4

302 21 27
                                    

Uzun süredir ağlamaktan gözleri şişmiş ikili bir birine bakıyordu. Hayatlarının hiç bir anında karşılaşmamış, tamamen yabancı bu ikili kendilerini sanki en yakınlarının yanında gibi hiss ediyordu.

Katsuki beynindeki sesler sustuğunda rahatlayıp derin nefes alımış, ağlayan çocuğu kollarından ayırarak yüzüne bakmıştı.

Alakası yoktu. Çocuğun Dekuyla hiç bir alakası yoktu. Sarı gözler ve maviz düz saçlarla bir yılanı andırıyordu küçük çocuk. Tıpkı bir yılan gibi bakıyordu sarı irzler.

Sarışın anın acısı ve şokuyla karşısındakının Deku olduğunu sanmıştı. Ona benzetmiş ve özür dilemişti. Ama şimdi bu çocuğa baktıkca içinde sanki bir şeyler onarılıyordu. Sanki yeni bir şehir inşa edilmeye başlamıştı kalbindeki enkazda.

Çocuğun da ondan farklı bir yanı yoktu. Belki de hayatında onun bir şeyleri başa bileceğine inannan ilk kişiydi bu sarışın. 9 yıllık hayatında ilk kez umutlu hiss etmişti.

"Senin ismin ne abi?" Minik elleriyle gözünde kalan son yaşları da silerek yerinde kıpırdandı. Karanlık sokağın ortasında yere oturmuş satışının bacaklarının arasına çökmüştü. Ona daha yakın oturmak istiyordu ama bu çokta mümkün gibi durmuyordu. Resmen iç içelerdi.

Sarışın kırmızılarını çocuğun önce gözünü silen parmaklarına sonra da ortaya çıkan sarılara baktı. Fazlasıyla tatlı bir çocuktu. Bir o kadar da hırslı.

"Katsuki." Dedi konuşmamaktan kısılmış sesiyle.

"Benimki de Shou! Sen kahraman mısın??" Çocuğun heyecanı sesine de yansımıştı.

"Sayılırım."

"Nasıl yani?" Minik kaşlarını çattı düşünür gibi.

"Yani kahramanlık okuyorum. Son senem." Elini çocuğun bacakalarına atıp onu kaldırdı ve dizlerinin üzerine yerleştirdi. Soğuk kaldırımda oturması iyi değildi.

"Aaa çok güzell!! Nerde okuyorsun?? UA da mı??"

"Hı hım" çocuğun heyecanına gülümseyip onayladı onu.

"Ohaa abi o zaman sen çok güçlüsün!! Özgünlüğün nee??"

Sarışın sırıtıp elini havaya kaldırdı. Shounun görüş hizasında tutup kıvılcımlar salçtı.

"Patlama." Dedi anbean çocuğun gözlerindeki parıltıyı seyir ederek.

"Vaoo bu harika Katsuki abii!!"

"Hadi tamam kalk yeter bu kadar. Evli evine köylü köyüne." Boğazını temizleyip kendiyel birlikte çocuğu da kaldırdı ayağa.

"Ama.."

"Ne ama? Evine. Hadi saat geç oldu. Evin nerde senin?"

"Şu binaların arkasında!" Minik parmaklarıyle karşıdakı binaları gösterdi.

"Tamam hadi seni eve bırakalım."

Çocuk uslu bir şekilde başına salladığında ikisi de yürümeye başladılar. Karşıdan karşıya geçerken Katsuki çocuğun elini tutmuştu. Yolun sonunda elini bırakmak istediğinde çocuğun elini sıkı sıkı tuttuğunu görüp vazgeçmişti bu fikrinden. Bu seferlik çocuk bakıcısı ola bilirdi.

#####

"Yine geliceksin dimi abi?" Umutla kırmızı irzlere baktı Shou. Yine gelirdi değil mi? İlk kez ona inanan biri onu çabuk bırakmazdı değil mi?

"Geleceğim." Sarışının kısa cevabı bile gözünde parıltılara sebep olmuştu çocuğun. Git gide artıyordu minik kalbindeki mutluluk.

"Hadi gir içeri, Shou" dedi kapıda duran büyükannesi.

Eve geldiklerinde kapıyı bu yaşlı kadın açmıştı. Torununun başını okşamış yanağına sulu bir öpücük bırakmıştı.

Shou içeri girdikten sora kadın Katsukiye döndü büyük bir gülümsemeyle.

"Çok sağol evladım onu eve bıraktığın için. Gel bir şeyler ısıtayım iç."

"Sağolu. Gerek yok." Diyip arkasını döndü ve evden hızlıca uzkalaşmaya çalıştı.

Aklına dolan görüntüler yine onu rahatsız etmeye başlamıştı. Neydi bu yaşadığı? Dekunun çocukluğunu görmüştü. Deliriyor muydu? Artık seslerle birlikte görüntüler de görmeye başlamıştı.

Elini alnına atıp ovdu. Dişlerini dudaklarına geçirip boğazındakı yumruyu geçirmeye çalıştı. Olmuyordu. Canı bu kadar yanmasaydı olmaz mıydı? Kalbi bu kadar ateşli yanmasaydı?

"Büyük bir vicdan azabı ve yanlızlık bıraktın , Deku. Geride neler bıraktın asla bilemezsin..."


Hastalık (DekuBaku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin