23

183 29 26
                                    

Kırık aynadan kendisine baktı Katsuki. Deku ona giyinmesini söyledikten sonra bir kaç kıyafet alıp odadan çıkmış, binlerce soruyla baş başa bırakmıştı sarışını.

Nereye gidiyorlardı? Ne için gidiyorlard?

Dolaptan Dekuya ait olduğunu düşündüyü bir hırkayı alıp üzerine geçirdi. Saniyesinde burnuna hücum eden güzel kokuyla derin bir nefes aldı.

Bu koku dolaptan bolca geliyordu. Hatta Katsuki bazen sırf bu koku için günde bir kaç kez üstünü değişin dolaptan başka kıyafet alıyordu.

Hırkayı koklamayı bırakıp odadan çıktığında ilk etrafa bakındı. Kimse yoktu. Yavaş adımlarla yerini bildiği Dekunun odasına-sanki genel başkan odasıydı- yürüdü.

Odaya vardığında kapıyı çalmadan içeri daldı. Zaten kapıyı çalmak ona göre değildi. Dekunun odasına izin alarak girmek hiç ona göre değildi.

Odaya girdiğinde masanın karşısındakı deri koltukta oturan Jeruyu gördü. Çok rahat bir şekilde oturmuş telefona bakıyordu.

"Deku nerde?" Dedi sarışın odada ikisinden başka kimseyi görmeden.

Jeru telefondan başını kaldırmadan "Üstünü değiştiriyor." Diyip ağzındakı sakızı patlattı. Oyun oynuyordu.

Katsuki kafasını sallayıp çocuğun karşısındakı koltuğa geçti. Kafasını koltukta geri yaslayıp gözlerini kapadı. "Nereye gidiyoruz?" Diye sordu gözleri kapalıyken.

Jeru bu sefer kafasını kadırıp sarışına baktı merakla. "Sende mi gidiyorsun?"

"Hım hm" diye bir ses çıkarıp onu onayladığında kaşlarını çattı Jeru.

"Babaın yanına gidiyoruz." Dedi kısık sesiyle. Sarışının onlarla niye geldiğini anlamamıştı.

Tabi Katsuki de neden onlarla gittiğini anlamıyordu. Ama illa bir sebebi vardı diye düşündü sarışın. Ya da Deku onu yanından ayırmak istememişti.

"Ne ara aldın sen telefonumu?" Sert çıkan sesle ikisi de kafasını kaldırıp Dekuya baktı. Gömlek ve pantolon giyinmiş, siyahlara bürünmüştü.

Hızla gelip Jeru nun elinden telefonu çektiğinde çocuk mızmızlandı. "Ama oyun gitti abi ya!"

"Elimin tersiyle yüzüne bir çakacağım göreceksin oyunu!" Elini kaldırıp vurucakmış gibi yaptığında çocuk oflayıp omuz silkti.

Deku kafasını çevirdiğinde Katsukiyle göz göze gelmişti. Sarışın bir süre ona baktı. Yeşil saçlarını geriye doğru taramış, çillerle kaplı yüzünü gözler önüne sermişti. Siyahsa ona epey bir yakışmıştı. Hoş olduğunu düşündü sarışın.

"Hadi kalkın. Gidiyoruz." Dedi gözlerini kaçırarak.

"O niye bizle geliyor?" Jerunun sorduğu soruyu gprmezden geldi Deku.

"Sen her şeye karışma." Dedi kapıyı açıp dışarı çıkarken. "Kuroguri!"

Dakikalar içinde kara bir sis dumanı göründüğünde Deku yavaşca içine girdi. Ardından Jaru da aldığı cevaba oflayıp girdiğinde sadece Katsuki kalmıştı.

Şimdi bunun içine mi giricekti? Nereye çıkıyor bu? O sorgulamaya devam ederken bir kol sisin içinden çıkıp onu içeri çektiğinde afalladı.

"Dikilme orda!"

####

Gözlerini etrafta gezdirdi sarışın. Hastane tarzı bir yerdeydiler. Ama daha çok özel hastene gibiydi. Önden yürüyen ikiliye baktı.

Deku ve Jeru önden yolunu ezbere bildikleri yere yürürken sarışın da onları takip etti. Işıklı bir odaya girdiklerinde odanın ortasında bir yatak yatakta uzanan bir beden gördü.

Oldukça yaşlanmış, bir çok yerinde kablolar olan beyaz saçlı adama baktı sarışın. Odaya girenleri gördüğünde yorgunlukla açılan gözleri mutluluka parlamış, eğer başara bilseydi ellerini açıp onları kucaklamak istermiş gibi bakmıştı. Gördükleri sanki onu bu dünyada artık tek mutlu eden şeylerdi.

"Bebeklerim." Dedi karşısındakı koca adamlara. Sanki hala benim bebeklerimsiniz demek ister gibi.

"Baba." Diyip hızla yanına koştu Jeru. Hayatındakı tek parçayı böyle yataklarda görmek onu ne kadar üzsede susuyordu.

Yıllarca sadece bu adam vardı etrafında, çocukluğundan beri sahip olduğu tek şey oymuş gibi düşünmesinin sebebi buydu. Sonuçta bir abisi de vardı ama bu adam olmasaydı abisi de olmayacaktı.

"Minik kurdum?" Dedi kablolu elini hafif kaldırarak. Jeru hemen elini yakalayıp avuç içine almıştı.

"Baba, nasılsın?" Dedi sesini düz tutmaya çalışarak. Doktorlar ağrılarından dolayı çoğu zaman onu uyuttuğu için yanına çok geç geliyorlardı. Tabi bu da özlemin üst seviyyeye ulaşması demekti.

"İyiyim. Bu gün her zamankinden daha iyiyim. Artık bunu da atlatacağımı düşünüyorum. Siz ne dersini?" Dedi kısık çıkan sesiyle. Aslına bakılırsa bundan hiçte emin değildi, ama oğlullarını daha çok endişelendirmek istemezdi.

"Yaşlandın artık kabul et, be adam." Dedi Deku kollarını önünde birleştirerek. Buruk bir gülümsemeyle baktı babasına.

Yaşlı adam kıkırdayıp ağzını açtı. 'poh' sesiyle birlikte ağzından duman çıkarmıştı. "Şimdilerde bir duman bile çıkarmak zor olmaya başladı." Dedi yorgunca.

"Artık senin kahramanlık dönemin bitti. Bırakta yeni nesil ilerlesin." Çenesiyle adamın elini tutan çocuğu gösterdi.

Adam küçük oğluna dönüp kocaman gülümsedi. "Yeni nesil çok hırslı diye duydum."

Jeru kendisine edilen lafla utanıp gözlerini kaçırdığında odada babası ve abisinin kıkırtısı duyulmuştu.

O an bir şey fark etti yaşlı adam. Kapının önünde onları izleyen sarışın adamı. Hem şaşkın hem anlamsızca bakıyordu etrafa. "Misafirimiz mi var?" Dedi kısık sesiyle.

Oğlullarının da gözleri sarışına kaydığında Deku boğazını temizleyip bir adım ileri gitti. "Katsuki." Dedi çekinerek. "Katsuki Bakugo."

Katsuki ilk onu babasına tanıtan Dekuya sonraysa yatakta yatan adama baktı. Burda ne işi olduğunu hala anlamamıştı.

"Demek artık biliyor." Yüzündeki gülüş gülümsemeye dönüştü. "Seninle yeniden karşılaşmak beni mutlu etti, Katsuki."

Katsuki şaşkınca onunla ikinci kez karşılaştığını iddia eden adama baktı. Ne zaman karşılaşmıştı? Bu adamı tanımıyordu bile.

"Biz karşılaştık mı?" Dedi bir adım ileri gelerek.

"Tabii ki. Daha minik bir bebekken görmüştüm seni. O zaman bile böyle sarı sarı saçmarın, kan kırmızısı gözlerin vardı."

Katsuki kendisini tarıf eden adamdan gözlerini çekip Dekuya baktı. Deku ise ona bakmıyor, sadece yere bakıyordu.

"Merak etme evlat. Artık her şeyi öğrenip tarafını seçme vaktin geldi."

Duyduğu şeylere anlam veremeyen sarışın başına giren sancıyla elleriyle kulaklarını kapadı. Migreninin olup olmadık yerlerde çıkması onu delirtiyordu. Gözlerini avuç içiyle ovuşturub adama döndü. "Su almam gerek." Diyip hızla kapıyı açıp kolidora çıktı.

Ağrılardan kurtulamazken tekrar kapadı kulaklarını.

"Katsuki." Duyduğu sesle arkasını döndü sarışın. Onun arkasından hızla çıkan Dekuya baktı. Kapıyı kapatıp yanına gelmişti.

"Gidiyorsun." Sarışın anlamsız gözlerle ona bakarken devam etti konuşmaya. "Eve dönüyorsun. Artık senle bir işim kalmadı."

Hastalık (DekuBaku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin