25. BÖLÜM: 『KAFA KARIŞIKLIĞI』

526 19 6
                                    

Selam canlar, bölümleri daha hızlı şekilde atmaya çalışıyorum. Beni takip edip, oy vererek daha çok yardımcı olabilirsiniz.

Keyifli okumalar, seviliyorsunuz💗

25. Bölüm


"Uzaktan hayran kaldığınız biriyle sakın tanışmayın. Ya eliniz ya kalbiniz boş kalır." Diye boşa dememiş Dostoyevski...

Çok da doğru söylemiş aslında. Biz hayran kaldığımız birini kendi kafamızda tasarladığımız karakteriyle o bedene yerleştiririz. Tıpkı düşündüğümüz gibi biri diye geçiririz içimizden. Fakat işin aslı hiç de öyle değildir.

Bazen insanlar ya en başından yada ilerleyen zamanlarda kendini -gerçek kişiliğini- gösterir.

Ben bunu sanırım yeni anlıyordum.  Asaf hiç de aklımdaki biri gibi değildi. Uzaktan cömert, şefkatli, yakışıklı bir iş adamı. Her kızın hayali. Fakat tanıdıkça beni çukuruna çekiyordu...

Sabahın güneşi yüzüme vururken gözlerimi hiç istemediğim halde araladım.

'Hiç bir şey değiliz.'

İki gündür uyanır uyanmaz sürekli kafamda yankı eden bu cümle beni delirmeye itiyordu. Neden bu kadar çok kafaya taktığımı çözemiyordum. Üstünden iki koca gün geçmişti. Her şey normal fakat Asaf soğuktu. Her zamanki gibi şirkete gitmeye devam ediyordum.

Hala asistandım. Güya asistan(!)

Yataktan kalkıp yorganı kenara ittim. Hiç odayı toparlayacak mecalim yoktu. Banyoya doğru ilerledim, bir güzel duşumu alıp kendime geldim.

Kurulanıp dolabı açtım. Hemen elime aldığım göğüs dekolteli siyah mini elbisemi giydim. Yüzüme hafif bir makyaj yaptım saçlarıma da dalgalı bir şekil verip aşağı indim.

"Günaydın Mervan teyze."

Merdivenlerden inerken beni fark etti ve manidar bir gülümseme hediye etti. "Sana da günaydın yavrum. Haberin var mı bilmiyorum ama Asaf Bey bugün ofise gitmeyecekti."

"Neden ki?" Bugün önemli toplantıları olduğunu sanıyordum oysa?

"Bilmem ki kuzum, bilgi vermedi."

Bu benimde mi bugün şirkete gitmeyeceğim anlamına geliyordu acaba? Gitse miydim yoksa kalsa mıydım?

En iyisi onu arayıp neler olduğunu öğrenmek olurdu.

Telefonumu çantamdan çıkarıp rehbere girdim. Asaf'ın ismine tıklayıp telefonu kulağıma götürdüm. Telefon çalıyordu fakat açmıyordu. Belki de müsait değildir. Ama o her durumda telefonu cevaplardı...

Hemen ona mesaj yazmaya başladım,

-Asaf Mert

<Günaydın, bugün şirkete gitmeyeceğini bilmiyordum. Beni arar mısın?

Onu merak etmeye başlamıştım. Evet onun hayatı sadece holding de geçmiyordu. Farklı yerlere gidiyor, başka iş adamlarıyla görüşüyor ve bambaşka toplantılara da katılıyordu. Ama her seferinde haber vermeyi ihmal etmiyordu.

Merak duygusuyla içimde cebelleşirken Mervan teyzenin sesi kulağıma değdi. "Kuzum kahvaltı hazır hadi gel."

Başımı sallayarak onay verdim ve masaya geçtim. Sandalyemi çekip oturdum. Kahvaltımı yaparken hala aklımda Asaf vardı. Acaba Deniz'in haberi var mıydı Asaf'tan?

ÇELİŞKİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin