BİTTİ Mİ YANİ?

75 33 3
                                    

Bölüm düzenlenmiştir bazı yorumlar kitabın eski halinde yazılmıştır.
Beğenerek okumanız dileğiyle.
***
Kızlar uyandığın zaman  beklediğimizden bu yana yaklaşık bir saat geçmişti.

Uyandıklarında ve olanları gördüklerinde hiçbiri bir yorum yapmadı.

Ama biliyordum bana inanıyorlardı ama sadece yorum yapmamışlardı. Yani bilmiyorum belki kendimi iyi hissetmek için böyle söylüyorum ama gene de ben iyi hissederim değil mi?

Tabii Gece hanım sen iyi hisset yeter. Hiç bizim halimizi hatırımızı sorma.

Yani tabiki sorarım. Ama sence de benim katil olmadığımı düşünüyorlar değil mi?

Bilmem bunu onlara sorman lazım.

Ama hiçbiri yorum yapmıyor. Sessiz kalıyorlar hep.

O zaman bekle. Onlara zaman tanı.

Tamam denerim. Bunu diyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama sağol.

Rica ederim.

Sessizce bekleyiş içindeyken bir yerden ses gelmeye başladı. Ve aramız da ki sessizlik gelen ses sayesinde bozuldu.

En azından ses oldu. Öyle sessizce durmaktan iyidir.

Tam karşımızdaki duvar açılarak merdivene dönüştü.

Artık böyle şeylere alışmıştık. Birden çözülen ipler, duvarlardan açılan kapılar. Şimdi de duvardan açılan merdiven.

Kaç bölüm geçti bilmiyorum ama şunu biliyorum ki biz bu süre zarfında çıkamadıysak bir bu kadar süre daha çıkamayacaktık.

Ama şaşırdık tabiki. Çünkü merdivenler yukarı doğru çıkıyordu ve bu da bir çıkış yolu olabilirdi. Ne kadar başta uzun bir süre daha çıkamayacağımızı düşünsem de şuan belki de bitmişti bu işkence.

Neden bu kadar kısa sürdü kaçırılmaz mız. Şaşkınlıkla birbirimize bakmaya başladık.

Simge tereddütle ayağa kalkarak kapıya doğru yaklaştı.
Ama kapıda hiçbir değişiklik olmadı.

Simgenin ardından Beril ve Eylül'de kapının önüne gitti.

Bense sadece koltukta oturmuş Defnenin cesedine bakıyordum.

"Onu burda öylece bırakmayız. Bir yere gömmemiz lazım. Bedeni burada çürüyemez. O bunu istemez. Eminim. Bedeninin bu boklukta çürümesini istemez."

Hepsi bana döndü.

"Haklısın ama onu nasıl dışarı çıkaracağız? Yani eğer bu merdivenler dışarıya çıkıyorsa. Bilemeyiz."dedi Simge.

Ve  o an aklıma başka bir hatıra geldi. Hatıra değil ama isim YALÇIN DERİN.

Kim olabilirdi... Tabi ki o mektuptaki kişi. Ama o zaman bizi o kaçırdı ama neden?

Bunu kimseye söylemeyip kendi içimde tuttum zaten bir işe yaramazdı.

"Onu taşımayın bence değmez. Yani sizin taşımanıza değmez."dedi Mina.

Hala nasıl sapasağlam ayakta durduğunu bilemiyordum.

Ve bunun  için çok sinirleniyordum.
Hala yüzündeki o tiksindirici sırıtmasıyla bakıyordu.

O bunu hak etmiyordu. Defne bunu hak etmiyordu. Böyle ölmeyi, böyle yaşamının bir anda sona ermesini. Hayır hiç birini hal edecek bir şey yapmamıştı.

Ne yaptığını hala anlamamıştım. Nasıl bir anda iyileşmişti? Hiçbir şey olmadan sapasağlam duruyordu önümüzde ve bu cidden beni sinir etmeye yetiyordu.

"Bu kadar mıydı? Sadece birimizin ölmesi mi gerekiyordu? Bu muydu yani?!"

Beril bağırmaya başlayınca hepimiz onun yanına gitti.

Kriz geçiriyordu.

"Bu kadar mıydı yani?..."

Yanına giderek ona sarıldım o çırpındıkça ben ona sarıldım ki belki içimdeki hisleri anlar ve sakinleşir diye.

Arkamdan diğerleri de sarılınca Beril yavaştan durulmaya başladı.

Evet başta ki gibi gene sarılmaya, sevinmeye, gülmeye ihtiyacımız vardı ve bunu da birbirimize destek olarak ve sarılarak gideriyorduk.

Ailelerimiz ne yapıyordur diye düşünmeden edemedim. Ya da ailem var mısır acaba?

Eğer kayıp olduğumuzu anlarlarsa aramalara başlamışlardır diye düşündüm. Ama neden hala bir iz bulamadılar. Ya da neden fidye felan vermediler. Yani katilin istediği başka ne olabilir ki?

Eğer sizi tanıyorsa neden canınızı istemesin? Ya da neden intikam almak için böyle bir şey yapıyor olmasın?

Ciddi misin? Gerçekten böyle bir şey yapar mı?

Tabi. Neden yapmasın ki? Sonuç olarak o bir seri katil.

O zaman ne yapacağız? Hey neredesin?

Neyse...

Ama ben oyunun hiç  bu kadar olduğunu zannetmiyorum...  Yani burada bittiğini. Hem de hiç zannetmiyorum.

Eğer ki çıkış olsaydı demek ki katilin orda işler pek yolunda gitmemiş demektir. Ki eğer öyle bir şey olsaydı kendimden önce herkesin çıkmasını sağlardım. Çünkü benim geç kalmam yüzünden zaten Defne hayatını kaybetmişti daha fazlasını kaldıramazdım.

Ve bu merdivenler eğer bahçeye yada onun gibi bir açık alana çıkıyorsa bile oyun devam ediyordu.

Ve devam edecekti...

***
Umarım beğenmişsinizdir.

Düşüncelerinizi yorumlara beğenilerinizi oylara bekliyorum.❤️❤️

Seviliyorsunuz Canlar ❤️❤️

Bodrum Kat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin