6. Bölüm

2 1 0
                                    

Olay gününün üzerinden tam 7 gün geçmiş, Dolunay'ı o günden sonra bir daha hiç görmemiştim. Okula uğradığı falan da yoktu. Kendimi aptal gibi hissediyordum.

Ben ise geçen zamanın ardından, kendimi daha çok okula vermeye çabalamıştım. Öğretmenler bu duruma biraz şaşırsa da benden gayet memnundular.

Çokta umrumdaydı sanki ne düşündükleri.

İçtiğim sigarayı, içime üçüncü kez çekişimde, nöbetçi hocanın sesini duymamla anında tuvalete fırlattım.

Lavobada elimi yüzümü yıkayıp kokunun geçmesi için ağzıma su aldım.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde sinirle yandaki kızlara döndü.

"Kaç kere söylemek lazım anlamanız için? Tuvalette sigara içmek yasak!"

Kızlarla göz göze geldiğimde tek kaşımı havaya kaldırarak sakın konuşmayın dercesine baktım.

"Hocam bizden önce girenler içmiş zaten biz içmedik."

Hoca beni farkettiğinde sırıtarak elimdeki havluyu gösterdim.

"Bende sıcaktan bunalıp elimi yüzümü yıkadım hocam." Diyerek inanmasını bekledim.

"Bu sefer tolerans geçiyorum bir daha olursa canınızı yakarım." hızlı adımlarla çıkarak kapıyı kapattı.

Gözlerimi devirerek bende arkasından çıktım. Sınıfa doğru döndüğüm sırada Pars'la çarpışmam bir olmuştu.

SİKTİR!

"Hoop dikkat et." kolumdan tutup bozulan dengemi düzeltti. Kokusu burnuma dolduğunda kendimi geri çektim.

"Kusura bakma görmedim seni." yanından gideceğim sırada konuşmaya devam etti.

"Olanlar için özür dilerim." gülümsemeye çalışarak yüzüne baktım.

"Ben unuttum bile." Tanımadığım bir kız yanımıza geldiğinde ne olduğunu anlamamıştım.

Pars'a doğru eğilerek yavaş bir tonda konuştu. Ancak mesafe yakın olduğu için söylediklerini duymuştum.

"Dün geceyi tekrarlamak istersen, akşam yine aynı yerde olacağım."

Olduğum yerde kalbime bir hançer saplanmışçasına kalakaldım. Pars benim de duyduğumu farkettiğinde kızı arkasında bırakıp bana bir adım attı.

Gözlerime dolan yaşları karşısında akıtmamak için arkamı dönerek hızla ilerledim.

"Berika dur"

Kimseyi umursamadan koridorda koştum ve spor salonunun soyunma odasına girerek kapıyı kilitledim.

Hissettiğim bu acıdan nefret ediyordum. Ondan ayrıldıktan sonra kimseyle beraber olabileceğimi düşünememiştim, kendimi herkesten soyutlamıştım. Onun bu kadar rahat davranması gücüme gidiyordu.

"Berika?" hıçkırıklarımı tutarak, gelen o tanıdık sese kulak verdim.

"Aç hadi kapıyı, ağlarken gördüm seni" Dolunay kapının arkasında bana konuşurken dayanamayıp kapıyı açtım.

Bir kaç saniye birbirimize baktıktan sonra kollarını açarak gülümsedi.

"Acılarını burada atabilirsin."

Kendimi bir anda onun kollarına bırakıp kocaman sarıldım. İlk defa içimden geldiği gibi davranarak, acılarımı başkasına açtım. Ben ağlarken aynı zamanda saçlarımı severek, tek kelime bile etmedi. Sanki anlıkta olsa huzuru o an hissetmiştim.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin