğu var. Bu durumdan hiç de şikayetçi değil. Belki de kafasının dolu olmasından dolayı kaygıya yer kalmıyor olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEVENT- Bir Jinekoloğun Hikayesi (RAFLARDA)
RomanceBen Levent Öztürk, Gecelerin yaramaz çocuğu Gündüzlerin ise en tanınan ve başarılı jinekoloğuyum Beni az da olsa tanıyorsunuz değil mi? Aslında yanılıyorsunuz... Özgüven kalmadı hayatımda, darmadağın...