Sarışın havada uçuşan su damalarına baktı. Saatlerdir Dekunun öğrencileriyle cebelleşiyordu.
Çoğunu 15 dolmadan bile yenmişti ama bazıları gerçekten gayretliydi. Aynı şu an önünde sanki onun en büyük zayıf noktasını bulmuş gibi sırıtarak kazanmayı bekleyen sarışın çocuk gibi. Parmaklarından fışkıran sularla fazla özgüvenli duruyordu.
Sarışın için her savaşdığı öğrenci bir diğerinden daha güçülü gibi duruyordu. Bunun sebebini 5ci dövüşünde anlamıştı. Çocuklar savaşdıktan sonra Katsuki'nin haraketlerini gözlemliyor, sıra onlara gelince ya kaybeden diğre arkadaşının yaptığı hatayı yapmıyor ya da sarışının hamlelerini aynı şekilde ona kullanıyordu.
Katsuki bunun tam Dekuluk bir iş olduğunu düşündü. Öğrencilerine öğrettiği ilk şeyin gözlemleme olduğu çok belliydi. Zaten ondan da bu beklenirdi değil mi.
Sarışın çocuk elini sirkeledi avcunun içindeki sulardan kurtulmak için. Su tabi onun zayıf noktalarından biriydi. Avucunun içindeki ter bezlerini ıslatmak büyük avantajdı.
"Senseyimiz seni gözünde fazla büyütmüş gibi duruyor. Benimle boy ölçüşemezsin!" Tiz sesiyle parmaklarını havada salladı." Vücudum içtiğim suyun 7 katını dışarı püskürte bilir! Ve emin ol buraya gelmeden önce litrelerce su içtim!"
Katsuki kısılmış gözleyile karşısındakı çocuğa baktı. Haklıydı, suyu hiç bitmiyor gibi duruyordu. Ama bittiğine emindi sarışın. Daha demin kendi ürettiği suyu içeriğine şahit olmuştu. Suyu içip yeniden 7 katına çıkarmak için zamana ihtiyacı vardı.
Her halinden yaptığı blöf belli olurken dudakları yukarı kıvrıldı kızılların sahibinin. Şu an bir saldırı yapmamasının sebebi de buydu.
Vakit kazana bilmek.
"Senseiniz beni özgünlüğüm olmadan bile tanıyordu. Asla kaybetmeyeceğimi bilir. Hele senin gibi küstah bir velete asla!" Diyip parmaklarının arasından su damlayan elinden devasa patlamalar çıkarmaya başlardı.
Çocuğun şaşkın hali onu tatmin ederken üzerine koştu. Çocuk gücünün son damlarını kullanmaya çalışırken daha ne olduğunu bile anlamadan kendisini yerde, sarışını ise üstünde buldu.
"BİNGO! İşte bu kadar!" Ortamda yankılandı sarışının sesi. Neşesine neşe kattı.
"Geç yerine Kamart. Zamanlamanı kontrol edemedin ve bu da karşındakinin senin zayıf noktanı çok çabuk bulmasına yol açtı. Eksi puan." Dekunun sesi geldiğinde Katsuki geri çekilmiş ve çocuğun geçmesine izin vermişti.
Sinirle yerine geçen çocuk arkadaşlarının sorularını görmezden gelip onlarl itti. O kendini beğenmiş adam yüzünden eksi puan aldığına inanamıyordu. Nasıl bu kadar güçlü ola biliyordu? Zayıf noktasını bulmak bile işe yaramadı. Adam suyun altında bile gücünü rahatça kullanıyordu.
####
Deku elindeki havlu ve su şişesini sarışına fırlattı. Havada yakalayan sarışın ilk suyu kana kana içip sonra üstünü kuruladı.
"Beni bu veketlerle uğarştırdığına inanmıyorum." Dedi yanında durup öğrencilerine bakan yeşillere. "Onları eğitmek senin işin benim değil."
"Her zaman biraz yardım almak gerek." Hafifce gülümseyip yanıtladı onu. Çocukların zayıf noktalarını ortaya çıkarmak için elinden geleni yapmaya hazırdı.
Çok akıllı çocuklardı. Verdiği dersleri çabuk kapıyor hatta öğrendiklerini çok çabuk uyğuluyorlardı.
"Ne için?"
"Ne?" Deku kaşlarını kaldırıp sarışına döndü. Bir şişe suyun hepsini bitirmişti.
"Bütün bunlar diyorum. Ne için?" Dedi sarışın uzun zamandır aklını kurcalayan soruyu sormuştu sonunda.
"Daha iyi olmaları için." Bakışları tekrar çocuklara dönmüştü.
"Daha iyi olup ne yapıcaklar?" Bir türlü istediği cevabı alamıyordu. Belkide doğru şekilde soramadığı içindi.
"Kendilerini sevmeyi öğrenicekler."
Yüzünü kuruladığı havluyu durdurdu. Kendilerini sevmeyi? Onlar zaten haddinden artık öz güvenli duruyordu. Ve de küstah.
"Onlar bizim gibi değiller. Çok ağır şartlar altında büyüdüler. Hayatları boyunca etrafındakılar tarafından suçlanarak. Tabi bir süre sonra kendileri bile." Dediği her kelimede daha çok kaşlarını çatıyordu sarışın. Ne için suçlanmış ola bilirdi ki küçücük çocuklar? "Şu az önce savaştığın çocuk, Kamart. Su havuzunda kardeşiyle oynarken yanlışlıkla havuzun suyunu artırmış. Kendi gücüyle. Fark etmemiş, ta ki 3 yaşındakı kardeşi suda çırpınıp can verene kadar." Saniyelik yandan Katsukiye baktı Deku. Gözlerini kocaman açmış onu dinliyordu.
Böyle bir tepki bekliyordu. Kim normal karşılardı ki bunu. Resmen kardeşinin katili olmuştu bilmeden.
"Daha 5 yaşındayken ailesi tarafından bile nefretle beslenmiş. Herkes ama herkes onu suçlamış ve bir süre sonra kendi de katil olduğuna inanmaya başlamış." Hatıladığı şeylerle yutkundu Deku. Burda yaşadıkları kenradan görüldüğü kadar kolay değildi. "Babam anlatırdı. Buraya geldiğinde büyük bir kriz geçirmiş 9 yaşında küçük bir çocuk düşün, 'katilim,katilim' diye bağırıyor. Herkesi kendinden uzaklaştırıyor. Gerekçesi de ne biliyormusun, Katsuki?" Bu sefer tamamen başını sarışına çevirdi. Tam gözlerinin içine bakıyordu.
" 'Ben bir katilim, sizi de öldüre bilirim' "
Katsuki duydukarıyla büyük bir şoka girmişti. Küçük çocuğun bile isteye yapmadığı bir şey için bile kendini suçmalası korkunç bir olaydı tabi. Her şeyden önce bir anne baba nasıl kendi oğlunu kasten yapmadığı bir şey için suçlardı ki?
Gözlerini çocuklarının arasındakı sarı saçlı bedene çevirdi. Deminki siniri kaybolmuç gibi duruyordu. Arkadaşlarıyla gülerek bir şeyler konuşurken Katsukiye olan sinirini bile unutmuştu sarışın çocuk.
Mutlu görünüyordu. Şimdi onu gören kimse geçmişte böyle korkunç bir olay yaşadığını anlayamazdı.
Kızıllarını tekarar yanındakı adama çevirdi. Artık yeşillerin hedefi kendisi değildi. Yine öğrencilerine bakıyordu Deku.
Şimdi anladı Katsuki. İlerde kötülük yapan insanlar bile yetiştiriyor olabilirdi Deku, ama en azından burdakı bütün çocuklara en iyi şeyi öğretiyordu. Kendini ve etrafdakıları sevmeyi, mutlu etmeyi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalık (DekuBaku)
Random"Ölümümü ilk isteyen sendin, Kacchan. Beni suçlayamazssın..."