5. BÖLÜM:『İHANET』

3.7K 85 24
                                    

Yorum yapmayı unutmayınız.
Keyifli okumalar✨

Bölüm 5

Asaf'ı bir an önce Buse'nin evinden çıkarmam gerekiyordu. İnanılır gibi değildi. Koskoca Asaf Mert Demiray, babasından ömür boyu şiddet gören bir kızın peşine düşmüş.

Bu ne kadar gururumu okşasada ve her ne kadar hoşuma gitsede yanlıştı. Buse o adamdan hoşlanıyordu. Buse o adamı seviyordu. Göz göre göre en yakın arkadaşımın hoşlandığı adamla birlikte olamazdım.

Keza adamın sadece benimle yatmak istediğinini biliyorken. Hayır bu olamazdı. Onu dün lavaboda tek başına bırakmış olmama rağmen evimi bulmuş peşime düşmüştü. Bu beni ürkütüyordu...

Asaf hâlâ kapıyı açmış ama bir türlü gitmiyordu. "Hadi gitsene!" Yavan bir sesle ona seslendim.

Bana bakmadan hızlı adımlarla kapıdan çıkıp gitti. Bende yüzümü kapıya döndüğümde, afalladım.

Buse gözü yaşlı bir şekilde bana bakıyordu. Bir açıklama yapmam gerekiyordu çünkü beni çok yanlış anlayacaktı.

"Buse ben-" Sert bir şekilde elinin tersiyle gözünden yanağına akan yaşı tek hamlede sildi. Şaşkın ve üzgün yüz ifadesi yüzünden silinip sert ve acımasız bir hâl aldı.

Çok sinirlenmiş olmalıydı. Ki haklıydıda. Hızlı bir şekilde omzuma çarparak içeri girdi. Bana çarpınca bir kaç adım geri sendeledim.

Koşar adımlarla odasına girip kapısını kilitledi. Hayır ya! Çok geç bizi yanlış anlamıştı bile.

Ama Asaf'ı evde benimle birlikte, benimde üzerimde bornozla görünce başka ne anlayabilirdi ki? Hepsi benim hatamdı. O adamı görür görmez kapıyı kapatmalıydım.

Kendi odama gidip derhal bornozu çıkarıp giyinmeye başladım. Üzerime dar bir pantolon ve dekolteli bir üst aldım. Giyip saçlarımı hafifçe kuruladım.

Her şey iyice kötüye gitmişti. Batırmıştım ve Buse'yi kaybetmek üzereydim.

Hemen Buse'nin odasının önüne gelip kapısını iki kere tıklattım.
"Buse! Açar mısın? Yanlış anladın sen! Yemin ederim karşı koymaya çalıştım, bana izin vermedi!"

Buse'den ses gelmedi. Endişelenmeye başlamıştım. O kendine bir erkek için zarar verecek bir insan değildi ama yinede ne olur ne olmaz.
"Buse! Aç şu lanet olası kapıyı artık!" Bir kaç defa yine kapıya vurdum.

Ama yine açmadı. Korku her tarafımı esir almaya başlamıştı bile. Ne yapmalıydım şimdi? Kapıyı kırıp açsam? Hayır bunu yapamazdım. Peki birine haber versem? Kime verecektim ki?

Ben düşünürken Buse kapıyı açtı. Derin bir nefes verip ona sarıldım. "Şükürler olsun Buse." Ama o bana sarılmıyordu. Ve çok kötü görünüyordu. Geri çekilince yüzünü inceledim.

Gözleri ağlamaktan kızarmış burnu şişmiş dudakları kızarmıştı. "Sen iyi değilsin." Gözlerini yavaşça kapatıp açarak,

"Fazla söze gerek yok. Şimdi siktir olup gidebilirsin." Kanım donmuştu. Bu karşımda duran kız Buse miydi?

"Bir erkek için değer mi dostluğumuzu bozmana?" Sesimin titrememesi için elimden geleni yapmıştım. Dudağım titriyordu. Ağlamak üzereydim.

Buse tek kaşını alayla havaya kaldırıp başını hafif yana eğdi.

"Peki o erkek için değer mi Asu arkadaşını satmana?"

Yutkunamadım. Ve göz yaşlarım akmak için bekliyordu.

ÇELİŞKİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin