(Bölüm düzenlenmiştir bazı yorumlar kitabın eski halinde yazılmıştır.)
Beğenerek okumanız dileğiyle.
***
Düşünsenize uyandığınız zaman eliniz kolunuz bir sandalyenin arkasında sıkı bir şekilde bağlanmış halde oturuyorsunuz. Ve yanınızda, görmemenize rağmen nefes alma seslerini duyduğunuz bir kaç kişi var.Her yer karanlık. Hiç bir şey görünmüyor. Nerede olduğunuzu da bilmiyorsunuz?
Ama burnunuza gelen küf ve rutubet kokusundan az çok nerede olduğunuzu anlamaya çalışsanız.
Küf ve rutubet genelde nerelerde olur?
Ya penceresiz bir yerde ya da kapalı bir alanda bodrum gibi bir yerde yani. İkisi de aynı şey gerçi. Güneş görmeyen, hava girmeyen yerler yani.Yanınızda ki kişileri görmediğinizden dolayı korkuyor olsanız. Sonuç olarak kimdir, nedir, bilmiyorsunuz. Belki bir katil, belki de bir casus. İn midir cin midir yani o mantık. Bilemeyiz.
Birden yanınızda kız sesi olduğu cırtlak, ince sesinden belli olan biri çığlık atsa.
Hemen sonrasında da ağlamaya başlasa. Hiç susmadan, durmadan ağlamaya devam etse.
Aynı geceleri hiç susmadan ağlayan ve annesinin başını ağrıtan bir bebek gibi.Ne yapardınız?
Nerede olduğunuzu, saatin kaç olduğunu günlerden ne olduğunu bilmeseniz?
Ve en kötüsü kim olduğunuzu hatta geçmişinize dair hiçbir anınızı hatırlamasaydınız?
Şu an o durumdayım. Elim bağlı, her yer karanlık, küf ve rutubet kokusu var, yanımda bir kız durmadan sürekli ağlıyor, ve ben çıldırmaya başlayan bir anneye dönmek üzereyim, nerede olduğumu bilmiyorum, günlerden ne ya da saat kaç. Ve en kötüsü geçmişime dair neredeyse hiç bir anımı hatırlamıyorum.
Hiç bir şeyi.
Nereye aidim , annem kim babam kim, ve benim buraya kim getirdi?
Daha doğrusu bizi kim getirdi ve neden bunlarla birlikte getirdi?
Ama şunu biliyorum ki adım GECE.
Başım çok kötü bir şekilde ağrıyor. Ki bunun nedeni yanımdaki kız ve burnuma gelen pis bir koku.
Tam olarak ne olduğunu anlamadım ama hani böyle sanki tavuk çürüdüğü zaman kötü bir koku çıkar ya öyle bir koku. Yani galiba çürümüş et kokusu. Ki bu da ceset kokusu büyük ihtimalle.
Kızın bağırarak ve çığlıklar atarak ağlamasına dayanamayıp biraz yüksek sesle ve duymadı için ayağımı sert bir şekilde yere vurarak,
"Artık bir sussan mı acaba?"dedim.
Kız ağlamayı kesti ama hala hıçkırıkları duyuluyordu.
O sustuktan sonra ışıklar yandı. Aniden açılan ışıkla gözlerimi kapadım.
Ne yapacaklardı Gece sana önceden haber mi vereceklerdi 'Hanımefendi ışıkları açıyoruz' diye.
Kafamı sağa sola sallayarak içimdeki sesten kurtulmaya çalıştım.
Gözlerimi yavaşça açarak etrafa baktım.
Çok tuhaf bir yerdi. Gerçi hiç bir şey yoktu bizden başka bir de oturduğumuz sandayelerden.Yan tarafa doğru döndüğümde beş kişiyle karşılaştım.
Hiçbirimiz erkek değildi. Ve bu benim daha da dikkatli olmamı sağlamıştı.
Tetikte bekleyen polis gibi ellerim bağlı olsa bile beklemeye başladım.Acaba kendi hayatında polis felan mısın? Yakışırdı ama ha. Senden güzel polis ya da dedektif olurdu.
Aklıma yine gelen sesle kafamı salladım ve yanımda ki kızlara döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodrum Kat
Mystery / Thriller..."Sessiz olun!"diye bağırmak zorunda kaldım. "Eğer yaşamak istiyorsanız sessiz olun ve oyunu oynayın."diye ekledim...