20.Bölüm"Yeniden İstanbul"

216 21 0
                                    

Küçükken saklambaç oynarken saklanacak yer bulamazdım ve herzaman ki mal halim gibi ortada kalırdım. Şimdi de aynı durumu yaşıyor gibiyim. Ağzımdan çıkanlar yüzünden büyük bir utanç içinde şuracıkta ölüp gideceğim. Arda'nın bana bakan gözleri,içime işliyor ve ben korkuyorum. Onun beni terslemesinden, takmamasından...

Biri için değerli olduğumu,ölmeden hissetmek ister gibiyim. Ben sevdiğim biri için her şeyden vazgeçecek durumdayken, biri de benimle aynı durumu paylaşmalı diye düşünürken buluyorum kendimi. Bütün yük omuzlarımdayken yürüyemiyorum ve hayat bizden koşmamızı bekliyor. Sonrasını biliyorsunuz zaten. Kaybediyoruz.. Ve ben kaybetmekten nefret ederim.

Arda yavaşça yönünü bana çevirdi ve gözlerini kısarak yüzüme baktı.

"Tahrik olmak ne onu bile bilmediğine eminim." Anlıyorum emin olduğunu gözlerinden canım.

"Biliyorum. Asıl sen tespitlerinde yanılıyorsun." dedim gıcıkça gülümseyerek.

"Farzet ki 'tahrik olmak' ne bilmiyorum ve sana soruyorum. Bana ne olduğunu anlat."

"Niyeymiş be? Ben sözlük müyüm? Git başkasına sor. Hem ben öyle terbiyesiz şeyler konuşmam."

"Öyle mi?" dedi kaşlarını kaldırıp. "Sanki daha şimdi bana 'tahrik mi oldun?' diye soran sen değildin?"

"Sordum evet ama bu şaşırtıcı geldi. Mesela Cem veya Kerem hiç ba-..."

"Sikeyim! Senin Cem'ini de Kerem'ini de sikeyim! Şunlari anmaktan vazgeçecek misin?"

Biraz fazla yüksek ses yankı yapmıştı kolidorda. Ve ben bu ürkütücü ses tonunu iki defa daha dinlemek zorunda kalmıştım. Ardından tak tak seslerini duyup, merdivene bakınca dikkatim dağılmıştı. Hatta o kadar dağılmıştı ki, beynimi bile dağıtmıştı.

Karşımda sinirle bize bakan Cem vardı ve buraya doğru geliyordu. Duymuş olabilirdi. Si-.. Yani Arda'nın Cem'i şey yapayım dediğini duymuş olabilirdi. Neyse ki bizi öpüşürken görmemişti. Gerçi görse ne yazar? Sanki ilk olacak. Kerem ile de görmüştü. O yüzden sülalem raad mod on.

Arda'ya arkasını işaret ettiğimde hızla döndü ve Cem ile karşılaştı. Biraz sonra çok romantik(!) anlara şahit olabilirim ve bu yüzden korkuyorum.

"Demek sikersin ha. Var yani o kadar cesaret sende, öyle mi Arda?" Cem, nedir yavrum bu özgüven?

"Düşündüğünden daha fazla olduğuna emin ol. Ayrıca kendini patron,beni de uşağın olarak görmekten vazgeç. Burada hangi amaçla ve neden olduğumu biliyorsun Cem." dişlerini sıka sıka konuşan Arda'ya korku dolu bakışlar atıyordum. Bir şey olmasa bari.

"İstersen bir de burada söyle. Unutmuş olabilirim. " dedi Cem. Sanki bana bir şey ima eder gibiydi. Bu sefer korku dolu bakışlarım tereddüt dolu bakışlara dönmüştü.

Arda'dan kısa bir süre ses gelmeyince araya girmek zorunda kaldım. "Benim bilmem gereken bir şey mi var?"

Arda bakışlarını Cem'den ayırmadan konuştu. "Yok." kısa ve öz. Yok. Cem ne saçmalıyor o zaman?

Cem güldü, ardından bu gülüşü kahkahaya dönüştü. Espri kaçırmış olamazdım. Çok ciddi bir ortamda olduğumuzu varsayarsak olası bir espri durumu da buralarda yoktu.

"Demek ki 'artist abimiz' yalanda söylermiş."

'Artist abi' ? WTF? Bu Cem, benden sonra baya krolaşmaya başlamış yemin ediyorum.

"Ne istersen, kime istersen ve ne zaman istersen bildiğin bilmediğin her boku anlat. Umrumun sikinde bile değilsin." sakin ama yutkundurucu ses tonu ile Arda son noktayı koymuşa benziyordu.

Kusursuz&KuralsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin