Bundan önceki 28, bölümü atlamayın sakın onu da okuyun.
İyi okumalar❤️
"NEDEN EMİRLERİM YERİNE GETİRİLMRMEYE BAŞLADI BU ARALAR!?" Elini salladı karşısındakı ikiliye.
Avcumun içi terliyordu. Hala buraya ne ara ve nasıl geldiğimi sorgulasam da yarım saatdir bağıran Deku yüzünden olayları düşünmeye beynim kalmamıştı.
Karşısında titreyen Mina ve Kirishimaya baktı. Korktuklarını 50 metreden bile belli ediyorlardı.
"Cevap verin! Ne o korkuyormusunuz!? Emirlerimi yerine getirmediğiniz zaman niye böyle korkmadınız?! Karşımda titrerken iyi oluyor mu?!"
"Efendim, size ulaşamadık. Birden bire elimden sıçrayınca da durduramadık ki." Dedi Kirishima boğazını temizleyerek. Konu bendim tabi ki. Benim yüzümden küçük çocuk gibi azar yiyorlardı.
Dekunun bakışları bana dönünce gözlerimi kaçırdım. Ona ne demem gerektiğini ya da ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.
Buraya resmen ensemden tutup getirilmiştim ve yarılmış kaşım hala kanıyordu. Savaşın ortasında nomudan tekme yiyip ağaçlık alana savrulduğumu ve aynı saniye bir el tarafından siyah sisin içine çekildiğimi gördüm. Ve şimdi burdaydım. Yine bu köşke gelmiştim.
"Defolun gözümün önünden. Gidin Makanın öğrencilerinin arasına girin cezalısınız." Diyip ikiliyi odadan kovmuştu.
Şimdi odada sadece biz vardık. Lanet olsun.
Parmaklarını burununa atıp kemerini ovdu. Sinirli olduğu her halinden belliyken sanki gözleri fazlaca baktığı yeri yakacak gibiydi. Kendini koltuğa atıp elini cebine atdı. Çıkardığı şişeden bir ilaç ağzına atdığında pür dikkat onu izlediğimi şimdi fark ediyordum. Neydi o ilaç?
"Neden Allahın bir günü sorun çıkarmadan durmuyorsun ki?" Dedi gözlerini bana çevirerek.
"Benden yapamayacağım şeyler istemeyi bırak." Gözlerimi kaçırdım ondan burda olmak tarif edilmez bir heyecan yaratmıştı içimde.
Sanki bir çok şey o geceden sonra son bulmuş gibiydi. İçindeki bir çok sıkıntının çözümü bulunmuştu.
"Burda oturup her şeyi bitmesini bekle. Nomu etkisiz hale getirildikten sonra döne bilirsin."kafasını koltuğa doğru yaslayıp daha çok yayıldı. Ağzı hafif aralanırken ağzından çıkan dumanı göre biliyordum. Oda qayet sıcaktı oysa ki.
"Haberi kim sızdırdı?" Diye sordum. Aslında bunu niye sorduğumu bilmiyordum. Artık istemsizce bir şeyleri merak ediyordum.
"Bizim casuslar."
"Neden böyle bir şey yaptınız?"
"Kararlarımı mı sorguluyorsun şimdi de?" Dediği şeyle kaşlarım anında çatılmıştı. Sinir şey ya.
"Kirishima bir çok kez saldırıların zamanını bildiğinizi ama hiç bir şey söylediğinizi anlatdı." Sesimin sinirli çıkmasıyla kafasını hafif kaldırıp göz ucuyla bana baktı. Ne bakıyordu ki? Bir şeyleri öğrenmeye çalışıyordum.
Koltukta doğrulup masanın üzerindeki bilgisayara uzandı. Açıp önüme doğru çevirdiğinde açık olan sayfaya baktım. Bir çok resim ve yazıdan oluşan bir klasördü.
"Akıllı Nomuları duydun mu?" Dedi ayağa kalkarak. Kafamı sağa sola salladım. "Kendi iradeleri olan yaratıklar. Şimdiye kadar saldıran noumların alt yapısında bir bilgisayar benzeri beyin yatıyor. Komutu alır ve saldırır, taki ölene kadar." Camı açıp önüne geçtiğinde bir ona bir sayfaya bakıyordum. Arasından yakalayıp öldürdüklerimiz de olan bir şok nomun resmi vardı ve onlar hakkında bir şok şey.
"3 seviye olduğunu biliyoruz. İlk seviye kolayları şimdiye kadar öldürdüklerimiz. İkinci seviye şehirde Endeavora saldıran nomuydu. Kendi iradeleri olduğunu biliyoruz. Emiri alır, anlar ve yerine getirir. Ve son seviyye, şimdi şehire saldıran. Kendi beyinleri ve duyğuları var, kin ve hırsla dolu korkunç yaratıklar, öldürmek, parçalamak içgüdüsü ile yaşıyorlar. Düşmanın zayıflığını bulur ve saldırırlar." Dehşet içinde Dekuya bakıyordum. Böyle bir yaratığı nasıl yaratmıştılar? "Tıpkı bir insan gibi ama 70 kat güçlüsü."
"Bu nasıl mümkün ola biliyor? Böyle insan dışı bir şeyi nasıl yaptılar." Diye sordum şokla.
"Bunun daha hiç bir şey olduğuna emin ola bilirsin. Şu an Hepimiz Birimiz İçinin elinde bundan büyük kozlarda var
"Peki onu nasıl yenmeyi düşünüyorsunuz?"
Yüzünde alayla bir sırıtış oluştu. İnsanın içini ürperten, özgüveni yok eden bir sırıtış. "Beni daha büyük kozlarım var."
#####
"Oraya gitmek istediğimi biliyorsun." Jerunun mız mızlanmasını dinliyordum. Biz konuştuktan biraz sonra odaya girmiş ve durmadan olay yerine gitmek istediğini söylüyordu.
Anladığım kadarıyla savaş alanında örgütten ajanlar vardı ve durum analizi, sivillerin tahliyesi gibi şeyleri yapıyordu. Nomuyla birlikte bir çok suçlu da şehire girmiçti, onları durdurmaya çalışıyorlardı.
"Sus artık sana oraya gitmeyeceğini daha kaç kere söylemi istiyorsun? Bunu sonsuza kadar yapa bilirim ama sen sonsuz gelse bile oraya gitmiyiceksin!" Sinirle bağırıp odadan çıkmıştı Deku.
Jeru oflayıp kendini yanımdakı koltuğa atarken ona baktım. Tam bir çocuk gibiydi. Gerçi hala 15 yaşında bir çocuktu.
"UA iyi bir yer mi?" Sorduğu soruyla kaşlarımı çattım. Neden şimdi bunu sormuştu?
"Neden soruyorsun?"
"Hala gideceğim liseyi seçmedim."
"Burda okumuyormusun?"
"Burası tam okul değil liseyi burda okumuyoruz. Sadece orta okula kadar burdayız."
"Nasıl oluyor bu? Siz burayı bitirip başka bir lisede mi okuyorsunuz? Kimse sormuyor mi hangi orta okulu bitirdin diye?"
"Hayır, ismimiz zaten bir orta okulda kayıtlı olarak geçiyor. Bir çok yerde adamlarımız var. Bir kaç işlemle istediğimiz liseye gide biliyoruz. Zaten burdakı çoğu kişi liseye gitme gibi bir düşünceye sahip olmadığı için bir kaç tane öörenciyi kaçak yolla geçirmekte sorun olmuyor." Söylediği şeylerle kafamı salladım anladım der gibi. Burası düşündüğümden fazla garjp bir yerdi.
"UA iyi. Sonuçta ülkenin en iyi okulu All Might ın da orda olunduğunu biliyordundur."
"Kahramanlardan nefret ettiğimi söyledim mi sana?"
"O zaman ne diye UA yı soruyorsun bana gerizekalı." Sinirle kafasına vurduğunda sırıttı.
Omuz silkip önüne döndü. Tam bir gerizekalıydı. "Telefonun var mı?" Diye sorduğunda ona göz devirdim.
Cebimden telefonu çıkarıp ona verdiğimde kocaman gülümseyip elimden aldı ve koltuğa uzandı boylu boyunca. Oyun bağımlısı olduğunu düşünmeye başlamıştım artık.
Jeru hakkında ne düşünüyorsunuz bakalım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalık (DekuBaku)
Random"Ölümümü ilk isteyen sendin, Kacchan. Beni suçlayamazssın..."