Keyifli okumalar!
-
HATIRLATMAŞaşkınlıkla bana bakarken onu orada bırakarak hızlı ama havalı bir şekilde yürümeye başladım. Saçlarım esen rüzgâr ile savruluyor, açıkta kalan tenim serinlik ile benliğine kavuşuyordu. Olduğum yerde durdum ve Jacky'ye bedenimi döndürdüm. Hala şaşkınlık ile aynı yerinde durduğunu görünce bacaklarımı biraz açtım ve ellerimi havaya kaldırarak hava akımını kontrol etmeye çalıştım. Ellerimi havaya ittiğimde hava akımının etkisi ile birkaç saniye için, karanlık olan hava beyaza büründü. Hava beyaza büründüğünde aramızdaki mesafeyi umursamadan Jacky'ye göz kırptım ve arkamı dönüp tekrar yürümeye devam ettim.
Daha bir şey görmedin Jacky Looks. Her şey yeni başlıyor!
* * *
Jacky'yi orada bırakıp parti salonuna yürürken müzik sesi gittikçe artıyordu. Lady Gaga'nın sesi etrafı inletirken durumumdan oldukça memnundum. İçeri girdiğimde bana başlarıyla selam veren Looks ve büyücüleri görünce ben de aynı şekilde onları selamladım. Etrafı insan dolu olan küçük masaları es geçerek en ücra köşede duran koltuklara yöneldim. Tabi ki de zorla getirildiğim bir partide eğlenmeyecektim. Yalnızlık oldukça cazibeliydi.
Oturduğum koltukta yavaş yavaş sıkılırken telefonumu çıkardım ve karıştırmaya başladım. Uzun zamandır girmediğim sosyal medya sitelerine girerek hesaplarımı dondurdum. Onlardan hiçbir zevk almıyordum. Önceden çekilmiş olduğum fotoğraflarıma göz atarken telefonumun elimden alınmasıyla irkilerek arkama döndüm. Jacky gitmem için işaret verirken büyük bir masanın etrafında toplanmış büyücüleri görmem ile yerimden kalktım. Onlara doğru yaklaşırken Jacky ile göz göze gelsem de hemen gözlerimi ondan kaçırarak yanlarına ulaştım. Masanın ortasında gördüğüm küre ile merakım artarken herkese kısa bir bakış attım.
''Evet. Başlayalım.'' En büyük büyücü olduğunu düşündüğüm kişi ayağa kalkarken herkes onun peşinden ayağa kalktı ve ellerini kürenin üzerine uzattılar. Arkamda bir nefes hissettiğimde irkilerek geriye döndüm.
''Güç kontrolü. Ne kadar güçlendiğimizi merak ediyorlar.'' Jacky sessizce açıklama yaptığında yanlarına gitmek için hazırlandım ancak aklıma gelen bir soru ile tekrar Jacky'ye döndüm.
''Bunu nasıl anlayacaklar.''
''Küreden yayılan ışıkla.'' Jacky ikinci kez açıklama yaptığında bu olayı saçma bulsam da gitmek zorunda olduğumu bildiğim için onlara yaklaştım.
Küre göz kamaştıracak şekilde parlıyor ve herkesi büyüsüne çekiyordu. Bütün eller üst üste gelince tam olarak yaklaştım ve elimi koydum. Salondaki bütün ışıklar giderken, küredeki ışık iki katına çıkmıştı ve kalp atışlarım hızlanmıştı. Yavaş yavaş bacaklarımın güçsüzleştiğini hissetsem de bunu belli etmemeye başladım. Hemen arkamda Jacky'nin nefesini hissediyordum. Kalp atışlarım daha da düzensizleşirken başımı geriye doğru götürerek Jacky'nin omzuna koydum. Gözlerim kapanırken ağzımdan kaçan inilti ile yere düştüm. Elimi oradan çektiğim için ışık miktarı yarıya inmişti ancak hâlâ kalbim düzensiz bir şekilde atıyordu. Dizlerimi kendime çekerek yattığım yerde gözlerimi kapatmıştım.
''Kesin şunu!'' Jacky'nin sesi derinden gelirken kalbim biraz olsun düzene girmişti. Daha rahat nefes alırken gözlerim kendiliğinden açıldı ve Jacky'nin kucağında olduğumu gördüm. Konuşmak için ağzımı açtığımda sesimin çıkmayacağını anlayarak hiçbir şey söylemedim. Beni oturduğum koltuğa geri bırakırken, o da yanıma oturdu. Ortam eski haline yavaş yavaş dönerken gözlerini gözlerime kenetledi ve masada duran su şişesini uzattı. Kalp atışlarım düzene girdiği için biraz daha iyi hissediyordum. Jacky ayağa kalkıp dans etmek için elini uzattığında hiç vakit kaybetmeyerek elini tuttum ve ayağa kalktım. Salonun ortasına doğru ilerlerken yanımıza yaklaşan sarı saçlı kız dikkatimi çekse de onu umursamayarak yürümeye devam ettim. Önümüze geçip bizi durduran kıza kötü bakışlarımı yollarken açıkta kalan bacaklarını süzen Jacky'ye sinirle baktım. Kızı yavaş yavaş süzerken rahatsızca kıpırdandım ve kıza baktım.
''Jacky'yi alabilir miyim küçük?'' Kız konuştuğunda önce sağıma, sonra da soluma bakarak kıza döndüm.
''Bana mı dedin?'' Sorduğumda Jacky alayla gülerek bana baktı ve elimi bıraktı.
''Tabi ki. Alabilirsin. Al senin olsun canım. Bana erkek mi yok.'' Arkamı dönüp koltuğuma geri dönerken kendi kendime söylenmeye başlamıştım. Dans teklifini kabul ederek, hayvanlarla insanları bir tutmamak gerektiği bir kere daha unutmuştum. Yerime oturup sinirle etrafı süzerken telefonumu alıp saate baktım. "11.30PM" yazısını görünce sıkılarak vaktin nasıl geçeceğini düşünmeye başladım.
On iki de bu yerden kurtulabilirdim. Jacky ile beş ay kadar karşılaşmamamız da iyi olabilirdi aksi halde şu an ki sinirimin geçme ihtimali yoktu. Vaktin geçmeyeceğini anlayarak hızla yerimden kalktım ve sahneye doğru ilerledim. Topuklu ayakkabılarımı yere vur vura sahneye çıkarak kasvetli dans havasını durdurmak içim mikrofonu elime alarak konuşmaya başladım.
''Tamam gençler.'' Yaşlı büyücüleri görünce yüzümü buruşturarak konuşmama devam ettim.
''Ve genç kalanlar. Şimdi gerçek bir eğlenceye ne dersiniz?'' Bağırarak konuştuğumda bütün büyücüler birbirine bakmaya başladı. Bunu umursamayarak işaret verdiğimde Lady Gaga-Alejandro çalmaya başladı. Herkes çığlık atmaya başladığında keyifle gülümseyerek salonun ortanda öylece kalan Jacky ve çok sevgili sevgilisine baktım. Herkes ortada dans ederken keyifler yüzlerden okunuyordu. Söylemeye başladığımda gözlerimi, bana şaşkınlıkla bakan Jacky'ye kenetledim.
''I know that we are young''
-Genç olduğumuzu biliyorum
''And I know that you may love me''
-Ve beni sevebileceğini biliyorum
''But I just can't be with you like this anymore''
-Ama artık seninle bu şekilde olamıyorum.
Jacky'ye sinirle bakarken bunu söyledim ve sahneden indim. Büyük bir hızla lavaboya girerken şarkı devam ediyor, herkes dans ediyordu. Lavaboya girip yüzümü yıkadıktan sonra aynaya baktım ve lavabodan çıktım. Oturduğum o ücra köşedeki koltuğa giderken telefonumu çıkardım ve gördüğüm''11.59pm'' yazısı ile gülümsememi suratıma yaydım. Koltuğun üzerinde duran çantamı alıp dışarı çıkarken adımlarımı durdurdum ve Jacky'yi aradım. Salonun ortasında sarışın kızla öpüştüğünü gördüm ve bana bakan gözlerine en alaylı gülücüğümü yolladım. Arkamı dönüp çıkışa yönelirken gözlerimi devirdim ve sinirle kapıdan çıktım. Kendi kendime söylenirken çevrede kimsenin olmaması büyük bir rahatlık hissi uyandırıyordu.
''Bit beyinli herif.''
''Sen nasıl olur da beni bırakıp o sürtükle dans edersin?''
''Akıl yok ki kafada!''
Kendi kendime söylenirken arabama yaslanmış birini gördüm ve adımlarımı durdurarak dikkatlice baktım. Arkası bana dönüktü ve kıyafetlerinden bir erkek olduğu anlaşılıyordu. Yavaş yavaş arabama yaklaşırken, duran kişinin omzuna dokundum ve bana dönen kişi ile şaşkınlığıma engel olamayarak küçük bir çığlık attım.
''Arian!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozmik
FantasyEtrafıma baktığımda, sokağın başında yanan cılız bir sokak lambası ve yıkık depolardan başka hiçbir şey yoktu. Buranın tehlike olmadığını anlayınca, sırtımı duvara verdim ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Gözlerimi kapattım ve hızlı atan kalbime...