11. Bölüm

3 1 0
                                    

Çeşmeyi sertçe kapatarak doldurduğum küvetin içine girdim. Sıcak su bedenimi yakıp geçerken umursamadan iyice yayıldım. Dün geceden sonra herkese karşı öfkeliydim.

Bir kişide çıkıp demiyordu sen de neler yaşıyorsun?

İşimi halledip küvetten çıkıp havluya sarındım. Kıyafetlerimi hızlıca üzerime geçirip, saçlarımı ıslak bıraktım. Yolda gidene kadar kurur diye düşündüm.

Aynanın karşısına geçip gözlerime kapatıcı ve rimel sürdüm. Arada telefonuma bakıp mesaj falan varmı diye kontrol ettim. Ancak Dolunay hiçbir mesaja geri dönüş yapmamıştı. Yine ortadan kaybolmuştu anlaşılan.

Öfkeyle elimdeki rimeli çekmeceye fırlattım. Onu nerede bulabileceğimi bilmiyordum bile. Ya da belkide daha önce gittiğimiz evlerden birinde olabilirdi.

Ama yinede onun peşinde koşmaya halim yoktu. Tek istediğim biraz kafa dinlemekti.

Telefonumu çantama atıp odamdan hızlıca çıktım.

Kahvaltı sofrasının başında oturan ailemin, saatlerce bana seslenmelerini umursamadan evden çıktım.

"Berikaa?"

Ayla'nın arkamdan gelmesini takmadan yoluma devam ettim.

"Heey beklesene benide?" Sinirle ona dönüp yüzüne baktım.

"Neden bekleyecekmişim seni?"

Kaşlarını çatarak önümde dikildi.

"Aynı okula gidiyoruz sonuçta."

Bende inatla önünde dikilerek elimi omzumdaki çantama koydum. 

"Seni yanımda ve çevremde istemiyorum Ayla. Daha nasıl açık konuşabilirim seninle?"

"Bak iyi bir başlangıç yapmadık biliyorum. Ama böyle devam etmek zorunda değil." Gözlerimi devirip alaycı bir kahkaha attım.

"Sen kendini ne zannediyorsun?"

"Berika yeter."

"Yetmez!" Diyerek tersledim. Boyum ondan biraz daha uzun olduğu için üstten bakıyordum.

"Sana ön yargılı davrandım haklısın. Ama düzeltmeye çalışıyorum."

"Eski sevgilimle yatarak mı?" Omzumdan ittirerek üzerime yürüdü. Bense alaycı gülümsememle daha da sinirlenmesini sağladım.

"Sen gerçekten başına gelen her şeyi hakediyorsun!"

Hiç cevap vermeden yanımdan geçip gitmesini izledim. Sanki söylediklerim yalandı! Gözden kaybolduğunda bende okulun yolunu tutup karşı kaldırıma geçtim.

Çok geçmeden okula gelip kendimi tuvalete attım. Akşamdan beri hiçbir şey yemediğim için başım dönmeye başlamıştı. Lavaboya ellerimi yaslayıp bir kaç saniye gözlerimi kapattım.

Son bir kaç gündür adam gibi bir şey yememiştim bile. Eskisi gibi yeme bozukluğum başlarsa ne bok yerim diye düşündüm. Babama olan öfkemi kendimden çıkarıp, iki sene önce neredeyse 40 kiloya kadar düşmüştüm. 

Midemde yemek durmuyordu resmen işkence gibiydi.

Çantamı açıp yanıma cüzdan almışmıyım diye kontrol ettim. Kahretsin!

Tabiki almamıştım.

İçeri kızlar girmeye başlayınca bende dikkat çekmemek için lavabodan çıkıp sınıfa yöneldim.

Nazlı'yla selamlaşıp yanına oturdum. Biraz endişeli bir yüz ifadesiyle beni inceledi.

"Sen iyi misin? Yüzün solgun görünüyor?"

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin