Kusursuz&Kuralsız

7.Bölüm"Bana Güzelim Deme!"

"Gerçekten de çok zor bir soru sordun benim için." derken bir yandan da gözleriyle zigzaglar çiziyordu. Ardından sözüne devam etti.

"Ben bu tehlikeli soruyu yanıtsız bırakıp yarışmadan çekiliyorum. Söz sende, ya senin için hangisi?" dedi Kerem kuşkulu gözlerle.

İçime çektiğim nefesi yavaşça özgürleştirirken aynı anda da Kerem'e bakıp konuşmaya başladım.

"Tam olarak 'Bitti Cem,ayrıldık.' demedim. Ama aklımda ve kalbimde bu ilişkiyi zaten bitirdiğimden 'Ayrılmak istediğim için' değil, 'Deliler gibi aşık olmak için.' " dedim başımı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapatırken.

1-2 dakika sonra sol gözümü açıp Kerem'e doğru baktım.Dalmış gitmiş uzaklara yine. Yerimde doğrulup parmağımın ucuyla koluna dokundum. Başını yavaşça yüzüme çevirdi. Hemen söze atıldım.

"Kerem, hani Alin's Cafe'de sana bir soru sormuştum. Derin ile ilgili. Derin'i sevip sevmediğini kalbine soracaktın sordun mu?" dedim gözlerimi küçülterek.

"Nereden çıktı şimdi bu?"

"Bir yerden çıkmadı. Sadece merak ettim."

"Sordum galiba." dedi stresli ama bir o kadar da karasız yüz ifadesiyle.

"Galiba kalbini pek anlayamadın."

"Galiba."

"Şu galibaları bırakalım bir kenara. Sana yardımcı olacağım. Şu kalbini anlaman konusunda."

"Nasıl olacak o?"

"Ben sana bi kaç soru soracağım. Sorularıma verdiğin cevaplara göre işte."

"Peki. Başla bakalım sorularına."

"Derin'i ilk aşık olduğun günden beri aynı aşkla mı seviyorsun?"

"Hi-hiç bir fikrim yok."

"Peki. O zaman 2. Sorumuza geçelim. Bir kere şunu öğrenmem gerek. Aslında cevabını biliyorum ama neyse."

"Cevabını bildiğin soruyu sormana gerek yok güzelim."

"O bana kalmış bir şey. Sen karışma. Soru şu. Derin ile hiç öpüştün mü?"

" Dün gece öpüştük."

"Sana ne zaman öpüştünüz diye sormadık. Bari nasıl öpüştüğünüzü de anlat da tam olsun." dedim gözlerimi devirerek.

"Sadece yardımcı olmaya çalışıyorum, fena mı?"

"Of iyi tamam boşver. Son sorulara yaklaşıyoruz. Derin ile ilk öpüşmenizdeki tutkuyla son öpüşmenizdeki tutkunun büyüklüğü hala aynı mı?"

"Soru çok saçma bir kere. Sen nerden bu-..."

"Allah Allah! Ben bulmadım. Bana bi arkadaşım öğretmişti eskiden. Sorularda bunlar! Hem bana çene yapacağına soruya cevap ver!"

"Tamam...Galiba."

"Ne galibası ya? Neye galiba? Evet mi hayır mı? Her soruma galiba deyip deyip duruyorsun."

"Dalga geçmeyi bırakıp sorulara döner misin lütfen?"

Al sana sondan bir önceki soru ve bomba soru. Derin ile öpüşürken hissetiklerin sadece ona mı özel? Yoksa başka bi kızla öpüşsen yine aynı şeyleri mi hissedersin?"

"İkinci Dediğin." Kerem'in bu lafı üzerine kendimi tutamayıp bağırmaya başladım.

"Derin ile çıkarken başka kızlarla öpüşüyordun yani?"

Kerem gülüp kafa sallayınca koluna bir yumruk geçirdim.

"Pis Sapık. Yetmedi mi bir tanesi!"

"Ya vurmasana Zeynep." Bir de gülüyordu Playboy'umuz.

Kerem'in gülmeleri kesilince konuşmaya başladım.

"Ve son sorumuza geldik! Aslında bu tam bir soru değil. Daha doğrusu bende ne olduğunu bilmiyorum. Özür dilerim şimdiden."

Kerem'in soru sormasına izin vermeden dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. İçimden üçe kadar sayıp geri çekildim. Ama çok mesafe kalmadan Kerem beni geri çekti ve tekrardan dudaklarımız buluştu. Kerem'e karşılık vermeye başlamıştım. Bundan mutlu olmuş olacak ki öpüşürken sırıtmayı ihmal etmedi. Ayrıldığımızda Kerem gülerek yüzüme bakmaya başlamıştı. Ama bu başka bir gülüştü.

"Ee soru neydi?" Dediğinde yüzümdeki şapşal sırıtış bir anda donuk ve sinirli bakışlara döndü. Ardından konuşmaya başladım.

"Ne yani? Hepsi bir soru yüzünden miydi?"

"Neyden bansediyorsun Ze-.."

"Dudaklarımı vakumlamandan!" Bu kelimenin kulağa iğrenç geldiğini farkettiğimde yüzüm buruşturdum. Ah! Sinir anlarında aklımı kaybetmesem daha iyi olacak.

"Saçmalamaz mısın? Hem kendin öpmedin mi beni? Şimdi ben miyim suçlu?" dedi kaşlarını çatarak.

"Senden iğreniyorum Kerem! Bu kadar.. Bir insan bu kadar kötü olamaz!"

Sinirle arabadan inip yürümeye başladım. Alkolün etkisiyle yalpalanıp duruyordum. Arkamdan Kerem'in de arabadan indiğini gördüm. Hızlı adımlar atmaya çalışırken Kerem beni çoktan yakalamıştı. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Ve dudaklarıma yaklaştı. Hemen kafamı geriye atıp Kerem'i ittim. Bu hareketi bir yerden tanıyordum ama bu halde hiç bunu düşünemeyeceğim.

"Sakın!cBunu bir daha sakın deneme!"

"Ne! Sakın ne!"

"Bana bir daha dokunma! Senin için ben, benim için sen! Yokuz!"

"Benden başka kimsen yok güzelim." dedi ellerini cebine sokarak. Katliam çanları çalmaya başlamıştı.

"Bana bir daha sakın güzelim deme! Ben senin hiçbir şeyin bile değilim! Müsadenle, senin gibi gözümün içine baka baka onurumu kıranla olmaktansa, dönmeyeceğim dönmem diye büyük konuştuğum ama ona döneceğim Cem'in yanına giderim! En azından o beni öptükten sonra "Soru neydi?"vdiye sormuyor Sayer!"

"Gidemezsin!"

"Sanane! Giderim."

"Gidemezsin. Çünkü arabaya bir hafta önce kamera taktırdım. Hırsız filan girerse diye. Ama hırsız değil, farklı dudaklarıyla dudaklarımı şuan itibariyle tutku bağımlısı yapan bir kız girdi. Ve altını çizeyim. Kameralı arabama bindi bu kız!" dedi sırıtarak.

"Tehdit diyorsun!"

"Öyle diyorum."

"Hatırlatıyım, bu kadar emin konuşma !"

"Niyeymiş o?"

"Belki biri sen Zeynep'e bira almaya gittiğinde o küçük kamerayı farketmiş ve böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalmamak için kamerayı kayıttan çıkarmıştır. Ve böylece öpüşmelerimize bizden başka kimse şait olmamıştır."

"Ze-Zeynep, gerçekten bunu yaptın mı?"

"Kim bilir?"dedim göz kırparak. Zafer benim umuduyla yürürken Kerem seslendi.

"Yalnız unutma! Dudaklarımız hala olduğu yerde... Bu arada saçmaydı. Kamera kaydı yerine herkesin gözü önünde olsa daha heyecanlı olur." dedi hiç değişmeyen ses tonuyla.

Arkamı döndüm. Ellerimi sıkarak konuşmaya başladım.

"Bir dahaki öpücüğümü rüyanda alırsın!"

"O zaman bu gece erken yatıcaz güzelim!"

"Bana Güzelim Deme!"

Zazazaaa &
Bu bölümü de duzelttim. Guzel guzel okuyuun. Cumleleri cok degistirmedim. Aklimdan ilk cikan bu satirlara ilk konan haliyle okumaniz tercihim. Hadi gorusuruz•
Okumaktan ve KuKuCan olmaktan vazgecmeyin!