Herkese merhaba!
Bugün olaylara ufaktan ufaktan girmeye başlıyoruz!
İyi okumalar ^^
--------------------------------------------------------------⧐ Jungkook ⧏
"Değerli Jeon Jungkook, benimle benim diyarıma, büyülü bir yolculuğa çıkar mısın?"
Öyle heyecanlanmıştım ki gözlerimin parıldadığını ben bile hissedebiliyordum.
Hızla kafamı aşağı yukarı salladım ve gülmeye başladım.
Taehyungie Hyung bir süredir bırakmadığı elimi daha da sıkıca tuttu ve ağacın bize açtığı yoldan ilerlemeye başladık.
"Hyung burası çok karanlık."
"Oh üzgünüm. Senin için aydınlatacağım."
Parmaklarını şıklattığı gibi etrafımızda havada uçuşan ve loş ışık saçan lambalar oluştu.
Hafiften aydınlanan ortamda yürümeye devam ederken hayranca baktım.
Sanki kocaman bir mağranın içinden geçiyormuş gibiydik ama bu mağrada sarkıtlar değil de tonlarca farklı bitki vardı.
Üzerinden geçtiğimiz tahta ve ipten yapılma köprüye karşın her yer daha önce hiç görmediğim kocaman ağaçlar ve bitkilerle doluydu.
Onlara bakarken kendimi o kadar küçük hissettim ki titrek bir nefesi doldurdum ciğerlerime.
Bu nefesle havadaki nemle beraber güzel çicek koluları bütün vücudumu ele geçirmişti.
Yüzümde oluşan sıcak gülümsemeyi engelleyemeden sadece gözlerimi kapadım ve dört bir yandan akan suların sesine kulak verdim.
Altımızda dökülen sulardan oluşmuş büyük bir birikinti vardı.
Sular oraya döküldükçe altımızdaki su heyecandan yerinde duramıyordu sanki. Delice dans ediyordu kendince.
Lambaların haricinde ateşböceğine benzeyen küçük ışıklı böcekler sanki beni rahatlatmak için kısık sesle şarkı söylüyor gibiydiler.
Bir tanesi gelip burnumun üzerine konduğunda onu yakından görebilme şansım olmuştu.
Böceklerin aksine oldukça sevimli bir yüzü vardı.
Biz köprüden geçerken etrafımızdaki kocaman bitkilere bir kez daha baktım.
Sonunda karşıya geçtiğimizde Taehyungie Hyung gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
"Bir sorun mu var Jungkookie?"
"H-Hayır. Sadece burası... Çok güzel."
"Değil mi?"
Saçlarımın arasına küçük bir öpücük yerleştirdikten sonra cümlesine devam etti.
"Ama gittiğimiz yer daha da güzel. Burası sadece onun bir parçası."
Biraz daha yürüdükten sonra tamamen farklı bir dünyaya girmiştim sanki.
Etrafımda kocaman renkli ağaçlar, daha önce hiç görmediğim uçan kuşlar ve sayamayacağım tonla şey...
Ağzım açık bir şekilde etrafa bakmaya devam ettim. Burası hiçbir yere benzemiyordu.
Taehyungie Hyung için bu halim çok komik olsa gerek. Gülmeye başlamıştı.
"Hey küçük adam daha yeni başlıyoruz ama önce sana evimi göstermeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oneiro | Taekook
FanfictionHenüz altı yaşındaki Jungkook rüyalarında Taehyung'ı görmeye başlar ve onunla beraber büyür. Bilmediği şeyse aslında Taehyung'ın bir insan olmadığıydı. Taehyung rüyalar aleminde yaşayan bir rüya koruyucusuydu. Koruması gereken kişiyse küçük Jeon Ju...