(Bölüm düzenlenmiştir bazı yorumlar kitabın eski halinde yazılmıştır.)
Beğenerek okumanız dileğiyle.
***
"Gece Derin. Bu sana yönelik bir soru."dedi genç tok bir erkek sesi.
"Hafızanın yarısının geri geldiğini umarak onyedi yaşında evi terk ettiğinde ne için gitmiştin? Ya da kim için? Harfleri sayılara göre ayarla ve yaz..."Kafam çok karışmıştı. Bu bir hafıza oyunu muydu?
Hatırlarsanız kazanırsınız, hatırlamassanız kaybedersiniz.Biz kaybeden tarafız.
Malesef...
Hiçbir şey hatırlamıyorum. Çaresizlik içerisinde ve kurtarma, kurtulma çabası içerisinde karşı çıkmaya çalıştım.
Ama ne yazık ki pas hakkım bitmişti.
Bak yönetmenlere karşı gelmemen ve karşılık vermemen gerektiğini anlamışsındır. Umarım.
"Bana mı? Ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Hafızam yerine gelmedi. Başka soru sorun!"diye bağırdım çaresizce. Ama o ses hiçbir şekilde cevap vermedi.
Hepsinin tek umudu bendim.
Tek çıkış yolu...
Kendimi zorluyordum ama hiçbir anı aklıma gelmiyordu.
Umut yanıma yaklaşarak,
"Hey. İyi misin? Bak sorun değil cidden. Senin hatırlamanı bekleriz. Ama biraz sakin ol abicim. Tamam mı?"
Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım.
Semih'e Utku'da yanımıza gelerek desteklercesine gülümsediler."Ama burada ben hatırlayana kadar nasıl bekliyeceğiz ki? Belki de çok uzun bir süre sonra hatırlayacağım."
"Beklemek zorundayız. Başka bir çıkış yolu yok. Malesef senin hafızanın gelmesini beklemeliyiz."
"Evet sarışın. Beklemek zorundasınız. Benim hafızam tamamen yerine gelene kadar."
Kaşlarını çatarak bana döndü.
"Bana sarışın demeyi keser misin? Bir adım var benim tamam mı? Utku. Tamam?"
"Üzgünüm sarışın ama böyle alıştım. Sana sarışın demeye devam edicem büyük bir ihtimalle. Hatta ihtimal değil kesinlik. Yüzde yüz bir oranla."
Bana somurtarak baktı. Bense onun bu haline önce gülümsedim sonra kahkahalarla gülmeye başladım. Ama dur durak bilmeden gülmeye devam ediyordum. Semih ile abim yanıma gelerek beni susturmaya çalıştılar.
Ama sadece çalıştılar.
Bu halde bile gülmeyi becermiştim.
Saçma sapan bir oyunun içindeyken bile.Gülmeye devam ederken kendimi susturmaya çalışarak,
"Tamam... Tamam... Sustum. Ayy... Ama hep böyle oluyor normalde de böyle gülme krizi geldi mi susturmaya çalışmak anlamsız. Bir keresinde de kızlarla kafede otururken gelmişti ama nasıl gülme krizi beni susturamıyorlar. Etraftaki insanlar bize bakıyor. Herhalde o gün bir şey içtiğimizi falan zannediyorlardı. Hatta Simge bana demişti ki sen bizimle buluşmadan bir şey mi içtin..."
Hepsi konuşmayı kestiğimde bana şaşkınlıkla bakıyorlardı.
Abim,
"Hatırlıyorsun..."dediğinde olayı kavradım.
Hafızam geri geliyordu.
Yavaş yavaş...Ve ben anılarımı hatırlıyordum.
Sarışın ellerini çırparak,
"Tebrikler Gece. Devamlılığını dileriz."
Gülümseyerek,
"Kes sesini sarışın. Ayrıca sunucu gibi konuşmayı da bırak. Hatırlamama hiç yardımcı olmuyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodrum Kat
Mystery / Thriller..."Sessiz olun!"diye bağırmak zorunda kaldım. "Eğer yaşamak istiyorsanız sessiz olun ve oyunu oynayın."diye ekledim...