Sandviçi yerken aklım telefonuma gelen mesajdaydı.
"Bak istersen önemlidir belki." Dolunay'a sorun olmaz der gibi bakıp, sandviçimden bir ısırık daha aldım.
Eğer babam yokluğumu farketseydi, şimdiye kadar yüz defa arardı.
"Kendini iyi hissettmediğinde buraya kaçabilirsin."
"Sağol teşekkür ederim."
"Peki sigara içtiğin doğru mu?" Dedikten hemen sonra kahkahasını attı.
"Ya gerçekten içmiyorum. Ayda yılda bir kere can sıkıntısına yani."
"Zaten öyle diyen insanlar daha bağımlı hale geliyor." Sandviçin yarısını tabağa geri bırakarak ağzımda ki lokmayı bitirdim.
"O paketler benim değildi ki."
"Biliyorum senin değil."
Lanet olsun, hayatımı daha düzgün bir hale getirmeye çalışırken daha da dibe batmıştım. Ailemin bile bana inancı yoktu.
"Babam bana inanmıyor." Başımı yere eğince o eğlenceli sesi yok olmuştu.
"Üzme kendini ben inanıyorum sana."
Eliyle yüzümün önüne gelen saçımı arkaya ittirdi. Gözlerinin içine bakıp bir kaç saniye öylece yüzünü inceledim.
Onun yanında sanki hiçbir şey yanlış gelmiyordu."Her seferinde düştüğümde yanımdasın sonra birden kayboluyorsun, nasıl yapıyorsun bunu?" Diye merakla sordum.
Hayatımda kötü bir şey olduğunda anında yanımda bitiyordu. Sanki beni uzaktan takip ediyor, ihtiyacım olduğunda yanıma fırlıyor gibiydi.
"Benim bir şey yaptığım yok, sen hep başını belaya sokuyorsun." Tek kaşını kaldırıp havalı bir şekilde konuştu.
"Bela beni çekiyor bence."
"Sen.." baş parmağı yüzümde gözlerimin içine ardından dudaklarıma baktı.
"Belanın ta kendisisin."
"Seninde benden bir farkın yok." Diye ekledim. Yüzlerimizin yakınlığı oldukça tehlikeliydi.
Telefonumun yüksek sesle aniden çalması, yerimden sıçramama neden olmuştu.
Allah kahretsin!
Babam yazısını görünce başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu.
"Alo" tereddütle telefonu açıp kulağıma koydum. Korkudan elim ayağım birbirine girmişti.
"Hemen eve gel." Diyerek yüzüme kapattı. Bense öylece salak gibi kalakalmıştım.
"Benim hemen gitmem gerekiyor." Terleyen avuç içlerimi kot pantoluma sildim. İşte şimdi gerçek anlamıyla sıçmıştım.
Aceleyle yola çıktığımızda, yol boyunca ne hesap vereceğimi düşündüm. Aklımdan bin tane senaryo geçse de babamın inanacağını hiç zannetmiyordum.
Çok geçmeden eve vardığımızda babam kapının önünde, yanında annem ve Ayla ile bekliyordu.
Hızlı bir şekilde motordan indiğimde, babam sinirle bize yaklaştı.
"Kim bu serseri? Şimdi de başkalarıyla mı yatmaya başladın?"
Sözleriyle sanki beynimden vurulmuşa döndüm. Özellikle Ayla'nın yanında böyle konuşması çok canımı yakmıştı.
"Baba evde konuşalım yanlış bir şey yapmadım ben."
"Hadi içeri girelim." Diyen annemi umursamadan Dolunay'a iki adım attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ChickLit"Tamam yeter zarar veriyorsun kendine." "Herkes bana zarar veriyor ama, çok değersizim." Dedim. Çeneme doğru akan yaşları eliyle silip yüzümü okşadı. "Hayır, sen çok değerlisin." Çaresizce yüzüne bakıp söylediklerini dinledim. "Artık kimse zarar v...