14. BÖLÜM:『"DÖNÜM NOKTAM"』 •Part-2•

1.1K 71 22
                                    


Keyifli okumalar🌿

Bölüm 14

"Yavrum yesene artık şu yemeği." İsyan eden Mervan hanımın sesiyle kendime geldim. Tabağı eşelemeyi bıraktım. Dalmıştım ve bunu şimdi fark ediyordum. Ensemi ovarak kendime gelmeye çalıştım. Kafamda bir ağrı vardı. Migrenim yoktu ama sürekli başım ağrırdı. Oflayarak masadan kalkmaya yeltendim. "Ne oldu yavrum niye yemedin? Kötü mü olmuş?" Diye kısıkça söylenen Mervan hanıma döndüm. Yemek kötü falan olmamıştı sadece iştahım yoktu.

"Hayır. Gayet güzel ama tokum." Diyerek masadan kalktım. Üşengeç adımlarla odama vardım. Kapıyı arkamdan kapatırken tişörtümü çıkardım. Sütyenimle kalmamda bir sakınca görmüyorum. Dolabıma ilerleyip içinden uyku ilacımı almak istedim. Umrumda değildi bilmesi. Şu an sadece başımdaki bu amansız ağrıyı unutarak uyumak istiyordum. Çekmeceyi tamamen açarak elimi arka tarafına daldırdım. Fular burada bir yerlerde olacaktı. Biraz daha daldırdım ama bir türlü ilaca ulaşamadım.

"Neredesin sen ya!" Diye kendi kendime homurdandım. Yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştım. Yoktu. Ne fular nede ilaç. Yani alt tarafı aptal bir ilaçtı nereye gidecekti? Peki ya... O almış olabilir miydi? Yok ya yerini bilmiyordu ki. O hâlde içine sıçtığımın ilacı neredeydi!

Öfkeyle çekmeceyi yerinden çıkarmaya çalıştım. Bir anda üstüme çekmemle beraber çekmece ayağıma düştü. "Kahretsin!" Diye acıyla bağırdım. Bir bu eksikti zaten. Ayağımın acısıyla inledim. Nasıl olurda bu kadar acıyabilirdi... Hani Asu içine zıkkım girsin alt tarafı ilacı bulacaksın. Sakarlık yapmasam ayıp olurdu zaten.

Çekmeceye sinirle bir tekme attım. "Aptal." Diye fısıldadım sanki biri duyacakmış gibi. Aman neyse şu an bulmam gereken haplar vardı. Çekmeceyi çıkardığım için -içine sıçtığımıda sayarsak- tamamen içeriyi görebiliyordum. Hızla aradım içini. Yoktu işte. Yoktu ya! Ama o alamazdı ki? Yerini bile bilmiyordu. İçimde biriken hayal kırıklığı ile beraber dolaptaki bütün giyisileri yere fırlattım. "Bir şeyde yolunda gitsin!" Diye hırladım boğazım yırtılırcasına. Dolaba yumruklar savururken ellerimin acıdığını fark ederek durdum. Parmaklarım kızarmıştı.Ellerim titriyordu. Gözlerimin içi yaşlanmaya başladığında boğulacak gibi hissettim.

Birden kapı açılınca duraksadım. O gelmişti biliyordum. Kokusunu duyumsamam üzerine yüzümü buruşturdum. Burnumu çekerek ona döndüm. İri bedeniyle ayakta dikilerek ciddiyetle bana bakıyordu. Elindeki şeyi görünce nefesim kesildi ondaydı. İlaçlar ondaydı.

"Bunu mu arıyorsun?" Diyerek ilaçları elinde salladı.

Defalarca kez lanet olsun!

3 saat önce*

"İnan bana Asaf senin de yanımda artık zerre kadar değerin yok Pisliğin tekisin."

Büyük bir hayal kırıklığı ile sarf ettiğim bu cümleye karşılık gözleri alev aldı. "Haddini aşma." Dedi vurgu yaparak. Altını çizerek. Dişlerini sıktığını gerilen gevşeyen çenesinden anlamıştım.

"Bana nerede durmam gerketiğini hatırlatacak son kişi bile değilsin sen!" Diye yüzüne bağırdım. Artık duygular yoktu. Kalp yoktu. Sadece mantık vardı. Hızla yanından geçerek kabanım ve çantamı aldım. Daha fazla burada duramazdım. Kabanımı giyerek yerdeki anahtarı elime aldım. Sinirden titreyen ellerimle kilidi kapıya yerleştirmeye çalıştım. Ama kahretsin ki deli gibi titriyordum. Kolumdan tutulup çekilene kadar her şey çok normaldi. Hızla kapının yanındaki duvara itilince neye uğradığıma şaşırdım.

ÇELİŞKİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin