- Ne diyorsun lan sen ah bileğim. Amca aç sende şu kapıyı!
Amca kafadan kontaktı galiba. Hızla kapıyı açtığında derin bir oh çekmiştim. Yanımdaki o psikopatta çenesini sıkarak.
-Düzgün konuş ufaklık ayağımın altına almayayım.
Bak bak götüme bak hele.
Maşallah nasıl yakışıklı. Gözlerinde ufak bir vicdan belirtisi aramıştım ama yoktu ki.
-Ufaklık senin anandır. Bacağımın acısından duramıyorum defol git sende!
Kendimi bir şekilde durağa attım ve bir şekilde durdum. Sabah sabah ne oldu bana ya. Lanetlerin hepsi benim üstümde.
Kendimi yere atmıştım sokağın ortasında Allah belamı veriyordu.
Oturarak sızlanırken önümde güneşi engelleyen gölgeye baktığımda o adam bana hala sinirli sinirli bakıyordu. Şu bacağımın haline bak bir de şunun tipine bak.
Salak mal aptal gerizekalı beyinsiz uzaylı.
-Ne olmuştu bayım?
Diyerek sanki hiç annesine bir şey dememişim gibi sordum. O da bana ufaklık demeseydi.
Adını bilmediğim adam yanıma eğilip.
-Bak ufaklık otobüsteki saçmalığını canın acıdığı için görmezden geliyorum. Ama bu bir daha yapabilirsin anlamına gelmiyor anladın mı?
Bu adam bana daha karga bokunu sıçmadan sınanma olarak mı geldi cidden. Allah'ım sabır.
Hala bacağım acıyordu. Anlamış olacak ki.
-Kalk hadi hastaneye gidelim.
dedi. Eşek şakası mı bu. Komik değil.
- Sen bana sabah şakası olarak mı gönderildin be!? Adım atsam okula giderdim zaten.
Hızla kendini silkeleyip
- Sen bilirsin ufaklık. Terbiyeni toplaman için sana süre. Otur düşün.
dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
Şu an annemi arasam hem telaşlanır hem de demediğini bırakmaz. Babam zaten işte adamın kalbine iner mazallah. Ve o da ağzıma sıçar. Yani şu an tek çarem bu adam.
-Durun durun. Tamam dilimi tutacağım söz. Hastaneye kadar yardım etseniz yeterli.
En fazla 3 adım yürüyüp geri döndü.
- Peki ufaklık şimdi bir taksi bulalım sana.
-Benim ikna olma süresi değil mi bu?
Diye mırıldandım. Tek kaşını kaldırıp sorgular gibi baktı.
-Bir şey mi dedin ufaklık?
Bak hala ufaklık diyor. Tövbe ya çattık! Sesimi bile çıkartmadım çünkü cidden acıyordu. Şuan ki tek acı ayağım değildi. Bu adama muhtaç olmam da ayrı bir acıydı. Etraftan da bir Allah'ın kulu gelipte kızım ne bu hal yolun ortasında bok gibi oturmuşsun diye de sormuyor. Ne hale geldik biz böyle?
İleride telefonuyla konuşurken yerdeki taşları saymaya başladım. Konuştuktan sonra yanıma geldi ve elini uzatarak
- O kadarda değildir herhalde. Dene bir kere.
dedi ama cidden oynatamıyordum. Yinede şansımı denemek için elini tutarak kalkmaya çalıştım ama nafile. Sanki yer çekimine meydan okuyormuş gibi hissettim. Sağlam ayağımın üstüne basıyordum. Dedim biraz ağırlığı da diğerine vereyim. Denememle birlikte birden kendimi boşlukta hissederken bir el beni belimden sıkıca kavradı. Sağıma baktığımda aynı yüz modunda duran adama öylece baktım. Şu an bizi bu şekilde gören biri ne düşünür bilmem ama ben görsem bir temiz söverdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOCAM'A | TAMAMLANDI✔
Teen FictionSıradan bir günde ayağının kırılması ne gibi sonuçlara yol açabilir ki? Nefret ettiğin bir adama nasıl aşık olursun? Şevval kendi hayatında olan. Sadece ailesini ve sınavını düşünen sıradan bir kızdır. Ömer Hoca'nın gizli yönlerini merak ederken baş...