Soğuk ve bir o kadarda samimiyetsiz bir kahvaltı sofrasına uyanmıştım. Neyin ve kimin nesi olduğunu bilmediğim kız, iştahla tabağındaki sosisleri yiyordu.
"Biraz yavaş ye istersen." Dedim. Kızın yemek yemesi bile sinirimi bozuyordu.
Diğer elindeki telefondan kafasını kaldırıp bana kısa bir bakış attı. Birbirimizden hoşlanmadığımız gayet açıktı. Ancak neden hala bizimle yaşıyordu anlayamıyordum.
"Ailen ne zaman dönüyor?" Dayanamayıp sormuştum. Ancak babam homurdanarak, kötü bakışlarından birini attı.
"Ayla uzun bir süre bizimle kalacak kızım. Arkadaşına karşı biraz nazik olmalısın."
Nazik kelimesinin anlamını bile bilmeyen babam böyle bir cümle kurmuştu.
"Ee Ayla alıştın mı okuluna?" Annemin sorusu, ortamın gerginliğini bir anda süpürdü.
"Baya alıştım Seval teyze, hatta bir sürü arkadaş edindim."
Elimdeki çatalı tabağıma bırakıp ayağa kalktım.
"Size afiyet olsun ben okula kaçıyorum."
Benim arkamdan hemen kalkmış yanımda belirmişti.
"Bende geliyorum canım benide bekle."
"Zıkkımlanmayı keste yürü o zaman." Hızlı bir şekilde yanından yürüyerek geçtim.Yol boyunca ondan ayrı yürümüş tek kelime bile etmemiştim. Nihayet okula vardığımızda Nazlı'nın yanına gelerek sandalye çekip oturdum.
"Naber tatlım?"
"Bildiğin gibi işte uğraşıyorum." Meyve suyundan bir yudum alarak arkama yaslandım.
Bahçedeki herkes Ayla'nın etrafına toplanıp onunla konuşuyordu. Okulun gözdesi oluvermişti bir anda. Neyse en azından evde kavga gürültü kalmamıştı.
"İnsanlar bunda ne buluyorlar?"
"Hiçbir fikrim yok."
Neyse sabah sabah keyfimi bozamazdım.
Okulun kapısından Dolunay girdiğinde, Ayla'nın bakışları ona dönmüştü. Yavaş adımlarla yürürken, bana doğru bakarak göz kırpmış, tüm o havalı tavrıyla içeri girmişti.
Ayla'nın imalı bakışları üzerimdeyken dön önüne dercesine işaret yaptım.
"Bu arada bir sorunumuz var"
Nazlı'ya dönerek merakla baktım.
"Pars'la Ayla bu sabah takipleşmeye başlamışlar."
Beynimde yanan o şimşekler, tüm öfkemi yeniden ortaya çıkarmıştı.
Pars'ın eski sevgilim olduğunu bilerek ondan yürümeye çalışıyordu. Ancak ben ona bu zevki tattırmayacaktım.
"Ben konuşacağım onun anladığı dilden." Kollarımı birleştirerek aklımda kurduğum o sinsi planlardan birini bugün gerçekleştirme zamanıydı.
Beden dersinden sonra herkes soyunma odalarına giderken bende Ayla'nın arkasından ilerledim. Tüm ders boyunca voleybol oynamıştık ve topu hep olduğum tarafa doğru atmıştı. Ancak ben her defasında başarıyla karşılamıştım.
Bazıları çantasını alıp çıkarken bazıları da duşa girmişti. Ve Ayla tabikide duşa girmeyi tercih etmişti.
Sinsice herkesin çıkmasını beklerken okul kıyafetlerini alıp bir güzel çeşmenin altına tuttum. Diğer derse üniformasız girmesi imkansızdı ve okul kurallarından biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ChickLit"Tamam yeter zarar veriyorsun kendine." "Herkes bana zarar veriyor ama, çok değersizim." Dedim. Çeneme doğru akan yaşları eliyle silip yüzümü okşadı. "Hayır, sen çok değerlisin." Çaresizce yüzüne bakıp söylediklerini dinledim. "Artık kimse zarar v...