İyi okumalar...♡♡♡
<><><>
"Özür dilerim..."
Fısıltısıyla göz kapakları titrekçe kapanıp Omegasının boyun girintisine sokulmuştu Alfa. İnce bele sardığı elleri elektrik akımı verilmiş gibi tirtir titriyordu. Bir an arkasını dönüp gideceğini sanmıştı ve bu olsaydı bundan sonra ne yapacağını bilemezdi. Çünkü olayların hepsi üst üste gelmişti ve yorulmuştu. Tıpkı kendisine sarılan minik beden gibi....
Onları buruk bir gülümsemeyle izleyen Vita'ysa aklına dolan eski anılarıyla gözleri dolu dolu olmuştu. Alfa'sının kendisini bırakmayıp o zamanların kraliçesine -kendi annesine- karşı çıkarak kendisine sıkı sıkıya sarılması aklına gelmişti. El mahkum annesi de ikiliyi kabul etmek zorunda kalmıştı. Çünkü tek oğlu eşiydi ve başkasının tahta geçmesine asla izin vermezdi.
Jisu, tek elini yanağına çıkararak akan gözyaşlarını elinin tersiyle silip kendilerini izleyen muhafızlara dönmüştü.
"Şu Omega'yı alıp at arabasını bindirin. Süren kişi nereye gitmesi gerektiğini biliyor."
Muhafızlar, Vita'dan duydukları ile yerde hâlâ ağlamakta olan bedenin iki koluna girip sarayın dışına götürmeye başlamışlardı.
Omegasına hâlâ sarılmakta olan Hyunjin ise ellerini yavaşça Felix'in uyluklarına koyup onu havaya kaldırmış, bununla Omega hiçbir tepki vermeden bacaklarını Alfa'sının beline dolayıp sardığı kollarını daha çok sıklaştırmıştı.
Hyunjin kucağına aldığı minik bedenle sakince merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Bu ortamdan uzaklaşıp hiçbir şey olmamış gibi odalarına gidip yataklarında yatmak, minik Omegasını sıkıca sarmalamak istiyordu. Sadece bu kendisine iyi gelebilirdi.
"Seni seviyorum..."
Hyunjin dudaklarının dibinde olan kulağa fısıldayıp dolgunluklarını kulak arkasına usulca bastırmıştı. Felix ise buna karşı sessiz kalmış, yüzünü yasladığı boyun girintisine olabildiğince daha çok sokulmuştu.
Alfa ondan bir cevap beklemiyordu zaten. Sadece söylemek istemişti. İnanamasını istiyordu.
Gece kaldıkları odanın önüne geldiğinde tek elini Felix'in beline sıkıca dolayıp diğer eliyle kapıyı açıp içeri girmiş, ayağıyla kapıyı hızlıca kapatıp yatağa ilerlemişti. Felix kendisini yatağa yatıracağını sanarak geri çekileceğinde Hyunjin onu şaşırtarak kucağında kendisiyle birlikte yatağa oturmuştu. Belindeki elleri sıklaşmış, mühür yerinde küçük bir dokunuş hissetmişti.
"Bana inanmanı söyledim. Ağlamana değdi mi?"
Alfa geri çekilip yüz yüze gelmelerini sağlamış, ağlamaktan şişmiş iki göze de teker teker dudaklarını bastırmıştı.
"Biliyor musun? Aşağıda gideceğini sandım. O duyduklarından sonra gidersin sandım."
Felix, Alfa'ya böyle bir izlenim yansıttığı için kafasını eğmek istemiş ancak çenesine konan parmaklarla bunu yapamamıştı. Sabah gerçekten çok mu tepki vermişti? Ama duyduları karşısında ilk aklına geleni söylemiş, öncelik olarak o küçük bebeği düşünerek hareket etmişti. Her zaman öyleydi işte. Kendisinden önce başkalarını düşünüp üzülürdü. Belki yerinde başkası olsa bunu asla umursamaz, saraydan kovduğu birisini nasıl kabul edeceğini düşünürdü.
Kendisi asla bizden olmaz vs. şeyler söylemek istememişti. Aksine çok istiyor, mutlu olmak istiyordu. Ama yapısı gereği böyle bir tepki vermiş, Ruh eşini önünde ağlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soul Mate/Hyunlix√
Fanfiction[TAMAMLANDI] Kral Hyunjin, uzun zamandır birlikte olduğu Omega'yı gerçek Ruh eşi olduğunu sanar ancak ormanda tesadüfen karşılaştığı saldırıya uğramış Omega ile inandığı her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu görür. "𝑖𝑛𝑎𝑡𝑐𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑐𝑖𝑣𝑐𝑖�...