HATIRLATMA
''Sonuç ne biliyor musun Angelina?'' tek kaşımı kaldırdım ve beklemeye başladım. Sert metali şah damarımın üzerinde hissettiğimde geri çekilmek istesem de saçlarımı kavrayan eller buna engel oluyordu.
''Öleceksin!'' dediğinde tuttuğu bıçağı batırmaya başladı. Ağzımdan büyük bir çığlık kaçarken görüş açım bulanıklaşıyordu. Karanlığa gömülüyordum. Tutunacak en ufak bir beyaz nokta bile yoktu.
''Seni seviyorum Jacky.''
***
Duyduğum sesler gözlerimi açmam için yalvarırken, üzerine yük binmiş göz kapaklarımı zorlanarak açtım. İlk başta karanlık olan depo, birkaç kez göz kırptıktan sonra normal haline dönmüştü. Kasfran bıçağı hala orada tutuyordu ve hayatım yalnızca küçük bir sıyrığa bakardı. Deponun kapısı büyük bir gürültü ile açıldığında oturduğum yerde irkilerek düşen kapıya bakmaya başladım. Elinde hiçbir silahı olmayan ancak güçlerine güvenen Shany Looks, hemen arkasında ise Arian vardı.
''Eski dostum Kasfran! Bana soracak olursan o keskinlik kokan bıçağı en sevdiğim damarımın üzerinden çekmelisin.'' Sahte bir ses tonuyla konuştuğumda Looks'un bakışlarının şaşkın bir şekilde üzerimde dolaştığını anlasam da bunu umursamadan sahte bir şekilde gülümsedim. Kasfran'ın sinirlendiği saçlarımı daha çok çekmesinden belli olurken sinirle bir ses çıkardım ve kendimi öne attım.
''Artık Medicus'u geri getiremeyeceksiniz. Her şey bitti.'' Looks konuştuğunda Kasfran sesli bir şekilde nefes aldı ve konuşmak için boğazını temizledi.
''Eğer o gece kulede kızı laneti ortadan kaldırmasaydı, şu an her şey daha kolay olacaktı. Ancak bir yol daha var.''(4. Bölümde bahsedilen lanet!)
''Yolun umurumuzda değil. Tutuklusun!'' Looks öne atıldığında Kasfran beni sertçe itip duvara tırmanmaya başladı. Looks havayı itip onu yere düşürürken Arian yanıma gelerek elimdeki ipleri çözmek için parmaklarını şıklatıp kıvılcım çıkardı. Küçük bir kıvılcım ipin bileklerimi serbest bırakmasını sağlarken büyük bir hızla eğildim ve parmağımı şıklatarak kıvılcım çıkardım. Kıvılcım iplere değil küçücük bir tel halinde bıraktığı zaman sertçe ayaklarımı birbirinden ayırdım ve kopan ipi deponun köşesine fırlattım.
Looks Kasfran ile profesyonelce dövüşürken biz de Arian ile bize gelen davetsiz misafirlere bakmaya başladık. Kasfran'ın adamları olduğunu hepimiz biliyorduk ancak karşımızda duran otuz kişiye nasıl karşı çıkacağımızı kesinlikle bilmiyordum. Arian ile sırt sırta verip dönerken elime tutuşturduğu kılıca şaşkınlıkla baktım.
''Bu da ne böyle. 1956 senesinde yaşamıyoruz Arian!'' Şaşkınlığım devam ederken hala bize gelen korumalara bakıyorduk. Hepsi oldukça kuvvetli görünüyordu.
''Büyücüler dünyasında silah geçersizdir Angelina. Kılıç kullanmayı öğrenmen gerekiyor.'' Olumsuz bir şekilde başımı salladığımda artık düşmanlarımız iyice yakınımıza yaklaşmışlardı. Kasfran oldukça güçlüydü ve onun karşısında yalnızca Looks durabilirdi. İki devin çarpışmasını izlemeyi bırakıp kılıcı elimde döndürdüm. Daha önce kılıç kullanmamış olabilirdim ancak oldukça film izlemiştim. Yenilmek yoktu!
''Sahiden Jacky nerede?'' Sinirle sorduğumda çatıdaki yıkık alandan içeri giren ve önümüze düşen Jacky'ye baktım.
'Burada.' Diyerek göz kırptığında elindeki kılıcı hemen arkasında duran adama sallamaya başladı. İşte başlıyorduk!
Hızla bize yaklaşan korumaları görünce Arian ile ayrılarak aynı anda gelen adamlara kılıç sallamaya başladık. Kendi etrafımda dönüp bir adamın karnına kılıcı soktum ve hemen onun kılıcını da alarak iki kılıçla savaşmaya başladım. Arian'a arkadan koşarak yaklaşan adamı gördüğüm zaman koşarak yanından tekme attım yere düşmesini sağladım. Kılıcımla sert bir şekilde boğazını kestikten sonra arkamı dönerek bir diğer adama saldırdım. Arian ve Jacky de benim gibi birçok adamla aynı anda dövüşüyorlardı. Çevremi saran altı adama şaşkınlıkla bakarken bir tanesinin bana atak yapmasıyla ayağımla tekme atarak gerilemesini sağladım. Gözlerimi kapatıp havaya yoğunlaştıktan sonra elimi hafifçe açtım ve iki adamın karşı duvara fırladığını gördüm. Acı bir çığlık sesi bütün depoda yankılandığında bir adamın iki kolumu tutup beni havaya kaldırmasıyla ne yapacağımı bilemez bir şekilde çırpınmaya başladım. Bana gelen adamı gördüğümde hızlı bir şekilde tekmemi bana gelen adama savurdum ve beni tutan adamı umursamadan kendimi yere ittim. Adamla birlikte yere düşerken adamı bacaklarımın arasına alıp üstte kalmaya çalıştım. Yere düşen kılıcımı hızla aldıktan sonra adamın boğazını hızlı bir şekilde kestim.
Derin bir nefes alıp etrafıma bakmaya başladığımda Kasfran'ı elleri bağlı bir şekilde Looks'un yanında dururken, Arian ve Jacky'nin ise duvara dayalı bir şekilde beni izlerken buldum. Onlara şaşkınca bakarken beni alkışlamaya başladıklarında gözlerimi devirdim ve kılıcımı yere sert bir şekilde fırlattıktan sonra takla atarak Jacky'nin yanına ulaştım. Yere konduğumda suratına en sert yumruğumu geçirdikten sonra dışarıya çıkan Looks'a baktım.
''Ölüyordum salak herif!'' Jacky'ye bağırdığımda beni hızlıca kendine çekti ve öpmeye başladı. Bakışlarım Arian'ı bulduğunda rahatsız bir şekilde kıpırdandığını gördüm. O deponun çıkışına yönelirken Jacky beni bırakıp sonra tekrar sarılmaya başladı.
Karnımda büyük bir acı hissettiğimde hiç sesimi çıkarmadan Jacky'yi ittim. O büyük bir şaşkınlıkla bana bakarken kılıcı karnımdan çeken yaralı adama baktım. Acı içinde dizlerimin üzerinde çöktükten sonra kanayan karnıma bastırdım. Elimi karnımdan ayırıp kanı gördükten sonra acıya dayanamayarak gözlerimi kapattım. Gözlerimi açınca da hiçbir şey göremiyordum ve sesler derinden geliyordu. Sesler çok kısık gelirken bile Jacky'nin çığlığını çok net bir şekilde duymuştum. Elini elimin üzerine koyduğunu hissetmiş olsam da daha fazla dayanamayarak kendimi karanlığa teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozmik
FantasyEtrafıma baktığımda, sokağın başında yanan cılız bir sokak lambası ve yıkık depolardan başka hiçbir şey yoktu. Buranın tehlike olmadığını anlayınca, sırtımı duvara verdim ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Gözlerimi kapattım ve hızlı atan kalbime...