Katsuki birkaç saniye içeri giren adamamın arkasından baktı. Biraz sonra içeride bağırış ve küfür sesleri gelmeye başlmıştı ama o kadar da tehlikeli gibi durmuyordu. Sanki biri telefondakı birine ya da kendine bağırıyor gibiydi.
Önünü dönüp ona sarılan çocuğa baktı. O adamın kim olduğunu öğrene bilirdi. Diz çöküp çocuğun hizasında durdu.
"Shou. O adam kimdi?"
"İçeri giren mi? O benim abim.
"Peki adı ne?" Belki adını bir yerden hatırlar diye düşünmüştü.
"Maka." Dedi çocuk masumca.
Tanımıyordu. Hatta bu ismi hayatında hiç duymamıştı. Peki o adam onu nerden tanıyordu? Ya da gerçekten tanıyor muydu?
"Gücü var mı?"
"Evet tabiki!! O bir yılan! Tıpkı annemle babam gibi! Sadece ben farklıyım." Sonlara doğru gözlerini kaçırmıştı sarışından. Kendini öz ailesinden bile farklı görüyordu. Sanki hiç o aileden olmamıştı. Yakıştırmıyordu işte kendini hiç bir yere.
"Bak. Senin de gözlerin yılan gözlerine benziyor. Dilin de çatallı farkında değilmisin? Bence senin de onlar gibi özgünlüğün var."
"Abim saydığın şeylerin sadece genetik olduğu için bende de olduğunu söyledi."
"Bence abin yanılıyor. Sen de onlar gibi özgün-"
Hızla açılan demir kapı sözünü yarıda keçmiş, rahatsız edici bir ses çıkarmıştı.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Ona umut vermeyi kes!!" Diye bağırdı adının Maka olduğunu öğrendiği adam. Kardeşinin kolundan tutup arkasına çektti. "Defol git burdan!"
"Hadi canım ya! Başka ne istiyorsun?? Seni bilmem ama ben bu çocuğun hastane rapirlarını istiyorum!! Bana onun bir gücü olmadığını açıkla!"
"Sana hiç bir şey açıklamak zorunda değilim! Hemen şimdi defol evimin önünden!!" Öyle bir bağlrıyordu ki sesi az daha bütün mahalleyi inletecekti. Ama tabi ki Katsuki geri adım atan biri asla olmamıştı.
"Hadi ya sıkıyorsa gel de at beni dışarı!!" Dedi olası bir saldırıya karşı patlamalarını hazırda tutarak.
Adam o o kadar sinirlenmişti ki alnındakı damarlar sanki patlayacaktı. Eş zamanlı olarak sırtından beyaz bir şeyin yükseldiğini gördü sarışın. Gözlerini adamın arkasına çevirdi. Bu bir yılandı! Beyaz derili, sapsarı gözleri olan kocaman bir yılan.
Aynı şekilde adamın saçları da küçük yılanlara dönüşmüştü. Karşısında gördüğü yaratığın Medusa dan bir farkı yoktu.
"SENİ GEBERTECEĞİM!!" tıslayarak derinden çıkan sesiyle öne atladı.
"MAKA!" gelen sesle ikili durksamıştı. Adamın ateş ve nefretle bakan gözleri saniye saniye sokarken yılan da arkasından yok olmuştu.
Katsuki sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı. Boğuk gelmişti. Sanki bir telefondan. Gözleri Makanın sol elinde tuttuğu telefona kaydı. Ordan mı gelmişti? Peki ya kimdi?
Maka derin bir nefes alıp gözlerini sarışından çekti ve çocuğu belinden iterek eve soktu.
"Bir daha buraya gelme. Evimden ve kardeşimden uzak dur. Senin lanetini kendimden uzak tutacağım. Ölmek için daha çok zamanım var." Diyip arkasına bile bakmadan içeri girdi ve demir kapıyı kapadı.
Az önce ne oldu? Diye geçirdi içinden sarışın. Neydi bu yaşadıkları?
#####
Kafasını sıraya yaslayıp uyumayı denedi. Ama olmuyordu. Shounun evinden döndüğünden beri doğru dürüst uyuyamamıştı.
O kadar fazla düşünüyordu ki artık halüsinasyon görmeye bile başladığını düşünyordu. Çünki birkaç gündür sokağının başında, gittiği yerlerde ya da evinin ütrafında onu takip eden biri var gibi hiss ediyordu. Sanki biri onu adım adım takip ediyordu ama kendini asla göstermuyordu. Bu da Katsukini delirmeye başladığına inandırıyordu.
Zil çaldığı için sınıfta sadece bir iki çocuk kalmıştı. Bunlardan biri de arka sıralarda oturup fısıldaşarak bir şeyler konuşan Mina ve Kirishimaydı.
Mina fazla endişeli ve korkulu görünüyordu ve elini kolunu sallayarak karşısındakı kırmızı saçlı çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
Sarışın biraz dik durup onları duymaya çalıştı. Dikkatli dinlese de çok az bir şey duya bilmişti.
"Onun neler yapa bileceğini sen de biliyorsun Kiri! Kendim için değil vallahi değil sadece ailem için korkuyorum!"
"Sen de onun asla ailene zarar vermeyeceğini bilmelisin Mina. Nasıl bize zamanında hiç bir şey yapmadıysa ailene de yapmayacak."
"Biliyorum. Ama sen de gördün. KB nin o eve gittiğini öğrendiğinde nasıl delirdi. Niye peşinde değildiniz niye haberiniz yoktu diye bize ceza vermedimi mi? Sende gördün!"
"Biraz sakin ol Mina. O bize güvenmese bu işi asla vermezdi. Sana ne kadar yardım etti biliyorsun. Ailenin geçimini bile onun sayesinde karşılıyorsun. Bu okulda onun sayesinde okuyorsun. Ve farkındasın ki bize asla kötü davranmadı. Adam haklı. Verdiği işi doğru dürüst yapmalıydık. Ve yapacağız. Bundan sonra gözümüz onun üzerinde olsa iyi olur. Seni bilmiyorum ama ben patrona sonuna kadar minnettarım ve hayalini başarana kadar yanında olup emirlerinin hepsini yerine getireceğim." Kollarını pembe saçlı kıza sardı ve sıkıca sarıldı. "Hadi toparla kendini ve bana güven. Her şey iyi olacak."
Katsuki duyduklarından hiç bir şey anlamıştı. Aksine daha çok kafası karışmıştı. Arkadaşlarının ondan sakladığı şey neydi?
Neden bu kadar soru vardı? Neden hiç birinin cevabı yoktu?
Çıkışta Deku'sunun mezarına gitse iyi olacaktı. Düşünmek için kalbinin ve ruhunun huzuruna ulaşması gerekiyordu. Bunun için de Dekuya ihtiyacı vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalık (DekuBaku)
Random"Ölümümü ilk isteyen sendin, Kacchan. Beni suçlayamazssın..."