İHANET

27 6 5
                                    

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız kötüyüm ama yaşamaya çalışıyorum.
Bölüm için oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum sevgili okurlarım. Umarım beğenirsiniz. Ve sözümü tuttum bölüm tamı tamına 1903 kelime.
(Kaydettikten sonra küçük bir sıkıntı oldu yazdığım yerlerin bazıları silindi ve kağıda geçirememiştim. Çok özür diliyorum umarım bu hatamı görmezden gelirsiniz.)

Bölümü severek okumanız dileğiyle...

"Ben mi?... İyi de ben hiçbir şey hatırlamıyorum..."

Erkeklerden esmer olanı cesede yaklaşarak,onu kenara çekti. Ve arka da ki kapıyı ve üzerindeki asma kilidi görmemizi sağladı.

Bu arada evet. Hala adlarını bilmiyorduk. Zaten biz içinde olduğumuz bu durumu anlattığımız zaman da konuşmamışlardı.

Olduğum yerden kalkmadan onlara seslenerek adlarını sordum. "Adınız neydi bu arada?"

Esmer olan çocuk kafasını cesetten kaldırmadan,

"Batu" dedi.

Diğer çocuk ise Batu cümlesini bitirir bitirmez "Ata" dedi.

Simge ayağa kalkarak sinirli bir şekilde -ki onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Normalde sakin ve mantıklı olan Simgemiz şu an bir yerleri kırıp dökmemek için direniyordu- bir sağa bir sola doğru yürümeye başladı.
Aynı zamanda kendi kendine mırıldanıyor, bir şeyler söylüyordu.

"Hatırlamıyorum! Hiç bir şey hatırlamıyorum! Bana başka soru sorun!" diye birden bağırdı. Ve aniden yere çökerek ağlamaya başladı.

SİMGE'NİN AĞZINDAN

Hatırlamıyordum... Hiçbir şey hatırlamıyordum. Ama hatırlamam gerekiyor.

Tek çıkış yolu benim. Tek çıkış yolu...

Ancak tek bir şey bile hatırlamıyorum. Ne kendi yaşamımı ne de başka bir şeyi.

Belki kafama vurursam her şeyi hatırlarım diye geçirmedim değil bir ara. Tıpkı filmlerdeki gibi. Ama malesef burada işler filmlerde ki gibi ilerlemiyor.

Birden birisi kollarımdan tutup beni kendisine çekince durmak zorunda kaldım.

Beni tutan kişiye döndüm. Ata tutmuştu.

Sinirli bir şekilde ellerimi kurtarmaya çalıştım.

Ben çekmeye çalıştıkça o daha çok sıkı tutuyordu.

"Bırak! Bırak sana beni! Sana diyorum! Bırakkk!!"diye bağırdım.

Ne Berfin ne de adı Batu olan çocuk bir şey yapıyordu.
Berfi'ne bakarak,

"Berfin söylesene bıraksın beni. Berfin..."

Tam tekrar bağırmak üzereyken Ata benim kollarımı bıraktı ve arkaya doğru düşmemi sağladı.
Arkaya çok sert bir şekilde düşmüştüm.
...

Yavaşça ayağa kalktığımda kafamın arkasında bir sızı vardı ama sanki bir şeyler hatırlıyordum. Ufak tefek şeyler.
Annemi babamı.

Yani demem ki bazen işler filmlerde ki gibi ilerleyebiliyor değil mi Simge?

Evet. Sen de bazen haklı olabiliyorsun.

Ben her zaman haklıyım da neyse...

Ve sonra sanki flash bellekle bilgisayara bir şey yüklemiş gibi anında tüm anılarım yerine geldi.

Tüm anılarım... Hepsi...
İhanetim... Arkadaşıma yaptığım ihanetim. Ben nasıl böyle biri olabilirdim. Ona nasıl böyle bir şey yapabilmiştim.
...

Bodrum Kat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin