(Bölüm düzenlenmiştir bazı yorumlar kitabın eski halinde yazılmıştır.)
Beğenerek okumanız dileğiyle.
***
---- ----
Madem ki ölüm ruhumun yarısı olan seni alıp götürdü, varlığımın yarısından yoksun yaşamanın ne anlamı var?
İşte o gün ikimiz birden öldük.
---- ----"Sen... Sen benim abimsin."
Bu biraz sıkıntı bir şey. Çok sıkıntı çok.
Hepsi şaşkınlıkla bana döndü.
Sarışın olan sırıtarak,
"Kızı koruman hataydı. Saçmalıyor şu an ve o da bunun farkında."
"Hayır... Hayır. Ciddiyim. Ben... Yani biz... Benim eski arkadaşlarım. Oyun arkadaşlarım. Ben eski oyuncuyum ve hafızamın yarısı yerinde. Yani neredeyse. Ama sen benim abimsin. Az önce hatırladım. Sen de zamanla hatırlarsın gerçekten. Umut Derin benim abim."dedim gülümseyerek.
Hatırladığım ve yakın akrabam olan birisinin burada olması iyi olmuştu. Ve abim... Onu görmek.
Gerçi çok hatırlamasam da.
Ama benim için babamla kavga etmiş ve evden atılmıştı.
Sarışın olan yanıma yaklaşarak,
"Sen iyice cıvıttın ha. Benden demesi bu kıza dikkat edin. Delinin teki bu."
Elini çenemin altına koyarak yüzümü kaldırdı.
"Senden hiç hoşlanmadım kızım haberin olsun."
Bende gülerek elini ittirdim ve cebimden silahımı çıkrarak boynuna dayadım.
"Bende senden hoşlanmadım sarışın. Ama dikkat et! Benim hoşlanmadığım kişilere pek tahammülüm yoktur. Ve şöyle söyliyim, bu küçük kız hoşlanmadığı kişilerin yüzünü okşamaz uçurur."
Dediğim an korkuyla arkaya doğru bir iki adım attı.
"Tamam lütfen sakin olalım."dedi adı Semih olan çocuk.
"Bize kendini tanıtmak ister misin?"Kafamı kaldırarak ona baktım. İçten bir şekilde bana bakıyordu.
Gülümseyerek,"Peki. Siz kazandınız Bayım. Ben Gece. Gece Derin. Ben buraya aynı şekilde geldim. Yani ellerim ayaklarım sandalyeye bağlı şekilde. Ama biz altı kişiydik. Altı kız. Herşeyin üstesinden gelebilen altı kız. Ama sonra içimize yerleştirilen casuslar yüzünden bir arkadaşımız öldü. Defne. Ölen arkadaşımız. Defne Yaprak. Diğer arkadaşlarım ise Simge, Eylül, Beril ve Berfin. Hepsini de çok seviyordum. Ve şu an neredeler hiçbir fikrim yok. Umarım iyidirler. O Yalçın alçağını bulursun fena benzetcem!"
Hepsi bana şaşkınlıkla bakıyordu.
Söylediklerimden sonra gayet normaldi böyle bakmaları.Umut yanıma gelerek,
"İlk olarak abin olduğumdan emin misin?"Başımı aşağı yukarı salladım evet der gibi.
"Peki Yalçın kim?"
İstemsizce kaşlarımı çattım.
"O bizi buraya getiren kişi..."
"O bizim babamız abi. Bizi buraya getirip güya intikam alacakmış. Benim çantamdan çıkan mektupta burada ki herkesin benim yüzümden burada olduğu yazıyordu. Yani hepimizin arasında bilmediğimiz bir bağ var.""Haklı olabilirsin."dedi sarışın.
Şaşkınlıkla ona döndüm. Hafifçe sırıtarak,
"Ne o sarışın? Bana inanmaya mı karar verdin?"
Yüzüme yaklaşarak gözlerini kıstı hafifçe -benim gibi- sırıtarak,
"Olabilir. Bilemem ki? Sana inanmamı mı isterdin?"
Ben şaşkınlıkla ona bakarken Umut aramıza girip,
"Hey,hey. Eğer Gece'nin gerçekten abisiysem ona yarım metreden fazla yaklaşmanı yasaklıyorum."dedi.
Ve kolunu omzuma atarak devam etti.
"Gerçi onda bu yetenek varken yaklaşabileceğini zannetmiyorum. Ama sen gene de sen onun aklını karıştırma ve yanına da yaklaşma."
Umut'a dönerek gülümsedim. Ona baktığımı fark ettiğinde bana bakarak,
"Eee nede olsa kimin kardeşi?"diyip saçımı karıştırdı.
Sarışın ise somurtarak uzaklaştı.
Ona bakarak genişçe sırıttım."Tamam arkadaşlar konuşmanız bittiyse ilerleyelim."
"Dinlenmeyecek misiniz?"dedim şaşkınlıkla.
"Niye dinlenelim ki? Zaten oldukça uzun bir uykudan uyandık."dedi sarışın.
"İyi siz bilirsiniz. Devam edelim o zaman."
Bizim cesetten sonra girdiğimiz oda gibiydi.
Dümdüz koridor ve sonunda kapı. Seri adımlarla kapıya ulaştık.
"Eee. Ne bakıyorsun kapıya girsene!"dedi sarışın olan Semih'e.
Semih ona dönerek gözlerini devirdi.
"Bizde burada beklemeye meraklı değiliz. Kapı kilitli."
Ben bu sahneyi bir yerden hatırlıyorum sanki. Birden gülmeye başladım. Hepsi bana şaşkınca baktı.
Gece seni cidden deli zannedecekler kızım.
Yok yok açıklarım ben şimdi.
İyi sen bilirsin.
Evet ben bilirim.
"Be... Ben bizim kızlarla da aynı sahneyi bir keresinde yaşamıştık da. Aklıma gelince birden tuhaf oldum."dedim, gözlerimden gelen yaşları silerek.
"Kilidin şifresi sayı mı anahtar mı?"diye sordu Umut.
"Sayı."
O sırada odanın köşelerinden ses gelmeye başladı.
"Gece Derin. Bu sana yönelik bir soru."dedi genç ve tok bir erkek sesi.
"Hafızanın yarısının geri geldiğini umarak onyedi yaşında evi terk ettiğinde ne için gitmiştin? Ya da kim için? Harfleri sayılara göre ayarla ve yaz..."
***
Yeni bölümle herkese merhaba. Bölümleri yayınlıyorum ama hiçbiriniz yorum yapmıyorsunuz.
Lütfen her bölüm hakkında düşündüklerinizi yazın. İyi okumalar dilerim...😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bodrum Kat
Mystery / Thriller..."Sessiz olun!"diye bağırmak zorunda kaldım. "Eğer yaşamak istiyorsanız sessiz olun ve oyunu oynayın."diye ekledim...