Soul Mate/Hyunlix√

9. ⭑Sadece senin⭑

İyi okumalar...♡♡♡

<><><>

Felix, Hyunjin'in zoruyla oturduğu yemek masasında hiç rahat değildi. Sürekli yerinde kıpırdanıyor, bakışlarını önündeki tabaktan çekemiyordu. Tâ ki beline birisinin cimcik atmasıyla kafasını kaldırmış, yanında kendisine sırıtarak bakan Omega'ya dönmüştü.

"Bir şeyler yesene Lixie."

Omega cevap olarak sadece omuz silkmişti. Bu masaya oturacağını öğrendiği gibi tüm iştahı kaçmıştı. Ne var da buraya gelmişti? Sadece Hyunjin'e yani kralına karşı gelmemek için kabul etmişti.

"Bir prense omuz silkinir mi? Seni kınıyorum Lixie."

Alayla karışık konuşmasını Felix ciddiye alarak oturduğu sandalyeden ayağa kalkıp Jisung'un önünde hafifçe eğilmişti.

"Özür dilerim Prensim."

"Jisung?"

Hyunjin tok çıkan sesiyle Omega zorla sırıtmış, Felix'in elbisesinin eteğinden tutarak tekrardan eski yerine oturmasını sağlamıştı.

"Şaka yaptım. Şaka."

"Ne?"

"Hadi al şunu sen."

Çatalına tutturduğu mandu'yu* kendisine bakan Omega'nın ağzına zorla sıkıştırmıştı Jisung. Masa da oturan iki kral da ikilinin haline gülümsemişti.

Jisung, Felix'in konuşmasına izin vermeden ağzına bir şeyler tıkarken içeri giren kahverengi saçlı Omega ile Changbin'in bakışları onu bulmuştu. Omega yanına geldiğinde bile gözlerini ondan ayırmamıştı.

Omega da üstünde hissettiği bakışlarla yanlış olduğu halde kendisi de yanındaki bedene bakmış, irisleri birbiriyle temas etmişti.

"Prensim, boğuluyorum."

Omega, Felix'in sesiyle kendine gelip anında geri çekilmişti. Çaktırmadan kralına baktığında ise onun da kendisine kaşlarını çatarak baktığını görmüştü. Göz devirmek istese de kendisini tutmuş, önünde saygıyla eğilerek arkasını dönüp yemek salonundan çıkmıştı.

Hyunjin, gözlerini hâlâ kendi kendine gülümseyen bedenden alamıyordu. Kafasını eğmiş öylece tabağındakilere bakarak aptal gibi gülümsüyordu. Bunu ona sonra sormayı aklının bir köşesine erteleyip çaprazında ki Felix ile Jisung'a dönmüştü.

"Jisung bırak kendisi yiyebilir."

İkili, Kralın konuşmasıyla ona dönmüştü. Jisung kaşlarını çatmış, Felix ise mahçupça kafasını eğmişti.

"Prensim, lütfen siz kendi yemeğinize dönün."

Eğik kafasını kaldırmadan konuşmuştu Omega. Alfa'nın önünde bu durumda olduğu için az da olsa utanmıştı. Alfa eğik başından bile belli olan al al olmuş yanaklarla seslice kıkırdamış, bakışların tekrardan kendisine dönmesini sağlamıştı.

Felix ise bu gülüşü yanlış anlayarak yerinden yavaşça kalkıp olduğu yerde saygıyla eğilmiş, ardından da hiçbir şey söylemeden yemek salonundan çıkmıştı. Onlara uyum sağlamıyordu işte. Kendisini gülünç hale düşürdüğünü düşünüyordu ama aksine masadakiler onun bu halini tatlı bulmuşlardı ve onu bu düşünceyle kalkıp gittiğini hiç düşünmemişlerdi.

"Onu sakın üzme Hyung. Yoksa Kral falan demem saçını başını yolarım."

"Jisung'a katılıyorum. Bir daha meleği üzersen tanrı seni affetmez."

Hyunjin kendisine söylenenlerle burukça gülümseyip kafa sallamıştı. Ne diyebilirdi ki? Haklılardı.

"Ruh eşi bağının nasıl bozulacağını gerçekten araştırdın mı?"