Bileğimde Taehyung'un taktığı bileklik, elimde kitaplarım, kolumda çantam... Gitmenin bu kadar zor olacağını gerçekten düşünmemiştim. Valizlerim çoktan gönderilmişti, şimdi gönderilme sırası bendeydi ve uçağımın hazırlanmasını bekliyordum. Hazırlanmasına tam sekiz dakika vardı.
Sevgili Taehyung,
İlk olarak, sana gideceğim günü bir gün geç söylediğim için özür dilerim. Seninle vedalaşmak istemedim, vedalar genelde hep zor olur. İkinci olarak, yaptığın kağıt uçakları hatırlayarak gerçek bir uçağa binmek canımı acıtacak sanırım."Gerçekten gidiyorsun demek..." Dedi Jungkook gözleri dolu dolu. Buruk bir gülümseme kondurdum yüzüme. Gitmeden önce annemle yan yana biraz ağladığımızdan gözlerim zaten kırmızıydı, ayrıca hemen dolmaya da meyillilerdi.
"Evet... Merak etme, her gün konuşacağımızı biliyorsun." Burnunu çektikten sonra kollarını açtı sarılmam için, gülümseyerek sarıldım Jungkook'a. Sanırım Jungkook'un yokluğunu çok pis hissedecektim. Başıma bir şey gelirse yanımda beni teselli edecek birisi olmasını, kolaya kaçmak için ödevlerini bana yaptıran birisi olmasını... Kısacası Jungkook olmasını... "Sence ona söylemem mi lazımdı?" Diye sordum bedenlerimiz ayrılırken.
"Söylemediğin için sana çok kızacak ama merak etme, seni geri affedecek." Kızmaya hakkı da vardı. Bunca yıldır onu düşünmeme, onu korumaya çalışmama rağmen kendimi düşünmem ağır basıyordu sanırım. Vedalaşırken kendim acı çekmemek için onunla vedalaşmıyordum. Gözyaşlarım yanaklarımdan aşağı süzülürken Jungkook gülümsedi. "Ağlamasana salak. Seni unutacak değil."
"Biliyorum..." Dedim dökülen gözyaşlarının sayısı artarken. "Ama ondan ayrı kalmak çok zor geliyor."
"Merak etme. Gör bak, iki yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçecek." Hem Taehyung hem Jungkook yanımda değilken göz açıp kapayıncaya kadar geçecek olması hiç de inandırıcı gelmiyordu.
"Bilmiyorum." Diye mırıldandım.
"Sayın yolcular, Kaliforniya uçağı beş dakikaya kalkacaktır. Lütfen B kapısından uçağa binip uçaktaki yerlerinizi alınız. Tekrarlıyorum..." Burnumu son kez çektikten sonra Jungkook'a hızlıca sarıldım, ardından geri çekildim.
"Gidiyorum, bensizken çok yaramazlık yapma." Güldü.
"Sensiz olacağımı kim söyledi? Şu küçük dikdörtgen kutunun içinde de olsan olacaksın sonuçta." Evet, olacaktım. "Bana oraları gezdirmeyi sakın unutma."
"Unutmam, gidiyorum!"
"Görüşürüz Lalisa." Demesiyle B kapısından içeri girmem, sonra da biletimde gösterilen koltuğa binmem bir oldu. İşte her şey bu kadar basitti, hızlıydı, hemen oluyordu.
Her şey bu kadar hızlı olsa bile yaşadığım her şey dün yaşamışım gibi aklımdaydı. Koltuğumda kemerim takılı otururken camdan dışarı bakıyordum, bir yandan da yaşadığım her şey film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Taehyung'a yazdığım ilk gün, konuştuklarımız, onun kim olduğumu öğrenmesi, beni öpmesi, elimi tutması, bana sarılması, beraber geçirdiğimiz günler...
Çantamdan telefonumu çıkarttıktan sonra Taehyung ile olan mesaj sayfasına tıkladım, ardından parmaklarımı klavyede gezdirmeye başladım.
Siz: Taehyung, ne yapıyorsun?
Taehyung: yazmanı bekliyordum
Taehyung: yarın gideceksin değil mi
Taehyung: son kez buluşalım mı
Taehyung: seni özledim
Siz: uçaktayım
Taehyung: haha
Taehyung: ben de uzay gemisindeyim
Siz: gerçekten uçaktayım
Siz: sana yalan söyledim
Siz: vedalaşmamak için yarın gideceğimi söyledim ama uçağım bugüneydi
Siz: şu an uçaktayım
Taehyung: şaka yaptığını söyle
Siz: şaka yapmıyorum
Siz: özür dilerim
Taehyung: uzattın ama
Taehyung: böyle bir şaka hak edecek ne yapmış olabilirim
Taehyung: yalandan bile güldürmüyor
Siz: gerçekten şaka değil
Siz: vedalaşmanın zor olacağını düşündüğüm için sana yalan söyledim
Siz: gitmeyi zorlaştırmak istemiyordum
Siz: bencillik ettiğim için özür dilerim
Siz: ama bu sorun değil, değil mi?
Taehyung: hayır
Taehyung: bu bir sorun
Taehyung: evet yaptığım bazı aptallıklar oldu ama merak ediyorum lisa
Taehyung: ne zaman bencillik ettim?
Taehyung: her zaman seni düşünmeye çalıştım
Taehyung: gideceğini söylediğinde bile üzülsem de belli etmeyip seni destekledim
Taehyung: sen sırf iki ağlayacağın için siktiğimin bir vedalaşmasını bana çok mu görüyorsun
Siz: özür dilerim
Siz: sadece daha da zorlaştırmak istemedim
Siz: zaten benim için çok zordu
Taehyung: çünkü benim için değildi
Taehyung: çünkü hep senin için zor öyle değil mi?
Taehyung: o kadar yıl ayrı kalıyoruz ama kendimi sürekli suçlu hissettiğim için, pişman olduğum için, dönmek isteyip dönemediğim için bana zor değil
Taehyung: neredeyse başından beri yazanın sen olduğunu bilirken söyleyememek zor değil
Taehyung: beni bir türlü bu halimle kabullenmeyip her seferinde değişmem için uğraşman, kendin için eski halimi isteyip durman zor değil
Taehyung: sırf senin moralin bozulmasın diye gideceğine üzülmeme rağmen yüzüne gülmem zor değil
Taehyung: beni düşündüğünü sanıyorsun ama beni bir kere bile gerçekten düşündüğünü sanmıyorum
Taehyung: iyi yolculuklar lalisa
Taehyung: eminim eğer vedalaşsaydık daha az ağlatırdı
Görüldü, 09.20
<3
Dayanamayıp attığım bölüme merhaba deyin!!! Önceki bölümle bu bölüm arasında bir ara bölüm yapsam mı diye düşündüm ama olayları çok dolandırıp uzatmak istemedimm.
Umarım beğenmişsinizdir, finale son bir bölüm!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ily for 105120 hours, taelice
FanficSiz: 105120'nin anlamını söylersem beni sevebilir misin? Kim Taehyung & Lalisa Manobal. (Texting)